Polislerden tutsak annesine işkence

  • 09:04 15 Ağustos 2025
  • Güncel
 
AMED - Tutsak Melek Çelik’in annesi Sultan Çelik, zırhlı araçlarla gelen yüzü maskeli polisler tarafından işkenceye uğradı. Şikâyet için karakola giden Sultan Çelik’e verilen yanıt ise “Biz değiliz, onlar çete” oldu.
 
Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsak Melek Çelik’in annesi Sultan Çelik, 3 Ağustos günü zırhlı araçlarla gelen yüzü kapalı polisler tarafından evinin kapısı önünde işkenceye uğradı. Anne Sultan Çelik’in kimlik sormasına rağmen polisler kimliklerini göstermedi. Anneye “araca bin” denildi. Araca binmeyi reddeden anneye, bu kez evinin aranmak istendiği söylendi. Arama kararını soran Sultan Çelik, polis tarafından bir kez daha şiddete  uğradı.
 
Olayın yaşandığı gün karakola giderek şikâyette bulunan Sultan Çelik, karakoldan “Biz değiliz, bunlar çete” yanıtını aldı. Hiçbir sonuç alamadan evine dönen Sultan Çelik, can güvenliğinin olmadığını söyledi.
 
Sultan Çelik, olayın yaşandığı günü anlattı.
 
‘İki sivil polis, panzer ve ona yakın yüzü maskeli polisle evime geldi’
 
Dışarıdayken bahçeye doğru gittiğinde polislerin evlerine yöneldiğini söyleyen Sultan Çelik, “Bana B bloğu sordular, bir an duraksadım ve doğruladım. Biliyordum bizim eve geldiklerini. Öğlen saatinde eve baskın yapılmasını sorguladım. Hepsinin yüzü kapalıydı, kim olduklarını bilmiyorum. İki tanesi tek polis görünümlüydü. Panzer bahçenin kapısına girip durdu. Ben de kapının önüne gidip niye geldiklerini sordum. Bana ‘Melek Kayseri Cezaevi’nden firar etti, evdedir, aç kapıyı’ dediler. Çok baskı yapıp kapıyı açmaya çalıştılar. Meleğin sabah benimle konuştuğunu, firar etmediğini söyledim. ‘İki saat içinde Kayseri’den buraya uçarak mı geldi? Mahkûm olan firar eden biri gelip eve oturur mu?’ dedim. Beni tutup kapıya fırlattılar, arabaya bin dediler. Ben de kesinlikle arabaya binmeyeceğimi söyledim” dedi.
 
‘Kızıma ‘annene ve abine işkence edeceğiz’ demişler’
 
Cezaevinde tutsak bulunan kızının bir hafta boyunca işkenceye maruz kaldığını belirten Sultan Çelik, “Kızıma ‘annene ve abine işkence edeceğiz’ demişler. Kızım da ‘anneme ve abime ulaştığımda, devletin bana böyle dediğini söyleyeceğim’ demişti. Zaten bu lafı hatırladım ve koridordan dışarı çıktım. Beni ittiklerinde kazağım yırtılmıştı. Elbiseler bahçede seriliydi, üstüme bir ceket alıp adliyeye gittim. Sonra kötüleşince acile gidip geri döndüm. Adliyede üçüncü kattaki hâkime gittim, olanları anlattım. Beni dördüncü kata yönlendirdiler, sonra da ‘karakola git’ dediler. ‘Hangi karakoldan geldikleri ortaya çıkar’ dediler” şeklinde konuştu.
 
‘Çeteler panzerle mi eve baskın yapar?’
 
Polislerin evlerine geldiği günün ertesi, Peyas’ta üç karakola gittiğini belirten Sultan Çelik, karakollardan “Biz değiliz” yanıtını aldığını söyledi. Sultan Çelik, “Madem öyle, bunlar nereden geldiler dedim. Karakol bana ‘çetelerdir’ dedi. Çeteler panzerle mi eve baskın yapar? Panzerle geldiler, panzer bahçemin içindeydi dedim. Üstüne bir de panzer ve polislerin fotoğrafını neden çekmediğimi sordular, aklıma gelmemişti. Bana çok fazla işkence ettiklerini söyledim. Israrla kızımın içeride olduğunu söylediler. ‘Savcılıktan yazı getirirseniz ancak o şekilde kapıyı açarım’ dedim. İzinleri yoktu. Ya kapıyı açarsam içerden değerli şeylerimi alırlarsa ya da beni içeriye koyup işkence eder, öldürürlerse kimsenin haberi olmaz diye düşündüm, kapımı açmayacağımı söyledim. Savcılığa gideceğim dediğimde, ‘gidiyorsan git’ dediler. Ben de taksiye binip gittim. Karakola gidince ‘Biz değiliz, gelenler çetedir, kesinlikle senin evine gelmedik’ dediler” ifadelerini kullandı.
  
‘Çeteler devletin çetesidir’
 
Kızının kaldığı cezaevine de gittiğini söyleyen Sultan Çelik, “Kimliğimi verdim, gardiyanlar beni tanıyor. Onlara meseleyi anlattım. Onlar da ‘Kesinlikle biz karakola yazı göndermedik, Melek iki aydır Kayseri Cezaevi’nde’ dediler. Ertesi gün yine savcılığa gittim. Bir hafta boyunca sürekli gidip geldim. Savcılık, ‘Biz değiliz, kim gelirse bizi ara, kapını kimseye açma, bu gelenler çetedir’ dedi. Ben de ‘Madem çetedir, çete devletin çetesidir o zaman’ dedim. Emniyet müdürü bana su verdiğinde ‘Kimsenin ne yemeğini ne de suyunu içmeyeceğim’ dedim. Bana ‘Ben devletim, bana da mı güvenmiyorsun?’ dedi. ‘Devlete güvenmiyorum’ dedim. Devlet devlet olsaydı, benim evime o şekilde baskın yapmazdı. Ben 55 yaşında bir anneyim, bana işkence ettiler. Melek’e ‘Annene ve büyük abine işkence edeceğiz’ demişlerdi. Allah da haklının tarafındaydı ki kapımı onlara açmadım, evin içinde değildim. Bana ‘İyi yapmışsın, kapıyı açmamışsın’ dedi. Savcılığa giderken saat 1 buçuk gibiydi, komşum polislerin o saatte hâlâ evin önünde olduğunu söyledi” dedi.
 
‘Yüzü açık olan iki polis bana işkence etti’
 
Eve gelen polislerin çoğunun yüzünün kapalı olduğunu, iki polisin ise sivil ve yüzlerinin açık olduğunu söyleyen Sultan Çelik, şu sözleri kullandı: “12 kişi falan vardılar. Beni arabaya bindirmek istediler. Yanımda kimse yok, nereden bileceğim siz kimsiniz de sizinle geleceğim dedim. Yüzü kapalı olanlar pantolonları kumandalı olanlardı. Kollarına kadar siyah giyinmişlerdi. Yüzü açık olanlardan bir tanesi saçları beyaz, elli yaş civarlarındaydı. Yüzü açık olan siviller bana çok işkence ettiler, diğerleri bir şey demiyordu. Kimliklerini göstermediler, imza falan attırmadılar, kimliğimi de sormadılar. Çantam yanımdaydı, zaten dışarıdan eve dönüyordum. Sadece yanlarında bir kâğıt vardı. ‘Melek bunları yapmış’ deyince, ‘Kesinlikle Melek bunları yapmadı’ dedim. O kadar karakol dolaştım, hepsi ‘Biz değiliz’ dedi. Sadece adliyede savcılığa dilekçe verdim. Devlet ‘Biz değiliz, çetelerdir’ diyor. Bu çeteler kimin çetesi, kim evimize gönderdi?”