
Özgürlük perspektifi: Kadınlar önce kendisi olmalı!
- 09:07 5 Mart 2025
- Güncel
HABER MERKEZİ - Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Ekim 1999 tarihinde kadınların kendilerini zorbalıklara karşı donatmaları gerektiğini belirterek, özgürlük olmadan her şeyin haram olduğunu ve kadınların öncelikle kendisi olmaları gerektiğinin altını çiziyor.
Kadınlar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü önemli eylem ve etkinliklerle karşılarken her yerde “özgürlük” vurgusu yapıyor. Kürt kadınların özgürlük mücadelesinde ön açıcı olan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın verdiği mesajlar kadın özgürlüğünün ne denli hayati olduğunu ortaya koyuyor. Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo ile kaçırılarak Türkiye’ye getirilmesinin ardından ağırlaştırılmış tecrit altında tutulduğu İmralı Adası’nda ilk andan itibaren kadın özgürlüğüne dair mesajlar verdi.
11 Ekim 1999 tarihinde avukatları ile yaptığı görüşmede verdiği en önemli mesajın başında kadına ilişkin olanı dikkat çekiyor.
En eski sınıf en eski metalaşma öğesi’
Kadının kendisini “mal” olmaktan çıkarması gerektiğini öncelikli olarak belirten Abdullah Öcalan, “Kendini mal olmaktan çıkarsın. Bütün pozisyonumda bu benim için felsefi özgürlük yaklaşımıdır. Bu yaklaşımı halen de sürdürüyorum. Kadın en derin, en etkin, ince, kapsamlı egemenlik konusu olmuş, mal olmuştur. En eski sınıf, en eski metalaşma ögesi olmuştur. Duygularının kölesi kadın öyle bir olay ki, para gibi bir şey; mal ve kadın, para ve kadın arasında sıkı bir ilişki var. Kadın ile barış arasında, özgürlük arasında sıkı bir ilişki var. Ticaret ve devlet daha çok erkek işi, kadının toplumdan dışlanmasını getirir. Bu, erkeğin işine geliyor. Bu klasik anlamda biraz erkeğin öldürülüşü ile anlaşılabilir. Ben biraz aştım, iddia ettim” diyor.
‘Ne kadar özgürlük istiyorsunuz?
“Buna gücünüz var mı? Ne kadar özgürlük istiyorsunuz? Ne kadar gücünüz var? Özgürlük istiyor musunuz?” sorularını soran Abdullah Öcalan, “Birçok kızımız kendini yaktı. Çok üzüldüm. Bu yaklaşım özgürlükle ilgili, bu yüzden oldu. Yine de bana göre bu özgürlüğe saygı duymak gerek. Özgürlük aktüalite haline gelmiştir” ifadelerini kullanıyor.
‘Nasıl bir kimlik sahibi olacağınızı düşünün’
Kadınların yaşamlarındaki en küçük bir şeye ilişkin bile düşünmesi gerektiğini vurgulayan Abdullah Öcalan, “Yaşamınızdaki küçük bir şeyi dahi oturup düşünün. Yaşamda en basit maddi bir ihtiyacı giderdikten sonra, oturup nasıl bir kimlik sahibi olacağınızı düşünün. Kendinizi nasıl kimlik sahibi kılacağınızı düşünün. Kimlik sahibi olmak gerek, ama buna ilgi duyulmuyor. Güç meselesidir. Süren yaşam ilişkinizin dışına çıkarsanız yalnız kalırsınız” diyor.
Özgürlük ruhun gıdası
Görüşmede kadınlar için özgürlüğün ne denli önemli olduğunun sıklıkla altını çizen Abdullah Öcalan, “Özgürlük ruhun ve aklın gıdasıdır. İnsan özgürlük gıdası ile insan olur. Ama cefası çoktur. Tarihte değişik biçimlerde gelişir. Bu yüzyılda da böyle oldu” diyor ve bunun sıklıkla tartışılması gerektiğini belirtiyor.
Kadınlık manevi işkence haline getirildi
Kadınlarla kurduğu ilişki biçimine değinen Abdullah Öcalan, şöyle diyor: “Benim kadınla kurduğum arkadaşlık güzel bir şey. Çok iyi bir diyalog kurmuştum, ama yarım kaldı. Zeki olan devam ettirebilir. Ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. Cins çok çirkinleştirildi. Kadınlık manevi işkence haline getirildi. Bu konudaki yanlış yaklaşımlar, yani sadece cinsi yaklaşım çok çirkin. Bu konu ile mücadele ettik, aşmak istedik. Aşmak çok önemli. Klasik evlilik ve aile üzerinde durduk. Dipsiz kuyu gibi olan aile çözülmeden sorun çözülmez. Ekmekten, sudan daha çok özgürlüğe ihtiyaç var. Kadın erkeksiz olmaz, erkek kadınsız olmaz. Benim için ise olur. Kendi kendinizle mücadele etmeniz gerekir. Kendinizi tepeden tırnağa yenileyeceksiniz. Fiziki olarak bunu söylemiyorum. Kadının bu düzeyde erkekle olması cinayettir. Cinselliği ve namus kavramını derinden işlerseniz, ‘Başkasına yar etmem, başkası göz koyarsa ezerim, malımdır, namusumdur’ anlayışının altını eşelerseniz, sınırsız egemenlik ve mallaşma düzeyi ortaya çıkar. Kadın kendisinin değil, birileri ona sonsuz sahip. Aşkını yerle bir eder, bir çocuk bile annesine bunu yapar. İki yüzlülük etmemek lazım. Kadınsılığınızı yenmelisiniz. Erkekleşmiş kadınların durumunu da değerlendirmek lazım. Kendi kimliğinizi yenmelisiniz. Kendi kendinizi yenmeniz gerek. Erkek kadına karşı acımasız, kadın kendine karşı daha acımasız.
Kadınlar zorbalığa karşı kendini donatmalı
Erkek ve kadına karşı nasıl savaş vereceksiniz? Uyanık, akıllı, dikkatli ve büyük bir mücadele gerekir. Bu tamamen demokratik bir mücadeledir, düşünce eylemidir. Özgürlük, barış militanlığı gerekir. Ama kadınlar zorbalığa karşı kendilerini donatmalı, güçsüzlüğünü aşmaya çalışmalıdır. Kadın güçsüzlüğünden ötürü bu anlayışı ortadan kaldıramıyor. Kızlar bunu fark ettiler, ama güçsüzlüklerinden vazgeçmiyorlar. Herhalde özgürlük kocadan daha değerli ve iyidir. Çocuklardan da daha iyi ve önemlidir.
Önce kendiniz olmalısınız
Özgürlük olmadan her şey haramdır. Namusu burada doğru bir anlayışa oturtmak gerekir. Asıl namus burada başlar. Benim için namus özgürlüktür. Erkek çok kurnaz, kadın da bu süreç içerisinde kurnazlaşmıştır ama erkek hakimdir. Bunu aşmak irade ve güç ister. Bunun için demokratik çalışma yapılabilir. Siyasi partiler ve benzeri platformlarda çalışmak ve mücadele etmek gerekir. Demokratik savaş vermek gerekir. Önce kendiniz olmalısınız.”