Kayıp yakınları: Barış tek taraflı olmaz, adım atılmalı

  • 13:53 5 Temmuz 2025
  • Güncel
HABER MERKEZİ - Kayıp yakınları dört kentte bir araya geldikleri eylemlerde, “Barış tek taraflı olmaz, adım atmak gerekiyor" dedi. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, bu hafta Amed, Êlih, Colemêrg’in Gever ilçesi ve İzmir’de “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” diyerek alanlardaydı.
 
Amed 
 
İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla düzenledikleri eylemin 856’ncısını gerçekleştirmek için bir araya geldi. Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’nda bir araya gelen aileler, ellerinde gözaltında ve faili meçhul bir şekilde katledilenlerin fotoğraflarını taşıdı. Eyleme Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi İl Eşbaşkanı Gülşen Özer ve gözaltında kaybettirilen Vedat Aydın’ın ailesi de katıldı. 
 
Bu haftaki eylemde, 7 Temmuz 1991 tarihinde Elazığ ili Maden ilçesi yakınlarında kaybettirilen Vedat Aydın’ın hikayesi, İHD Amed Şube Sekreteri Ömer Saman tarafından okundu.
 
Burada konuşan Vedat Aydın’ın eşi Şükran Aydın, “Bu cinayetleri faili meçhul olarak görmüyoruz. Failleri belli. Ortadan kaldırma kararı çıkmıştı. Bu karar devlet tarafından verilmişti. Tüm katliamlarda devletin parmağı var. Şu an bir süreçten bahsediliyor. PKK silah bıraktığını açıkladı, biz bunu destekliyoruz fakat sadece PKK ile olacak bir şey değil. Barış tek taraflı olmaz, devletin adım atması gerek” ifadelerine yer verdi.
 
‘Kürtçe konuşma nedeniyle tutuklanır’
 
 
Burada Vedat Aydın’ın hikayesine değinen Ömer Saman, “Vedat Aydın, 1953 yılında Diyarbakır'ın Bismil ilçesine bağlı Kürthacı köyünde dünyaya gelir. 1979 yılında Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nden mezun olan Vedat Aydın, 12 Eylül 1980 askeri darbe döneminde tutuklanıp dört yıl hapis yatar. Vedat Aydın, 28 Ekim 1990 tarihinde Ankara'da gerçekleşen İHD 3. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı Kürtçe konuşma nedeniyle tekrar tutuklanır. Hakkında açılan soruşturma kapsamında bir süre hapiste kalan Vedat Aydın, ardından 1991 yılı Haziran ayında yapılan Halkın Emek Partisi (HEP) il kongresinde Diyarbakır İl Başkanı seçilir” dedi.
 
‘İşkence edilmiş halde bulundu’
 
Vedat Aydın’ın kendisini polis olarak tanıtan kişiler tarafından gözaltına alındığına değinen Ömer Saman, “5 Temmuz 1991 gecesi silahlı, elinde telsiz bulunan ve kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce 'ifaden alınacak' denilerek gözaltına alınır. Ailesi ve avukatlarının girişimlerine rağmen, emniyet tarafından gözaltına alındığı kabul edilmez. 7 Temmuz 1991 tarihinde Elazığ ili Maden ilçesi yakınlarında bir köprü altında vahşice işkence edilmiş halde cesedi bulunur” ifadelerini kullandı.
 
Colemêrg
 
İHD Colemêrg Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 182’inci haftasında Gever (Yüksekova) ilçesindeki Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. “Failler belli, kayıplar nerede” ve “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartının açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Bu haftaki eylemde, Vedat Aydın anılırken, 1987 yılında katledilen Hacı Sala için adalet istendi. Açıklamayı İHD Colemêrg Şube Üyesi Koruş Akgöl okudu.
 
'Kan kaybından öldü'
 
Hacı Sala’nın askere gidecek olmasından dolayı kendi köyü olan Zerili köyünden akrabalarının köyü olan Kavlegûnd köyüne akrabaları ile vedalaşmaya gittiğini hatırlatan  Koruş Akgöl, “Dönüş yolunda patikalardan geçen Hacı Sala operasyona giden askerler tarafından durduruldu. Kimlik kontrolü yapılmasına rağmen sınır hattından geldiğini söyledikleri Hacı Sala’ya şiddet uygulayandı. Her ne kadar sınırdan gelmediğini ve askere gideceğini söylese de rütbeli bir asker Sala’yı silah ile yaraladı ve olay yerinde öylece bırakılması yönünde emir verdi. Köy halkı olaya şahit oldu ve köylülerin olay yerine gitmesi askerlerce engellendi. Yardım götürmek isteyenlere ise müdahale edildi. Olay yerinde kan kaybeden Hacı Sala’yı tanıyanlar bağırarak yarasını sarmasını ve kan akışını durdurması yönünde telkinlerde bulundu. Lakin Hacı Sala bir müddet sonra gösterdiği tüm çabaya rağmen kan kaybından dolayı bilincini kaybederek yaşamını yitirdi” dedi. 
 
Aile bireyleri tehdit edildi
 
 
Akabinde tekrar olay yerine giden askerlerin Hacı Sala’nın cenazesini alarak karakola götürdüklerini aktaran  Koruş Akgöl, “İyice kalabalıklaşan köylüler Şahe karakolu önünde toplandı ve olaya tepki gösterdi. Açıklama yapan dönemin tümen komutanı, Hacı Sala’nın sınır ihlali yaptığı sırada vurulduğunu iddia etti ve köylülerin müdahalesine izin verilmediğine dair bilgiyi yalanladı. Oysaki otopsi raporunda Hacı Sala’nın kan kaybından hayatını kaybettiği resmi olarak belgelenmişti. Herhangi bir soruşturma açılmadığı gibi Hacı Sala’nın akıbetini sormak için adliyeye giden aile bireyleri tehdit edildi.
 
Hacı Sala’nın ailesi daha sonrasında ‘ben vurdum’ diyen askere ödül verildiğini ve rütbe takıldığını öğrendi. Akabinde tehditler alan aile bireyleri sindirme politikası sonucunda herhangi bir başvuru yapamadı. Faili belli olmasına rağmen Hacı Sala’nın akıbeti faili meçhul bırakıldı” diye konuştu.
 
'Soruşturma açılmaması hukuka aykırı'
 
Görgü tanıkları, otopsi raporu ve tüm gerçekliklere rağmen herhangi bir soruşturmanın açılmamasının hukuka aykırı olduğunu belirten Koruş Akgöl, “Ben vurdum’ diyen askerin kimliğinin belirlenerek sorumlu komutanların bir an önce adil ve gerçek bir yargı önünde hesap vermelerini talep ediyoruz. Hacı Sala’nın akıbetinin faili meçhul bırakılmasına asla müsaade etmeyeceğiz” diye kaydetti.
 
Êlih
 
İHD Êlih Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 692'nci haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. Eylemde, gözaltında kaybettirilen ve faili meçhul cinayetlerle katledilen yurttaşların fotoğrafları taşındı. 
 
Bu haftaki eylemde, Vedat Aydın'ın hikayesi okundu. Vedat Aydın'ın hikâyesini İHD Şube Eşbaşkanı Melek Atalay okudu. 
 
İzmir 
 
İHD İzmir Şubesi, Konak'ta bulunan Eski Sümerbank önünde eylemlerini sürdürdü. Bu haftaki eylemde, Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Emekçileri Sendikası (Tüm-Bel-Sen) İzmir 2 No’lu Şube Kurucusu İkram Mihyaz akıbetine dikkat çekildi. Açıklamaya, Mihyaz’ın eşi ve oğlunun yanı sıra çok sayıda kişi  katıldı. 
 
İHD İzmir Şube Eşbaşkanı Zilan Gümüş, İkram Mihyaz’ın 5 Temmuz 1994’de işinden dönerken kaçırılıp, katledildiğini anımsattı. Zilan Gümüş, "kasten insan öldürme suçundan" açılan soruşturmanın kapatıldığını belirtti. Zilan Gümüş, "Eşi Azize Mihyaz takipsizlik kararının kaldırılması için savcılığa dilekçe ile başvurdu. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, zaman aşımı süresinin dolduğunu, yapılan araştırmalara karşın suçu işleyenlerin kimliklerinin tespit edilemediği kararını verdi. Adli emanetteki bir adet deforme mermi çekirdeği, bir adet 9 mm çapında boş kovan, Mihyaz’ın üzerinden çıkan kanlı gömleği ve diğer giysilerinin ‘ekonomik değere sahip olmamaları’ ve zaman aşımı dolmuş olması nedeniyle, karar kesinleştikten sonra imha edileceği de belirtildi” diye konuştu.