Gazetecilerin yargılandığı dava ertelendi

  • 13:27 18 Eylül 2025
  • Hukuk
AMED - Gazetecilerin yargılandığı davada mahkeme, yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması talebini reddederken duruşmayı Ocak 2026 yılına erteledi. 
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 16 Haziran 2022’de tutuklanan ve bir yılı aşkın bir süre tutuklu kaldıktan sonra ilk mahkeme de tahliye edilen gazetecilerin 8’inci duruşması Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. “Örgüt üyesi olma” iddiasıyla yargılanan 16 gazetecinin 13 ay tutuklu kaldığı dosyaya 4 kişinin dosyasının eklenmesiyle yargılanan gazetecilerin sayısı 20’ye yükseldi. Sonrasında gazeteci Mehmet Şahin’in dosyası, 6’ncı duruşmada dosyadan ayrılarak, Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen başka bir dava dosyasıyla birleştirildi. Bu kararla dosyadan yargılanan gazeteci sayısı 19’a düştü. 
 
Duruşmaya yargılanan gazetecilerden Ömer Çelik, Neşe Toprak ve Elif Üngür ile gazetecilerin avukatları Rasul Tamur, Gözde Engin ve Ruşen Seydaoğlu katıldı. Gazeteci Aziz Oruç’un avukatı Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Hukuk Birimi’nden Hazal Sümeli İstanbul'da Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Diğer yandan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ile gazeteciler de duruşmayı izledi.
 
'Tanığı tanımıyorum'
 
Mahkeme başkanı birleşen dosyada hazırlanan iddianameye dair görüşünün ne olduğu sorusu üzerine Aziz Oruç, "Melik Canbay adında biri beyanlarda bulunmuş. Bir görev tanımlanması yapmış bunun üzerinden örgüt üyeliği suçlamasıyla iddianame hazırlanmış bunun kabul edilir yanı yok. 'Rojnews'te çalışıyor, haberi düzenliyor' demiş ama ben gazeteciyim ve 14 yıldır bu işi yapıyorum. Örgüt üyeleriyle röportaj yaptığım söyleniyor ama öyle bir şey yok yapsam yayınlanmış olurdu. Melik Canbay kimdir tanımıyorum. Daha önce de yine aynı gerekçelerle yargılandım beraat ettim şimdi yine aynı gerekçelerle yargılanıyorum. Mesleğimi yapmaya devam ediyorum. İnandığım, hakikati gördüğüm bir yerden mesleğime devam ediyorum" diyerek beraatını istedi. 
 
Gazeteci Ömer Çelik ve avukatı Gözde Engin, yurtdışına çıkış yasağı adli kontrolünün kaldırılması talebinde bulundu. 
 
Ardından mahkeme huzurunda dinlenen tanık Helin Kolpar, gazetecilere bakarak kimseyi tanımadığını söyledi. Ayrıca mahkeme yargılananların isimlerini tanığa tek tek okurken tanık hiçbirini tanımadığını ifade etti. 
 
SEGBİS ile bağlanan bir diğer tanık Keziban Kuday'a mahkeme yine yargılananların isimlerini tek tek sorarken tanık tanımadığını ve duymadığını kaydetti. 
 
'Bana sorduklarınız internette de var'
 
Kırşehir S Tipi Kapalı Cezaevi'nden SEGBİS'le katılan ve tanık olarak dinlenen İbrahim Coşkun da, "Suriye'de YPG'de faaliyet gösteriyordum oradan ayrılıp gelip kolluk kuvvetlerine teslim oldum. Orada Sterk Tv'yi duydum. Kanaldan kültürel programları izliyordum. Ayrıca bölgedeki gelişmeleri haber olarak aktarıyordular. Bunları bana soruyorsunuz ama bunlar internette de var bakıp görürsünüz" demesi üzerine mahkeme başkanının saydığı prodüksiyon şirketlerini de duymadığını belirtti. 
 
Tanık ayrıca bu davaya dair hiç beyan vermediğini ve neden mahkemenin ona bu davaya dair sorular sorduğunu anlamadığını söyledi. 
 
Malzemelerin iadesi istendi 
 
Ardından savunma yapan avukat Resul Tamur, "Tanıkların dosyada yargılananlara dair hiçbir beyanı yoktur. Sterk ve Medya TV faaliyetlerine devam eden kanallardır. Mezopotamya Ajansı hala yasal olarak ülkede faaliyetlerine devam ediyor. Ajansı bilip Tv'yi izleyip izlememeleri dosyaya herhangi bir katkı sunmayacak ve dinlenilmesinden vazgeçilmelidir. Emniyette bulunan fotoğraf makinesi, kamera benzeri malzemelerin imajı alınamayacak malzemelerdir. Malzemelerin geri iadesini istiyoruz" diyerek yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması talebinde bulundu. 
 
Mahkeme adli tedbir kontrolünün kaldırılmasının reddine, kalan diğer tanıkların dinlemekten vazgeçilmesine ve teknik ekipmanların iadesine karar verdi.
 
Mahkeme bir sonraki duruşmayı 20 Ocak 2026 tarihine erteledi.