
Gençlik nöbete başlıyor: Özel savaşı bitireceğiz
- 09:02 6 Eylül 2025
- Güncel
Memihan Zeydan
WAN - Kürdistan’daki özel savaş politikalarına karşı çadır kampanyası ve gece nöbetleri başlatacaklarını belirten DEM Parti Gençlik Meclisi Üyesi Dilan Can, “Fuhuşa, uyuşturucuya karşı mücadele ettikleri ve bu konuya dair bildiri dağıttıkları için 12 arkadaşımız gözaltına alındı. Ama Wan gençliği her yerde gençleri bilinçlendirmek için mücadele yürütmektedir. Her alanda direnerek, mücadele ederek özel savaşı bitireceğiz” dedi.
Kürdistan’da yıllardır sürdürülen özel savaş politikaları, toplumun sosyal dokusunu çökertmeye dönük çok yönlü yöntemlerle yürütülüyor. Gençleri hedef alan uyuşturucuyu yaygınlaştırma girişimleri, kadın bedeni üzerinden kurulan fuhuş politikaları ve kültürel asimilasyon uygulamaları, halkı kimliksizleştirme ve toplumu yozlaştırma amacı taşıyor. Tüm bunlara bir de ajanlaştırma politikası eklenerek gençler kimliksizleştirilmeye çalışılıyor. Bu uygulamaların yoğun yaşandığı kentlerden biri de kayyım eliyle yönetilen Wan. Wan’da emniyetin gençleri ajanlaştırmaya çalışma politikası devam ederken gençler ise bu politikalara direnişle yanıt oluyor.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Gençlik Meclisi, çalışmalarına devam ederek özel savaş politikalarına karşı kampanyalar ve çalışmalar yürütüyor. DEM Parti Wan Gençlik Meclisi üyesi Dilan Can, yürütülen özel savaş politikalarına dair değerlendirmelerde bulunarak, yapacakları çalışmaları anlattı.
Dilan Can, Kürdistan’da Kürt gençlerine yönelik özel savaş politikaları kapsamında yoğun bir şekilde uyuşturucu ve fuhuşa yönlendirme olduğunu vurgulayarak, “Her alanda uyuşturucuya müsaade edildiğini, fuhuşun her alanda, her yerde yapılmasına devletin göz yumduğunu çok net bir şekilde görüyoruz. Özellikle Kürdistan’ın Bakur bölgesinin her yerinde uyuşturucunun, fuhuşun ve özellikle ajanlaştırmanın yoğunlaştığına şahit oluyoruz. Bunların yanı sıra sosyal medya üzerinden de özel savaş politikaları yürütülmekte” dedi.
‘Önceliğimiz Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü’
Wan’da son iki sene içinde gerçekleşen mazbata ve kayyım direnişlerine işaret eden Dilan Can, “Wan’da devletin gözünün önünde çok güçlü bir örgütlülük ortaya çıktı. Bu direnişlerden sonra Wan özelinde çok fazla bir yoğunlaşma oldu. Her alanda fuhuşun yaygınlaştığını, uyuşturucu yaşının 6-7 yaşlarına kadar indiğini görüyoruz. Örneğin, 1 Eylül’de barış yürüyüşünde polisin bize engel olmaya çalışması ve bize saldırması da bir özel savaş politikasıdır. Aslında barışı istemediklerinin, süreci bozmak istediklerinin bir görüntüsüdür. Bizim önceliğimiz Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü ve bu çerçevede özel savaş politikalarına karşı mücadele etmektir” şeklinde konuştu.
‘Gençleri özbilincinden koparmayı amaçlıyorlar’
Ajanlaştırmanın bir kimlik çökertme politikası olduğunu belirten Dilan Can, kimlik çökertme politikalarıyla bireyi kimliğinden, toplumdan, özbilincinden koparmayı amaçladıklarını ifade ederek şunları ekledi: “Bu yüzden özellikle Wan gençliği üzerinden özel savaş politikalarını çok yoğun bir şekilde yürütüyorlar. Arayarak ajanlık teklifinde bulunuyorlar. Kabul etmeyenleri ise ‘evinden alırız’ tarzında tehditlerde bulunuyorlar. Kimlik çökertme politikalarıyla birey halkından, ait olduğu toplumdan uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Toplumundan uzaklaşan her genç savunmasız kalarak sisteme teslim olur. Bir bireyin sisteme teslim olması sadece o bireyin teslimiyeti değil esasında bir halkın çöküşüdür. Bu yüzden her genç ve genç kadınlar direnerek toplumun geleceğini savunmalıdır.”
‘Gençlik özel savaşın farkında’
Dilan Can, Kürdistan gençliğinin psikolojik savaş noktasında da bilinçli olduğuna değinerek, “Düzenlediğimiz şenliklere çok yoğun bir saldırı söz konusu, çok kalabalık geliyorlar. Böyle yaparak bir korku oluşturmaya çalışıyorlar. Mahalle şenliklerimizde anneler gelip ‘Saldıracaklar mı’ diye soruyorlar. Katılmaya korkuyorlardı. İktidarın istediği de budur. Bizi korkutarak sindirmeye, yok etmeye çalışıyorlar. Ama gençlik yapılanın farkında ve buna karşı her yerde, her alanda çalışmalar yürütüyor, eylemselliğimizi, örgütlülüğümüzü koruyoruz” sözlerini kaydetti.
‘Bilinçsiz bir halk yaratılmak isteniyor’
Özel savaşın Kürdistan’da yoğun yürütülmesinin sebebinin halkın sahip olduğu özbilinç olduğunu kaydeden Dilan Can, toplumun her konuda birlik olarak direniş sergilediğine işaret etti. Dilan Can, “Toplumun her konuda birlik olup direnmesi, öğütlenmesi, eylemselliğini koruması iktidar için büyük bir tehdit ifade etmektedir. Devlet örgütlü bir halktan korkuyor. Bireysel ve yoz bir yaşam istiyor. Baktığımız zaman örneğin 12 Eylül darbesinden sonra bir Kürdistan’da tekelleşme durumu ortaya çıktı. Bireysel bir yaşam tarzı başladı. Bunun sebebi halka empoze edilen, ‘zengin olayım’ düşüncesi, bireysel, liberal bir yaşam tarzını halka benimseterek kimliğinden, kültüründen, halkından, ahlakından koparmak istendi. Herkesi yoz bir yaşama sürüklemek istediler. Bunun için 1990’lı yıllarda din kullanıldı, tarikatlar kuruldu. O yıllarda tarikatlar tarafından katledilenler oldu, Faili meçhul cinayetler gerçekleşti. Günümüzde ise fiziki saldırılar, fiziki soykırımlar azalmış fakat özel savaş ve psikolojik savaş derin ve yoğun bir şekilde işletilmekte. Çünkü bilinçsiz bir halk yaratılmak isteniyor. Bilinçsiz bir halk örgütlenemez, hakkını savunamaz, devletin de istediği budur” ifadelerine yer verdi.
‘Mücadele çizgisinde örgütlenmemiz gerekiyor’
Özel savaş politikalarının amacının halkı yozlaştırmak ve bireyselleştirmek olduğunu dile getiren Dilan Can, “Amaçları halkı hakikatten, yoldaşlıktan, insani ilişkilerden koparmaktır. Halkta bireyselleşme ve yozlaşma olduğunu görüyoruz. Bunun önüne geçmek için bizim eylemselliklerimizi yürütmemiz lazım. Bireyselliğin artmasının sebebi sistemin uyguladığı korkutma politikalarıdır. Hepimizin mücadele çizgisinde örgütlenmesi ve özel savaş politikalarına karşı mücadele etmemiz gerekir” dedi.
‘Önderliğin fiziki özgürlüğü önceliğimiz olmalı’
Öncelikle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Dilan Can, “Önderlik ‘sanal dünyada kaybolan gençlik en tehlikeli sömürge biçimidir’ diyor. Bizim bu noktada görevimiz hakikati esas almaktır. Hakikat sadece bir bilgi değil bir yaşamdır, insani ilişkilerdir, yoldaşlık ve mücadele çizgisidir aslında. Ve biz bu yolu ve Önderliğimizi esas alarak mücadelemizi yürütmeliyiz. Önderliğimizin fiziki özgürlüğü için ve özel savaş politikalarına karşı mücadele etmeliyiz. Eğer özel savaş politikalarına karşı güçlü bir şekilde mücadele etmek istiyorsak Önderliğin fiziki özgürlüğü önceliğimiz olmalı” vurgusunda bulundu.
‘Uyuşturucu ve fuhuşa karşı gece nöbetlerine başlayacağız’
Özel savaşa karşı DEM Parti Wan Gençlik Meclisi olarak yaptıkları çalışmalardan bahseden Dilan Can, son olarak şunları söyledi: “Gençlik şölenleri ve mahalle şenlikleri düzenliyoruz. Özel savaşa karşı bildiriler dağıttık, arkadaşlarımızla birlikte halkla konuşmalar yaptık, buna dair Wan’ın her yerinde bildiri dağıtımı yapıldı. Hatta fuhuşa, uyuşturucuya karşı mücadele ettikleri ve bu konuya dair bildiri dağıttıkları için 12 arkadaşımız gözaltına alındı. Wan’da gençliğe olan yönelim bu boyutlarda. Ama Wan gençliği her yerde gençleri bilinçlendirmek için mücadele yürütmektedir. Çadır kampanyamızı başlatacağız. Uyuşturucu ve fuhuşa karşı gece nöbetlerimiz olacak. Her alanda direnerek, mücadele ederek özel savaşı bitireceğiz. Özel savaş politikalarına karşı mücadele genç kadınlar öncülüğünde olmalı. Gençleri, her yerde yoldaşlık çizgisinde mücadeleye katılmaya ve Önderliğin fiziki özgürlüğü için mücadele etmeye davet ediyoruz.”