Partilerden bakanlığın önüne siyah çelenk: Kumpas sürecinin içindeyiz

  • 11:26 30 Ocak 2025
  • Siyaset
ANKARA-  Kayyımlara karşı DEM Parti ve beraberindeki siyasi partiler, İçişleri Bakanlığı’nın önüne siyah çelenk bıraktı. Burada konuşan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Neredeyse muhalif olan, söz söyleyen, temel hak ve özgürlükleri sahiplenen herkese yönelik büyük ve kıyıcı bir operasyonun, kumpas sürecinin içindeyiz” dedi. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi ( DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Emek Partisi (EMEP) Dîlok Milletvekili Sevda Karaca, CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ve Yeni Yol Partisi Grup Başkanı Bülent Kaya ve milletvekilleri, iktidarın belediyelere yönelik kayyım atamaları ve yaşanan hukuksuzluklara karşı İçişleri Bakanlığı önüne siyah çelenk koydu, ardından ortak açıklama yaptı. 
 
‘Bütün hak ve özgürlükleri yok ederek yol alıyorlar’
 
Ardından burada yapılan açıklamada ilk olarak söz alan Gülistan Kılıç Koçyiğit, İçişleri Bakanlığı önüne tüm bu gelişmeleri kınamak amacıyla geldiklerini söyledi. Yaşananları, “demokrasiye darbe” olarak tanımlayan Gülistan Kılıç Koçyiğit, “ Dün Siirt Belediyemize kayyım atandı. Daha önce DEM Parti’nin 7 belediyesine kayyım atanmıştı, içlerinde Mardin Büyükşehir Belediyesi vardı. Yine CHP’nin Esenyurt ve Ovacık belediyelerine kayyım atandı. Yine aynı şekilde Beşiktaş Belediye Başkanı gözaltına alındı  ve tutuklandı. Yarın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu ifadeye gidecek. Bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman, basın emekçilerinin gözaltına alınması, tutuklanması, neredeyse muhalif olan, söz söyleyen, temel hak ve özgürlükleri sahiplenen herkese yönelik büyük ve kıyıcı bir operasyonun, kumpas sürecinin içindeyiz. AKP kendisi açısından dikensiz bir gül bahçesi inşa etmek istiyor. 2028 iktidara yürüyüşünü zorla kılıçla bütün temel hak ve özgürlüklerimizi, bu ülkedeki seçme ve seçilme hakkımızı, temsil hakkımızı yok ederek yol almak istiyor. Ama buna karşı da tabi ki bizlerin de mücadelesi, bizlerin de sözü, bizlerin de eylemi olacaktır” dedi. 
 
Türkiye halkları AKP’ye gereken cevabı verdi 
 
“Hiçbirimiz ama hiçbirimiz AKP’nin giydirmek istediği bu tekçi, baskıcı, inkarcı gömleği kabul etmiyoruz. Bu ülkenin demokrasisini savunuyoruz” diyen Gülistan Kılıç Koçyiğit, seçme seçilme hakkını sonuna kadar savunacaklarını ifade etti.  Devamında Gülistan Kılıç Koçyiğit şunları söyledi: “2016’dan beri başlayan ve 9’uncu yılına giren bir kayyım rejimi ile bütün ülkeyi yönetmek istiyorlar. 2016’da belediyelerimize kayyım atadılar. 2019’da halkımız AKP’ye gereken cevabı verdi. 2019’da belediyelerimize kayyım atadılar. 2024 seçimlerinde sadece kayyım atanan belediyelerimiz, yerellerimiz değil Türkiye halkları AKP’ye gereken cevabı verdi. Birinci parti yeteneğini aldı ondan. İkinci parti yaptı. Kırmızı kartı gösterdi. Şimdi 2024 seçimlerinden sonra yeniden sistematik bir şekilde kayyım atayarak aslında kendi seçimle elde edemediği belediyelere el koymak, gasp etmek, oradaki kaynaklara çökmek, halkın iradesini yok etmek istiyorlar. Buna yönelik itirazımız var. Dayandırdıkları hiçbir yasal dayanak yok. Anayasa aykırı bir işlem tesis ediliyor. Bu ülkede darbe yapanlarla, iç mevzuattan güç aldıklarını söylüyorlardı. Yıllarca darbeyi bir yasal kanun maddesine, bir mevzuata yaslandırdılar. 
 
‘Siirt şahsında bütün Türkiye’ye, her bir yurttaşa kayyım atanmıştır’
 
Yarın gözü keserse, yarın kendinde o gücü bulursa parlamentoyu fesheder, demokrasiyi askıya alır, seçimleri iptal eder. Krallığını padişahlığını ilan eder. Bu nedenle sadece bu mesele sadece DEM Parti’nin, Kürt halkının meselesi değildir. Bu ülkede yaşayan 85 milyon yurttaşın melesedir. Kayyım Siirt’e atanmadı, Siirt şahsında bütün Türkiye’ye, her bir yurttaşa atanmıştır. Bu nedenle birlikte olmak birlikte itiraz etmek, birlikte mücadeleyi örmek gibi tarihi bir sorumlukla karşı karşıyayız. Bu sorumluluğumuzu hisseden bir yerden bugün 4 siyasi parti ki Yeni Yol’un içinde 3 siyasi parti var, birlikte buradayız. Bu kayyım siyasetine, baskı siyasetine, gazetecilerin gözaltına alınıp tutuklanmasına, her bir yurttaşa karşı yapılan zulme, Bolu’daki yangın kıyımına karşı da yan yanayız, omuz omuzayız. Bundan sonra da her türlü başlıkta ortak mücadeleyi yürütmek büyütmek boynumuzun borcudur. Türkiye’yi demokrasi ile buluşturacağız, Türkiye’yi düze çıkaracağız, hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın.”
 
CHP: Biz bu baskıya, bu zorbalığına asla boyun eğmeyeceğiz
 
Ardından CHP Grup Başkanvekili Murat Emir söz aldı. Murat Emir, demokrasiye, halkın iradesine sahip çıkmak için, kayyım politikalarına karşı çıkmak için İçişleri Bakanlığı’nın önüne geldiklerini belirterek, kayyım politikalarını kabul etmediklerini ve bu politikalara boyun eğmeyeceklerini söyledi. Devamında Murat Emir, “Yapılmak isteneni biliyoruz korkutmak, sindirmek istiyorlar. Biz bu baskıya bu zorbalığına asla boyun eğmeyeceğiz. Halkın, milli iradenin temsilcileri olarak Meclis’te de alanlarda halkımızla birlikte bu antidemokratik uygulamalara karşı çıkacağız. Demokrasiye ve halkın iradesine karşı çıkmak için bir aradayız, bu karanlığı hep birlikte yeneceğiz” dedi.
 
Yeni Yol Partisi: Bir arada yaşayabilme mücadelesinin yanında olacağız
 
Yeni Yol Parti Grup Başkanı Bülent Kaya ise, “Demokrasi hukuk ve milli iradeye aykırı gördüğümüz kayyım politikalarına itiraz etmek için buradayız” diyerek, şöyle devam etti: “Beşiktaş’ta ayrı demokrasi, Esenyurt’ta ayrı demokrasi, hukuki statü olabilir mi? Bu ülkeye bu rezilliği yaşatan kişilere artık yaptığınız uygulamalarla sadece kendinize değil bu millete zarar veriyorsunuz diye yüksek perdeden ifade etmek için buradayız. Bütün farklılıklarımızla farklı renklerin bir arada kardeşçe yaşayabileceğimiz ortamı tesis etme mücadelesinin her zaman yanında olacağız.”
 
EMEP Milletvekili Sevda Karaca: Bize düşen ses çıkaranların sesini birleştirmektir 
 
EMEP Milletvekili Sevda Karaca, bu saldırıların “tek adam” rejiminin demir yumruğuyla çürümüşlüğünü gizleme çabası olduğunu tüm halkın bildiğini kaydetti. Sevda Karaca, şöyle devam etti: “Ortak bölenlerin en büyüğünün kim olduğunu bugün birlikte göstermeye geldik ama yan yanayız, ortak birleştirenin en küçüğüne bile sahip çıkacağız birlikte. Çünkü baskı gören, sindirilen korkutulan hakları elinden alınmak istenen iradesine ipotek konulan her kesimden yurttaşımız ‘en küçük paydada bile buluşabiliyorsak buluşalım. Artık yeter’ diyor. Biz de ‘artık yeter’ sözünü sahipleniyoruz. ‘Tek adam’ rejimi demir yumruğuyla ağzını açan herkesi susturmak istiyorsa bize düşen ses çıkaranların sesini birleşmesinin olanakların araçlarını yaratmaktır. Bu noktada elbette Meclis’e çok önemli görevler düşüyor, ama bizi birleştiren halk, mücadele, talepler kayyım atandığında belediyelerin önünde avukatlara gözaltı, gözdağı verildiğinde baroların önünde, gazetecilere tutuklamayla sus işareti verildiğinde televizyonların, gazetelerin, ajansların önünde buluşturanlardır. Biz de onlar gibi sokaktayız yan yanayız ve bundan sonraki süreçte halkın sinmemesi, sesini buluşturması için mücadele kanallarını geliştirmek durumundayız.”