
KCDP’li Şirin Yalıncakoğlu: Sistematik cezasızlık var
- 09:02 10 Ağustos 2025
- Güncel
Elfazi Toral
İSTANBUL - Kadınlara yönelik artan şiddeti değerlendiren KCDP temsilcisi Şirin Yalıncakoğlu, sistematik bir cezasızlığın olduğunu belirterek kadınların ortak mücadelesini dikkat çekti.
Kadınlar, her gün sistematik bir şekilde şiddet, saldırılarla karşı karşıya. Ajansımızın derlediği verilere göre Temmuz ayında 28 kadın ve 3 çocuk katledilirken, 25 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Yine Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) 2025 yılının ilk 6 ayında yaşanan kadın katliamları ve şüpheli ölümlere dair açıkladığı raporda, kadınların yüzde 65’inin evde katledildiği, yüzde 35’i evli olduğu erkekler tarafından katledildiği belirtilmişti.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) temsilcisi Şirin Yalıncakoğlu ile kadına yönelik şiddet ve katliamlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kadınların şiddete ve katliama sessiz kalmayacağını söyleyen Şirin Yalıncakoğlu, “Orta Doğu ve Türkiye’de kadınların öldürülüyor olmasına şiddet görüyor olmasına sadece sırf kadın karşıtlığı olarak bakamayız. Aynı zamanda çocukların birbirini öldürdüğü, çocuk istismarlarının ayyuka çıktığı çokça davaların da üstünün örtüldüğü, sistematik bir cezasızlığın ortaya konulduğunu söyleyebiliriz. Aynı zamanda kadın katilleri, çocuk istismarcıları diğer adli suç denilen suçları işleyen sanıkların salıverilmesi sonucu ortam daha da suç işlenebilir hale geldi. Bütün bunları, bu politikayı üretenlerin umursamadığı aynı zamanda da Diyanet Başkanı’nın geçen hafta hutbesinde kadınların giyim kuşamı ve yaşamı üzerinden konuşuyor olması bunu kaçınılmaz hale getiriyor. Buna karşı, kadınlar ve sivil toplum kuruluşları olarak bu kötülüğe dur demek isteyen tüm toplulukların ve siyasi partilerin bu konuda ciddi çalışmalar yapmaları gerekiyor. Biz kadınlar da tüm bu çalışmalara destek vermeliyiz. bizler hükümetin yaptıklarına boyun eğecek topluluklar değiliz. Biz kimsenin namusu, kardeşi, çocukları değiliz, birey olarak bir kadınız” dedi.
Failler cezasızlıkla korunuyor
Kadınların anayasal haklarını koruyacaklarını dile getiren Şirin Yalıncakoğlu, bunun için de mücadeleyi büyüteceklerini vurguladı. Katledilen kadınların davalarını anımsatan Şirin Yalıncakoğlu, “Erkeklik sürekli pohpohlanırken aynı zamanda elinde bir argüman oluyor. Bu argümanları en çok katledilen kadın davalarında görüyoruz. Erkekler rahatlıkla bunları söyleyebiliyor; ‘o bu yolun yolcusuydu, beni kışkırttı, namusuma laf getirdi, erkekliğime laf getirdi’ gibi savunmalar yapıyorlar. Ve o kadınların; bedenlerini çocuklarını, geleceğini elinden alabilecek gücü kendinde görebiliyorlar. Bunun hukuki yönü de tartışılmalı. Ayrımcı indirimler dediğimiz sanığın beyanı aksi ispat edilemediği için şüpheli kadın ölümlerinin de intihar denilerek üstü örtülüyor. Bütün görevleri kadın ve çocukları korumak olan kurumların bir şikâyet olduğunda kadınlar sığınma evlerine gönderiliyor. Ama o faile hiçbir yaptırım uygulanmıyor. Bu da katliamların artmasına sebep oluyor. Tanıdığımız birçok kadının koruma kararı olmasına rağmen öldürüldüğünü görüyoruz. Bunun sebebi de sanıklara yönelik herhangi bir yaptırım olmaması ve onların işlediği suçlardan hak ettiği cezayı almamasıdır. Son zamanlarda gördüğümüz Ayşe Tokyaz örneği var. Kadınların bedenleri üzerinden intikam alırcasına, bedenleri yok ediliyor ve tanınamayak hale getiriliyorlar. Kadınlardan intikam alma ritüeline dönüştürdüler. Biz kadın katliamlarını önleyebilmek için örgütlenerek mücadele etmek zorundayız. Elbette ki bunu yapacak olan da bizleriz” şeklinde konuştu.
‘Kadınlar birlik olursa başaramayacağı hiçbir şey yok’
Kadına yönelik şiddetin son bulması için toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kalkması gerektiğini paylaşan Şirin Yalıncakoğlu, kadınların tarih boyunca kendi mücadelelerini kendilerinin yarattığını belirtti. İstanbul Sözleşmesi ile 6284 sayılı yasanın uygulanması gerektiğine işaret eden Şirin Yalıncakoğlu, şöyle dedi: “Hem İstanbul Sözleşmesi ve 6284 uygulandığında birçok kadın ve çocuğun hayatının kurtulabileceğini biliyoruz. Kadını koruyan yasaların uygulanmasını sağlayarak şiddetten uzak daha eşit ve özgür bir dünya da yaşayabiliriz. Şuan içinde bulunduğumuz, ekonomik olarak zorlandığımız, işçilerin haklarını alamadığı tüm yaşamımızın tehdit edildiği böylesi bir düzeni kabul etmiyoruz. Bu düzen böyle devam etmez. Mücadele ile çok şey kazanıldığını, geçmişten günümüze bunun örneğini gördük. Her yerde, hiç kimsenin bizi çağırmasını beklemeden kendi irademizle kendimizi yönetmek üzere hareket edersek bunu başarabiliriz. Bütün kadınlar bir an bile tereddüt etmeden mücadeleye atılmalılar. Kadınlar birlik olursa başaramayacağı hiçbir şey yoktur.”