
İktidarın ihmali, ana akımın çabası
- 09:09 3 Ağustos 2025
- Medya Kritik
Nazlıcan Nujin Yıldız
HABER MERKEZİ - Çocuğa yönelik hak ihlalleri gün geçtikçe artarken buna karşı bir politika izlemeyen iktidar, doğrudan veya dolaylı olarak bu ihlallerin artmasına neden oluyor. İktidarın bu konudaki rolünün görünmemesi için de ana akım büyük bir çaba harcıyor.
Türkiye’de çocuk hakları ihlallerine her gün bir yenisi eklenirken çocuğa karşı işlenen suçların boyutu da artıyor. İktidarın bu konuda herhangi bir politika izlememesi sonucu çocuklar şiddetle katledilmeyle, çeşitli hak ihlalleriyle karşı karşıya kalıyor. Kamuoyunun da bu konudaki tepkisi, medyanın yaşanan olayları manipüle ederek ve iktidar gözünden bakarak işlemesi sonucu yetersiz kalıyor.
Bakanlığı suç duyurusu harekete geçirdi
Amed’in Xana Axpar (Çınar) ilçesinde 4 çocuk, üvey abisi ve üvey annesi tarafından işkenceye maruz bırakıldı. Amed Barosu Çocuk Hakları Merkezi, çocukların güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na başvuruda bulundu ve başvuruyla birlikte çocuklara yönelik işkenceyi belgeleyen video kaydını da yetkililere ileterek, çocukların derhal koruma altına alınmasını talep etti. Merkez, başvuruya rağmen süreçte herhangi bir gelişme yaşanmadığını ve aileyle görüşen sosyal hizmet uzmanının “acil bir durum bulunmadığı” yönünde beyanda bulunduğunu belirtti. Bunun üzerine Çınar Cumhuriyet Başsavcılığına ilgili kamu personelleri ve aile hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyuruları ve tepkilerin ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, çocukların koruma altına alındığını bildirdi.
‘Akılalmaz’ aklama
Olayda bakanlığın açık bir şekilde ihmali varken koruma altına alınması gereken çocukların, ancak tepkiler ve suç duyurusu üzerine koruma altına alınması da bakanlığın konuya dair ciddiyetini gösteriyor. Ancak bakanlığın ihmalinin görünmemesi için uğraşan ana akım medya, bilinenin aksine bakanlığın “hemen harekete geçtiğini” iddia etti. Yeni Şafak Gazetesi, konuya ilişkin yaptığı “Üvey kardeşlerine dışkı yedirdi: Diyarbakır'da dört çocuk devlet korumasına alındı” başlıklı haberinde şu ifadelere yer verdi: “Diyarbakır'da yaşları 3 ile 10 arasında değişen dört çocuğa üvey ağabeyleri tarafından hayvan dışkısı yedirildiği iddia edildi. Akılalmaz olayın ardından harekete geçen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, dört çocuğun devlet korumasına alındığını açıkladı”
Haberde bakanlığın hemen harekete geçtiği söylenirken baronun konuya dair yaptığı açıklamadan, bakanlığın ihmalinden söz edilmedi. Çocukların işkenceye maruz bırakılmasının nedenini yalnızca faillere bağlayan ana akım, her zamanki gibi bu işkencelerin arka planında yer alan iktidar politikalarını ve ihmallerini görmezden geldi. Bakanlık çocukların işkenceye maruz bırakılmasına dair “acil bir durum bulunmadı” derken, ana akım bakanlığı aklamak adına acilen harekete geçti.
Yine NTV’de yer alan haberde ihmale dönük tek bir ifade yer almadı. Amed Barosu’nun adı ise yalnızca şu cümlede geçti: “Görüntülere ulaşan Diyarbakır Barosu, olaya ilişkin suç duyurusunda bulundu” Baronun kamu personelleri hakkında da suç duyurusunda bulunduğu bilinirken, NTV buna yer vermedi ve haberin devamında yine bakanlığın çocukları koruma altına aldığına yer verildi.
‘Çocuk odaksız’ haberciliğin vardığı boyut
Ana akımda haberin işleniş biçimi birbirinden farksız oldu. Tüm haber siteleri ve gazeteler çocukların bakanlık tarafından hemen koruma altına alındığına ve valilik tarafından yapılan açıklamalara yer verdi. Bunun yanı sıra atılan başlıklar da yerinde değildi. Olayda ön plana çıkması gereken “çocukların devlet tarafından koruma altına alınması” değil, iktidarın bu konudaki ihmali olmasıydı. Ancak iktidarın neden olduğu işkencelerin, katliamların, şiddetin ve hak ihlallerinin karanlıkta kalması için daha önce de büyük bir çaba gösteren ana akım, yine konunun iktidara gelmemesi için uğraştı. Öte yandan çocukların maruz bırakıldığı işkencenin fotoğraflarına yer veren ve kullanılmaması gereken kelimeler, cümleler kullanan ana akım, çocuk odaklı habercilikten bir kez daha haberinin olmadığını göstermiş oldu. Neticede iktidarın ihmali, ihlali ve ana akımın çocuk odaksız haberciliği birbirinden bağımsız değil.
Buna karşılık hem iktidarın ihmallerinin son bulması hem de çocukların medya için yalnızca “tıklanma” gerekçesi olmaması için çocuk odaklı haberciliği esas alan özgür basın geleneği, aklamak için değil, hakikati göstermek için çaba harcıyor. Sonuç olarak aklanmaya ve aklamaya çalışanlar, hakikatin halka ulaşmasını engelleyemiyor.