
YPJ Komutanı: Bir günü değil, tüm günleri kadınlara armağan edeceğiz
- 09:05 6 Mart 2025
- Güncel
Derya Ren
RIHA – Rojava Devrimi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve Kuzey ve Doğru Suriye’de oluşturulan kadın ordulaşmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan YPJ Komutanı Avînar Dêrik, “Önder Apo’da ‘bir tek günü kadına armağan etmenin kadının direniş ve emeğini inkar etmek olduğunu söylüyor. Bundan kaynaklı bu yılda tüm günleri kadınlara armağan etmenin mücadelesi içerisinde olacağız” dedi.
Orta Doğu başta olmak üzere tüm dünyada devam eden kadın mücadelesi her geçen gün daha da yükselirken, kadınlar öncülüğünde yaratılan yaratımlar dünyaya yayılmaya devam ediyor. 2012 yılında Suriye’de başlayan direniş eylemleri sonrasında Rojava Devrimi inşa sürecine başlarken, kadınlar hem askeri, siyasi, ekonomi, sosyal alanda birçok kazanım elde etti. Bu kazanımlar sonucunda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın perspektifi ile Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) 4 Nisan 2013’te kuruluşunu ilan etti. YPJ bünyesinde ilk kadın taburu Şehit Ruken adında Efrîn’in Cindirêsê ilçesinde kurulurken, ardından Qamişlo’da Şehit Edalet adında Kobanê’de de Şehit Dicle adında kadın taburları kuruldu.
Kurulduğu tarihten bu yana Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınların yaşamının her alanında savunma gücü halinde varlığını sürdürürken, 10 Aralık’tan bu yanadır Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan Tişrîn’e yönelik saldırılarına karşı YPJ en ön saflarda yerini alıyor.
YPJ’nin Rojava Devrimi üzerindeki etkisi, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin YPJ Komutanı Avînar Derîk değerlendirmelerde bulundu.
Direniş gerçekliği
Direnen tüm dünya kadınların 8 Mart’ını kutladığını ifade eden Avînar Dêrik, “Öte yandan Önder Apo ve devrim şehitlerine kutlu olsun diyoruz. Bu vesileyle tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Rojava Devrimi’nden önce tarih hep ikili yürütülmeye çalışılmıştır. Bir taraftan direniş çizgisi diğer taraftan yok sayılma ile karşı karşıya kalmıştır kadın. Bugün YPJ ile devam eden bir direniş gerçekliği var. Her kadının gerçekliğinde bir toplumun gerçekliği tanınıyor. Bugün Rojava’da bir devrim süreci yaşanıyor. Ancak bu devrim öyle birden ve kendiliğinden oluşmadı. Devrimin bir mirası var. Öncüsü olan binlerce kadın var; Besê, Zarife, Sara...” diye ekledi.
Tarihsel gerçeklik vurgusu
Rojava’da inşası devam eden devrim sürecine değinen Avînar Dêrik, devrimden önce kadınların her alanda yaşamdan soyutlanmaya çalışıldığının altını çizdi. Avînor Dêrik, “Kadınların yaşadığı sorunların üzerine giderek onların önünü açan kadınların tarihten bu yana vermiş oldukları mücadeledir. Önder Apo’nun kadınlara sunmuş olduğu tarihsel bir gerçeklik de var. Bu gerçeklikle beraber kadınlar kendilerini tekrardan var etmeyi başardılar. Suriye’de başlayan Arap Baharı ile beraber gelişen durumların ardından 2012 yılında kadınların öncülüğünde bir devrim sürecine girilmiş oldu. 4 Nisan 2013 yılında kadınlar YPJ’yi demokratik toplum paradigması çerçevesinde kurdu. Kadının kurtuluş ilkelerine göre kurulan YPJ, tüm kadınların savunma gücü olmaya çalışıyor. Hem silahlı olarak hem de ideolojik olarak kadın savunma gücüdür” ifadelerini kullandı.
Kadınların DAİŞ’le mücadelesi
YPJ’nin vermiş olduğu savaşın karanlık ve erk zihniyete karış olduğuna vurgu yapan Avînar Dêrik, devamında şunları söyledi: “5 bin yıllık erk egemen sistemin kadının yok sayması DAİŞ’le beraber somut bir hal aldı. Rojava’lı kadınlar DAİŞ şahsında erk egemen sisteme karşı bir direniş gösterdi ve göstermeye devam ediyor. Kürt kadının yanında diğer uluslardan olan kadınların da bir mücadele gerçekliği var. Ve bu gerçeklikle birlikte kadınların kendi özgün ve özgür alanları yaratmasına neden oldu. Tüm dünya için büyük bir tehlike haline gelen karanlık güçler, kadınların vermiş olduğu mücadele öncülüğünde bir yenilgiye uğradılar. Kadınların kendisini özgün olarak ifade edebileceği alanlar yaratıldı. Akademiler, kurumlar açıldı.”
Rojava Devrimi’nin etkisi
Avînar Dêrik, verilen kadın mücadelesinde eğitimin önemine değinerek, “Çünkü bizi daha çok güçlendiren eğitim ve örgütlülüktür. Kadınlar ön saflarda büyük bir coşku, moral, cesaret, inanç ve ülke sevgisiyle tüm alanlarda büyük bir rol oynadılar. Özellikle cephede bunun somut örneğini gördük. Rojava devriminin başından bu yana birçok bedel verildi, bu bedeller sayesinde de birçok kazanım elde edildi. Aynı zamanda sadece Kuzey ve Doğu Suriye’de değil, kadınların vermiş olduğu bu direniş Orta Doğu başta olmak üzere tüm dünya kadınlarına ilham oldu. Şuan herkesin gözü kulağı Rojava devriminde. Rojava devriminin etkisiyle ve inancıyla bugün enternasyonal olan kadın taburlarımız var. Elbette verilen bu direniş, bizim için çok önemlidir” diye konuştu.
Her günü kadına armağan etme vurgusu
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını hatırlatan Avînar Dêrik, şunları söyledi: “Dünya için tehlike haline gelen DAİŞ’i durduran şervanlar bugün Türkiye’nin hedefi haline geliyorlar. 8 Mart 2024 yılından bu yana kadınların vermiş olduğu destansı direnişle 8 Mart’ı karşılamaya gidiyoruz. Bizim de üzerimize düşen daha çok sorumluluk var, çünkü şuan hala cephede savaşan arkadaşlarımız var. Önder Apo’da ‘bir tek günü kadına armağan etmenin kadının direniş ve emeğini inkar etmek olduğunu söylüyor. Bundan kaynaklı bu yılda tüm günleri kadınlara armağan etmenin mücadelesi içerisinde olacağız. Bizlerde üstümüze düşen sorumluluğu yerine getireceğiz.”
Elde edilen tecrübelerin önemi
Üzerlerine düşen tarihi sorumluluktan kaçınmayacaklarını sözlerine ekleyen Avînar Dêrik, “Son süreçlerde şehitler barajında (Tişrîn barajı), Qereqozax ve Dêrhafir’da verilen direnişte sadece askeri alanda değil diğer toplumsal tüm alanlarda kadınlar büyük ve tarihi bir sorumluluk sahibi oldular. Verilen bu direnişi görmezden gelemezler. Çünkü kimse bu hakikati göz ardı ederek inkar edemez. Tarihte örneği görülmemiş bir direniş var. Tişrîn direnişinde 7’nden 70’e herkes direniyor. Ancak bunun yanında çocuğundan, yaşlısına birçok kayıp verildi. Türkiye oradaki saldırıları hiçbir kanun ve kural tanımıyor. Tüm haklar ve kanunlar yok sayılıyor. Bizler direnişimiz ve duruşumuzla yeni Suriye’nin demokratikleşmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Kuzey ve Doğu Suriye’de elde etmiş olduğumuz tecrübeleri Suriye başta olmak üzere tüm dünya kadınlarına örnek olması için direnişimizi sürdüreceğiz” dedi.