DİKASUM 8 yıl sonra yeniden çözümün adresi: Yüzlerce kadın başvurdu

  • 09:07 10 Ağustos 2025
  • Güncel
Medine Mamedoğlu
 
AMED - Kayyım tahribatlarının silinmesiyle 8 yılın ardından tekrar faaliyete geçen DİKASUM, kentte kadınların sorunlarını çözümenin adresi oldu. Merkeze 6 ayda yüzlerce kadın başvuru yaptı.
 
Amed Büyükşehir Belediyesi bünyesinde 2001 yılında Sûr ilçesinde kurulan Diyarbakır Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi (DİKASUM), 2016 yılında belediyeye kayyım atanmasıyla kapatıldı. Merkez, Amed'de yaşayan kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle yaşadıkları sorunların tespiti ve çözümüne yönelik kadın özgürlükçü politikalar ve projeler üreterek uygun hizmetler sunmak amacıyla 8 yıl sonra yeniden faaliyete geçti. Ocak ayında faaliyete geçen merkez bu süre zarfında yüzlerce kadına ulaştı. Psikolojik, ekonomik ve hukuki anlamda kadınlara destek veren yine farkındalık noktasında önemli çalışmalar yürüten merkez, sahadaki raporlamalarına da aralıksız devam ediyor. 
 
Amed Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi (DİKASUM) Koordinatörü Evin Ezen Alp, yürüttükleri faaliyetleri ve sahada karşılaşılan sorunları paylaştı. 
 
'Sahadaki faaliyetler durmuyor'
 
Ben û Sen, Yeniköy ve Huzurevleri Mahallesi’nde bulunan yaşam merkezi ile Koşuyolu’nda da faaliyetler yürüttüklerini belirten Evin Ezen,  özellikle kadın yoksulluğuna dair 300'den fazla hane ile görüşme gerçekleştirdiklerini ifade etti. Merkezlerinin kadına dair her sorunda saha çalışması yaptığını belirten Evin Ezen, “Koşuyolu eskiden çamaşır eviydi ama şimdi kadın yaşam merkezi olarak işlerini sürdürüyor. Bu mahallelerde kadınlarla birebir temasa geçip onların taleplerini dinleyip, talepler neticesinde neler istiyorlarsa ona dönük faaliyetler yürütülüyor. Kadın yaşam merkezlerimiz üzerinden aslında hem birçok birim hem bizim birimimiz faaliyet yürütebiliyor. Sahaya inen, mahallelerde faaliyet yürüten ya da hane ziyaretleri yapan aslında bizim saha ekibimiz ve koordinatörlerimiz oluyor” dedi.
 
Psikolojik destek
 
DİKASUM olarak kadınlara tamamen ücretsiz psikolojik destek sağladıklarını vurgulayan Evin Ezen, “Aynı zamanda baroyla var olan protokolümüz neticesinde ücretsiz adli destek veriyoruz. Bunun dışında Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığıyla da ortaklaştığımız için sosyal desteklerimiz oluyor kadınlara dair. Özellikle DİKASUM’da başvurularını aldığımız şiddete maruz bırakılan ve her alanda toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz bırakılan kadınların talepleri doğrultusunda kurumlarla ortaklaşıp neye ihtiyaç duyuyorlarsa bu açıdan hizmet veriyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Kadınlara sosyal hizmet
 
Son 6 ayda elde edilen verilere değinen Evin Ezen, “170 kadına sosyal hizmetlerle ortaklaşılarak sosyal yardımlarda bulunuldu. 27 kadının sığınma evine başvurusu kabul edildi ve yönlendirme yapıldı. Hem belediyenin sığınma evine kabul yapılıyor hem de ASP’nin yani ŞÖNİM’le olan bağımızla yönlendirme yapılabiliyor” dedi.
 
'225 başvuru alındı, onlarca kadına destek verildi'
 
Psikolojik desteğin önemine dikkat çeken Evin Ezen, “Kadınlar buraya gelebiliyorlarsa burada, gelemiyorlarsa kendi özgün sebeplerinden kaynaklı evde veya online terapi desteği verebiliyoruz. Telefondan da verebiliyoruz. 128 kadına halihazırda psikolojik destek verildi ve bu destekler hala devam ediyor. Bu 6 ayda toplamda 225 kişiyle bireysel görüşme yapıldı ve bireysel danışmanlık sağlandı. Bu 225 kişiden bazıları iki ya da üç destek isteyebiliyor. Hem psikolojik hem sosyal destek isteyenler oluyor, hem adli hem psikolojik destek isteyenler oluyor. Örneğin boşanma davası açacak fakat avukat desteği istiyor. Tamamen ücretsiz şekilde baroya yönlendirerek bu desteği sağlıyoruz. Ardından toparlanmaları, farkındalık ve dayanışma için psikolojik destek vermeye başlıyoruz. Bu sayede kadınlar o süreçte aldıkları psikolojik destekle daha güçlü durabiliyor” dedi.
 
'Ekonomik ve psikolojik şiddet en yoğun olanı'
 
Kadınların yoğun olarak ekonomik ve psikolojik şiddette maruz kaldığını aktaran Evin Ezen, “Her dönem olduğu gibi en çok maruz bırakıldıkları şiddet türü psikolojik ve ekonomik şiddet. Fiziksel şiddet görmese bile devamlı olarak rutini haline gelmiş bir psikolojik ve ekonomik şiddetin varlığını görüyoruz. Kadınların anlatımlarından ve başvurularından bu durumu tespit ettik. Başvuru yaptıkları zaman aslında ne ile karşı karşıya olduklarını hiç fark etmemiş oluyorlar. Biz bu 6 ay içerisinde mahallelerde kadınlarla bir araya gelerek farkındalık oturumları düzenledik. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedir? Şiddet nedir? Ve şiddet türleri nedir? Bunları anlattık. En çok maruz bırakıldıkları şiddet türü psikolojik ve ekonomikti. Kadınların kendi hikayeleriyle bize aktardıklarından bunu anlamış olduk. Ne acı ki bunu sadece farkındalık oturumlarında görebildiler” şeklinde konuştu.
 
'Farkındalık düzeyi arttıkça dayanışma da artıyor'
 
Kadınların yaşadıklarının uzun yıllara yayılarak normalleştirildiğini söyleyen Evin Ezen, “Kadınlar bunu normal görüyorlar. Gördüğü psikolojik şiddeti ‘Zaten bütün erkekler yapıyor, yoruluyor, çalışıyor, bize bakıyor. Bir iki kelime söylemiş çok önemli değil. Ben görevlerimi yerine getiriyorum, haklı benden beklentileri bunlar’ diye yorumluyorlar. Aslında öyle değil. Bu toplumsal cinsiyete dayalı şiddet türü. Bunu anlattığımızda, onlarla paylaştığımızda anlayabiliyorlar. Kadınların farkındalık düzeyi arttıkça dayanışmayı daha çok istiyorlar. Biz ancak onlarla temasa geçtiğimizde bunu gerçekleştirebiliyoruz. Kadın bunun ayırdına vardıktan sonra okumaya, diyaloğa ve iletişime başlıyor. ‘Hayır, öyle değil’ demeye başlıyor. Bu bizim için çok önemliydi ve biz bunun aksiyonunu 6 ayda çok net aldık. İlk iki ayda düşük olan farkındalık, son dört ayda çok güzel arttı” dedi.