‘Wan halkı irade gaspına boyun eğmeyecek’
- 14:57 18 Şubat 2025
- Güncel
WAN - Wan’daki kayyım atamasına karşı tepkiler büyüyor. KESK ve DEM Partililer, halkın direnişinin devam edeceğini ve irade gaspına boyun eğilmeyeceğini belirtti.
Wan Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasına yönelik tepkiler sürerken, bir açıklama da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Wan Şubeler Platformu'ndan geldi. Wan’da, Şekerbank önünde bir araya gelen KESK üyeleri burada basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, kentte bulunan sivil toplum örgütleri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) il ve ilçe yönetimleri ile DEM Parti bölge milletvekilleri de katıldı. Eylemde “Kayyım darbesine karşı halkın iradesini savunuyoruz” yazılı pankart açılırken, sık sık “Abdullah Zeydan, Neslihan Şedal onurumuzdur” ve “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları atıldı.
Açıklama metnini Eğitim Sen Wan Şube Eşbaşkanı Murat Atabay okudu.
‘Wan halkının demokratik iradesi gasp edildi’
Wan Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyımın yalnızca Wan halkının demokratik iradesine değil, aynı zamanda tüm vatandaşların haklarına yönelik bir gasp olduğunu ifade etti. Murat Atabay, “Wan’da, halkın demokratik iradesinin gasp edilmesine yönelik talimatlı yargı kararlarıyla başlatılan tiyatro oyununun son sahnesi bugün hayata geçirildi ve Wan halkının seçimlerde ortaya koyduğu demokratik irade bir kez daha gasp edildi. Siyasi iktidar, 2024 yerel seçimlerinde Van Büyükşehir Belediyesi'ni ve 14 ilçenin tamamını büyük bir farkla kaybettikten hemen sonra mazbata hilesiyle başlattığı ancak halkın sahiplenmesiyle geri adım atmak zorunda kaldığı irade gaspı girişimini, bu kez diğer kayyım atamalarında olduğu gibi, açık bir yargı kumpasıyla sürdürdü” dedi.
‘Belediye halktan soyutlandı’
Wan Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Abdullah Zeydan hakkında, yerel mahkeme tarafından tüm somut kanıtlara rağmen hukuka aykırı bir şekilde ceza verildiğini vurgulayan Murat Atabay, “Halk, bu talimatlı yargı kararının kayyım darbesi için bir bahane olduğunu biliyordu. Wan halkı ve demokrasi güçleri, Wan Büyükşehir Belediyesi önünde demokratik iradelerine sahip çıkmak için nöbete başladı. Kış mevsiminin tüm zorlayıcı koşullarına rağmen her geçen gün daha da kitleselleşmeye başladı. Halkın demokrasi nöbetini fiili engeller ve yasaklamalarla durduramayan siyasi iktidar, bugün sabaha karşı Belediye önünde halkla birlikte nöbet tutan Wan Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Abdullah Zeydan’a görevden uzaklaştırma kararını tebliğ etti. Tebliğin hemen ardından kolluk kuvvetleriyle saldırıya geçerek yüzün üzerinde kişiyi gözaltına aldı. Gözaltılar ve gaz bombalarıyla demokrasi nöbetinin dağıtılmasının ardından, Wan Büyükşehir Belediyesi beton bariyerlerle çevrilerek halktan soyutlandı ve Wan Valisi kayyım olarak atandı” şeklinde konuştu.
‘Wan halkının hizmet hakkı da elinden alınmış oluyor’
Ardından konuşan KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, Wan'a ilk defa gelmediklerini ve aynı zamanda Wan’a kayyımın da ilk defa atanmadığını hatırlatarak, “Wan'a 2016'dan bu yana kayyım atanıyor. Bugün de atanan kayyımla birlikte, geçmiş tecrübelerimize dayanarak neler yaşayacağımızı iyi biliyoruz. Belediyecilik aynı zamanda hizmet etmektir. Wan halkının hizmet alma hakkı da elinden alınmış oluyor. Oluşturulan bütçe har vurulup harman savruluyor. Yıllarca kayyımla yönetilen belediyenin hiçbir hizmeti yokken, iradeyle seçilen eş başkanların çalışmaları halk tarafından biliniyor. Belediye eş başkanlarının mazbataları ellerinden alındığında sadece oy verenler değil, tüm Wan halkı da sokağa döküldü. Mazbata geri alındığında da yine aynı şekilde kimse evinde oturmadı, herkes beraber kutlama yaptı. Şimdi ben soruyorum, çocuklarımıza vatandaşlık dersinde vatandaşlığın ilk şartı olarak seçme ve seçilme hakkı öğretiliyor. Peki, bu sorumluluktan Wan halkını azat mı ediyorsunuz? ‘Bu ülkenin sınırları altında Kürtler sömürgedir’ mi demek istiyorsunuz?” ifadelerini kullandı.
‘Direniş her alanda devam edecek’
Son olarak konuşan DEM Parti Colemêrg Milletvekili Öznur Bartın, “15 Şubat'ta Wan halkı yine bir komployla karşı karşıya kaldı. Komplo diyoruz, çünkü 22 yıldır bu komplolarla hayatta kalmaya çalışan bir zihniyetten bahsediyoruz. Bunu çok yakından tanıyoruz. Seçme ve seçilme hakkıyla birlikte, 1979'da Edip Solmazlarla başlayan yerel yönetim ve belediyecilik anlayışı gelişti, ancak yoldaşlarımız katledildi. Mevcut iktidarlar da bunu çok yakından takip etti. İnkâr, imha ve katliamlarla halkın hakikati bitmeyecek ve direniş her alanda devam edecektir.
Her demokratik halk gibi, ezilen halkların da bu ülkede belli meşru hakları vardır. Bunun başında da seçme ve seçilme hakkı gelir. AKP iktidarı üç dönemdir gaspla belediyelere el koyuyor. İçi boş iddianamelerle arkadaşlarımızı tutuklamaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Kadın dayanışması ile bunun hesabını soracağız’
Colemêrg ile başlayan kayyım furyasının 15 Şubat’ta yeniden tekrarlandığını vurgulayan Öznur Bartın, “Burada belediyeye yapılan baskın, bu iktidarın paramiliter güçleri tarafından bir katliam gerçekleştirilmek üzere düzenlendi. Bilerek, isteyerek ve koordine edilerek belediyedeki halka saldırı düzenlendi. Bunun neresi demokrasidir? Bu bir katliam girişimidir, katliamdır! Kınıyoruz. Bu zihniyeti yakından tanıyoruz. Dün, burada erkek devlet şiddeti en çirkin yüzünü bir kez daha gösterdi ve halkın seçilmişlerine saldırdılar. AKP iktidarına sesleniyoruz: Ellerinizi bu halkın üzerinden çekin! Kadın dayanışmasıyla bunun hesabını soracağız. Her yer sizin babanızın çiftliği değil! Kadınlara yaptığınız işkencenin neresi kabul edilebilir?
Mevcut iktidar şu an barıştan inanılmaz rahatsız, çünkü sadece kendi siyasi çıkarını düşünüyor. Bu nedenle baskılar ve baskınlarla iktidarını ayakta tutmaya çalışıyor. Ama bu küçük hesaplarınız tutmayacak ve bu ülkeye barış gelecek!” ifadelerini kullandı.
Açıklama, “Wan halkı burada, iradesinin yanında” sloganı ve alkışlarla son buldu.