
Bir mesajın anlattıkları (2)
- 09:01 26 Mart 2025
- Dosya
‘Yaradılış Destanı’ ve kırılma noktası
HABER MERKEZİ - Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 8 Mart’ta kadınlar için okunan mesajındaki Babil Yaratılış Destanı, kadınların toplumdaki öncülük rolünün kırılmasının ilk halkasını oluşturuyor.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla alanlarda okunan mesajı, kadınlar tarafından büyük bir coşku ile karşılandı. Mesajda; kadınların toplumsal yaşam içindeki rolü, özgür kadının demokratik toplumu inşadaki öncülüğünün önemi ve erkek egemen sistemin kadına yönelik saldırıları, tarihe yeniden bakıp anlama arayışını da beraberinde getirdi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Ana kadın” ve tanrıça kültürünün erkek egemen sistemle nasıl yok edilmeye çalışıldığını, bunun tarihsel süreç içerisindeki gelişimini vurgulaması, günümüzü anlamak için bir perspektif sunuyor.
Yazı dizimizin bu bölümünde, “Ana kadın” kültürünün ortadan kaldırılmasının ilk halkası olan Babillerin “Yaradılış Destanı”nı ele alacağız.
Tarih boyunca mitoloji, toplumsal yapıların ve ideolojilerin inşasında önemli bir araç olmuştur. Babil Yaratılış Destanı (Enuma Eliş), Mezopotamya'daki tanrılar panteonunu (bir mitoloji ya da dine özgü tüm tanrıların birliği) şekillendiren, kozmogoniyi (evrenin kökeninin araştırılması veya evrenin kökeniyle ilgili teori) ve iktidarın “ilahi” temellerini anlatan en önemli metinlerden biridir. Ancak bu destan, aynı zamanda kadın figürlerinin ve ana soylu sistemin bir şekilde marjinalleştirilmesine de işaret eder.
Kadının konumunun değişmesi
Babil Yaratılış Destanı’nın ana figürlerinden biri, tanrıça Tiamat’tır. Yaradılışın anası olarak görülen Tiamat, başlangıçta doğurganlık ve yaşamın kaynağıdır. Ancak destanın ilerleyen bölümlerinde erkek tanrılar tarafından "kaotik ve yıkıcı" bir varlık olarak kodlanır. Tanrı Marduk’un onunla savaşması ve nihayetinde öldürmesi, eril sistemin kurulması açısından belirleyici bir andır. Tiamat'ın bedeni göğe ve yere bölünerek yeni düzenin inşasında kullanılır. Bu durum aynı zamanda tanrılar tarafından ana soylu düzenin yıkılması ve onun yerine hiyerarşik, erkek egemen bir kozmogoninin yerleştirilmesi olarak yorumlanabilir.
Bu anlatı, Mezopotamya'da erkek egemen sistem yapılarının devletin güç kazanmasıyla paralel olduğunu da ifade eder. Önceki Sümer mitolojilerinde kadın tanrıçalar güçlü ve bağımsız figürlerken, Babil döneminde bunların ya tanrılar tarafından ikincil konumlara itildiği ya da tamamen ortadan kaldırıldığı görülür.
Direnişin izini sürmek
Mitolojilerdeki bu anlatımı nasıl ele almak ve nasıl bir eleştiri süzgecinden geçirerek yorumlamak da önemli bir konu olarak karşımıza çıkar. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve onun geliştirdiği perspektif temelinde Kürt kadın hareketi, mitolojilerdeki bu tür dönüşümleri erkek egemen sistemin ideolojik kökenleriyle ilişkilendirerek değerlendirir ve tarihsel kadın direnişinin izlerini sürer.
Sadece geçmişin anlatısı değil
Enuma Eliş gibi mitolojik metinleri sadece geçmişin anlatıları olarak değil, bugünkü toplumsal yapıların köklerini anlamada önemli araçlar olarak değerlendirmek gereklidir. Abdullah Öcalan, Jineolojî (Kadın Bilimi) perspektifi çerçevesinde yaptığı analizlerde, tarih boyunca kadınların iktidar ve devlet sistemleri tarafından sistematik olarak bastırıldığını ve bunun da mitolojilere yansıdığını vurgular. Tiamat’ın güçten düşürülerek kadının ötekileştirilmesi, erkek egemen sistemin ve iktidarın “meşruiyet” kazanmasıdır. Bu bağlamda, Enuma Eliş’te Marduk’un eril sistemi tesis etmek için Tiamat’ı öldürmesi, sadece bir mitolojik olay değil, kadınların kolektif belleğinde yankı bulan bir tarihsel kırılma noktasıdır. Kürt kadınlarının bu açıdan sürdürdüğü mücadele, bu tür mitolojik anlatıların bugünkü erkek egemen sistemlerin inşasında nasıl kullanıldığını açığa çıkarmayı ve kadın özgürlüğüne dayalı alternatif tarih anlatıları geliştirmeyi hedefler.
Tarihsel miras
Bu anlamıyla tanrıça kültürü sadece bir dini, inançsal unsur değil, aynı zamanda geçmişte kadınların toplumsal statüsünün yüksek olduğu bir dönemin ifadesi olup, kadın mücadelesinin günümüzde esas aldığı tarihsel bir mirastır. Mezopotamya’da İnanna, İştar gibi tanrıçalar, kadın öncülüğünün tarihsel köklerini gösterir. Ancak Babil sonrası süreçte bu tanrıçaların gücünü yitirmesi, iktidarın “meşruiyet” kazanmasıyla paralel bir süreçtir.
Kadın özgürlükçü perspektif geliştiriliyor
Ancak günümüzde Kürt Kadın Hareketi, tarih boyunca eril mitolojiler tarafından bastırılan bu tür kadın figürlerini yeniden canlandırarak direnişin ve özgürlüğün sembolleri haline getiriyor. Aynı zamanda bu tür mitolojik anlatılar analiz edilerek kadınların tarihsel hafızası canlandırılıyor; geçmişin eril anlatılarına karşı alternatif bir kadın özgürlükçü tarih perspektifi geliştiriliyor.