'Bütçede kadınlara günde 51 kuruş ayrıldı'

  • 17:36 20 Aralık 2025
  • Siyaset
ANKARA - DEM Parti Şirnex milletvekili Newroz Uysal Aslan, bütçenin harcama alanlarıyla şiddeti derinleştirdiğini belirterek, "Kadınların güçlendirilmesi adına günlük 51 kuruş ayırdığınız bu bütçenin, şiddete uğrayan ve katledilen kadınların gerçekliğine nasıl çarpıştığına bakalım: 2025’in ilk 11 ayında 419 kadın katledildi" dedi..
 
Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex Milletvekili Newroz Uysal Aslan, 2026 yılı merkezi bütçe yönetim kesin hesap kanunu teklifinin 3. maddesinin tartışıldığı Meclis Genel Kurulu'nda söz aldı. 
 
Bütçenin bir ülkenin barışı mı, toplumsal uzlaşıyı mı yoksa şiddeti üretip büyütmeyi mi esas aldığını ortaya koyan bir toplumsal mutabakat belgesi olduğunu ifade edenn Newroz Uysal Aslan, bütçenin eşitsizlik üzerinden şiddeti yeniden üreten yoksulu gözetmeyen bir düzeni kurduğunu söyledi.
 
'Bütçe ayrımı şiddeti derinleştiriyor'
 
Kamu yatırımlarının savaş altyapısına aktarılmasının bir şiddet biçimi olduğunu belirten Newroz Uysal Aslan, “Dışlama ve yok sayma şiddettir. 60–70 yaşında hala çalışmak zorunda bırakılmak şiddettir. İşte bu şiddetin içinden filizlenen her seferinde burada tartıştığımız ama geçiştirilen başka şiddet biçimlerini bu siyasal tercihlerden koparıp ele almak mümkün değildir. Yoksa toplumlar kendiliğinden şiddete yönelmez. Şiddet; onu normalleştiren siyasal, ekonomik ve kültürel tercihlerle üretilir. Şiddet hali, yalnızca bireyler arasında değil; halklar arasında ve halkların kendi içinde de üretiliyor. Tıpkı Kürt coğrafyasında aşiretler arası kavgalarda görüldüğü gibi. Bugün aşiret ya da aile adı altında yaşanan şiddet olayları, ne gelenektir ne kültürdür. Aşiretler, tarihsel olarak komünal dayanışmanın, ortak yaşamın ve karşılıklı sorumluluğun bir biçimi olarak ortaya çıkmıştır. Ancak Bugün ise komünal bağların devletin bütçe ve diğer politikalarıyla bilinçli biçimde zayıflatıldığı, etik ve dayanışmacı ilişkilerin çözüldüğü siyasal ve ekonomik tercihler sonucunda şiddet üretir hale gelmiştir. Ve bu bütçe, bölgesel eşitsizliği, komünleri ve dayanışma ağlarını onarmak yerine; çözülmüş yapılar üzerinden şiddeti yönetmeyi ve derinleştirmeyi tercih ediyor” dedi.
 
Özel savaş politikaları
 
Uyuşturucu, fuhuş, ajanlaştırma ve çeteleşme gibi olguların münferit birer suç olmadığının altını çizen Newroz Uysal Aslan, “Çünkü; uyuşturucu yalnızca bir madde değildir, geleceksizliğin yönetilme biçimidir. Fuhuş yalnızca bir suç alanı değildir, kadın bedeni üzerinden yeniden üretilen bir sömürü düzenidir. Ajanlaştırma ise istihbarat adı altında korkuyu, şüpheyi ve toplumda güvensizliği örgütleyerek birlikte yaşamı hedef alan bir şiddet biçimidir. Bütün bunların toplamı, Kürt coğrafyasında bilinçli biçimde sürdürülen özel savaş politikasının adıdır. Bu şiddet toplumunun bir başka yüzü de gerçekleşen intiharlardır. Yapısal bir şiddet rejiminin işletildiği Cezaevlerinde ‘intihar’ olarak kayda geçen ölümler, borç batağına sürüklenen gençler, online bahis ve kripto tuzaklarıyla çökertilen hayatlar, geçinemediği için yaşamına son veren emekliler… Ve tüm bu intiharların araştırılması ve önlenmesi için bütçede tek bir kalem yok. Bugün yaşadığımız toplum içindeki sosyal yıkım şiddeti olağanlaştıran ölümleri sıradanlaştıran bütçe tercihlerinin her biri birer çıktısıdır. İntiharlar bireysel tercihler değildir. Bunlar, yaşamı sürdürülemez hale getiren politikalarınızın sonucudur” diye belirtti.
 
'Kadının güçlenmesine ayrılan payın yalnızca yüzde 1,2’de kaldı'
 
Yaşam koşullarını onarmayan her bütçenin  derin bir şiddet üreteceğinin altını çizen Newroz Uysal Aslan, bütçenin kadınlara yansımasının daha ağır olduğunu kaydetti. Aile Bakanlığı ‘bütçenin yüzde 53’ünü kadınlara ayırdık’ demesine atıfta bulunan Newroz Uysal Aslan, kadının güçlenmesine ayrılan payın yalnızca yüzde 1,2’de kaldığını dile getirdi. Newroz Uysal Aslan, şöyle devam etti:  “Geri kalan;  bakım yükü, doğum teşviki, ev içi roller…  Kadını güçlendirmiyor kadını katlanmaya çağırıyor. Şimdi  kadınların güçlendirilmesi adına günlük 51 kuruş ayırdığınız bu bütçenin, şiddete uğrayan ve katledilen kadınların gerçekliğine nasıl çarpıştığına bakalım: 2025’in ilk 11 ayında 419 kadın katledildi.
 
Binlerce kadın, şiddetin her türlüsüne maruz bırakıldı. Buna karşılık 2026’da hedeflenen 174 sığınak sayısı 151’e düşürüldü. Artan kadın katliamlarına karşı önerilen çözüm ise dört yeni konukevi vaadi. Ama mesele sadece koruma kapasitesini, sığınak sayısını azaltılması değil şiddetten, ölümünden kaçan kadını, devlete geçici olarak ‘konuk’ olan biri olarak görülmesidir. Şiddeti ortadan kaldıracak politikalara kaynak ayırmak yerine, yalnızca hayatta kalabilirse diye kadını geçici olarak idare etmeye çalışan anlayışın kendisidir. Bir de ‘Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans’ deniliyor, ama ortaya çıkan tablo sıfır koruma ve kadını güçlendirmek adına sembolik artışlar bulunmakta.”
 
‘Bu bütçe halklara dayatılan ölüm rejimidir’
 
Şiddet toplumunun bütçede, silahlanmaya ve güvenliğe ayrılan kaynaklarla oluştuğuna dikkat çeken Newroz Uysal Aslan, şiddetin bütçeyle kurulduğunu silahla beslendiğini ve güvenlik adı altında kalıcılaştığını dile getirdi. Newroz Uysal Aslan, “Silaha ayrılan her kaynak, barıştan, eğitimden, sağlıktan ayrılmış rakamlardır.  İşte önümüzde duran bütçe, tam olarak bunu yapmaktadır. Bu, güvenlik değil; halklara dayatılan bir yoksunluk-yoksulluk ve ölüm rejimidir. Gerçek güvenlik; İHA’yla SİHA’yla füzeyle değil eşit yurttaşlık ve demokratik çözümle inşa edilen barış toplumudur.  Bunu gözetecek bir bütçe yaratmaktır.  Bu ülkenin ihtiyacı hukukun cezasızlık üretmediği, bütçenin şiddeti değil onurlu insanca yaşamı finanse edebildiği devletin korkuyla değil hakla ilişki kurduğu demokratik toplum hali sadece çatışmanın değil tüm şiddet biçimlerinin sonlandırılmasının adıdır.  Bu da gerçek anlamada bu ihtiyacı olan adaleti ekmeği ve barışı kurabilmektedir. Daha fazla cezaevi kesinlikle çözüm değildir. Bir kez daha ifade ediyorum ki ne toplumsal şiddet ne bireysel şiddet bir kader değildir şiddet politiktir.  Şiddetsizliği, yaşamı, kadın özgürlüğünü, ekolojiyi, eşitliği ele alan demokratik toplum için bir bütçeyi savunuyoruz. Şiddeti üreten şiddeti meşrulaştıran bu bütçeye hayır diyoruz” diye konuştu.