‘Otuz yıldır, oğlumu, adaleti ve anneliğimi arıyorum’

  • 13:22 22 Şubat 2025
  • Güncel
 
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1039’uncu haftasında 30 yıl önce kaybedilen Murat Yıldız’ın akıbetini sordu. Eylemde konuşan annesi Hanife Yıldız, “Ben otuz yıldır oğlumu, anneliğimi ve adaleti arıyorum” diyerek faillerin yargılanmasını istedi. 
 
Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak, faillerin yargılanmasını talep etmek için her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, adalet arayışlarının 1039’uncu haftasında da meydandaydı. Kayıp yakınlarının yanı sıra insan hakları savunucularının da destek verdiği eylemde, katılımcılar ellerinde karanfiller ve kayıplarının fotoğraflarıyla meydanı doldurdu. Bu haftaki eylemde, 1995 yılında gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Murat Yıldız'ın akıbeti soruldu ve sorumluların yargılanması talep edildi. Eyleme çok sayıda insan hakları savunucusunun yanı sıra İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin de katıldı. Basın açıklamasını ise İHD Cezaevi Komisyonu üyesi Sebla Arcan okudu.
 
İstanbul genelinde yoğun kar yağışına rağmen kentin dört bir yandan gelerek Galatasaray Meydanı’nda buluştuklarını söyleyen Sebla Arcan, “Buradayız, çünkü güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra haber alamadığımız sevdiklerimize ne olduğunu öğrenemiyoruz. Devletin bütün kapılarını bize kapattığı, haklarımızın yok sayıldığı, yargının hukukla bağını kestiği ve siyasetin sorunu çözme yeteneğini kaybettiği koşullarda, yalnızca kayıplarımız için değil, aynı zamanda demokrasi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması için de mücadele ediyoruz” diye belirtti. 
 
‘Bir daha geri gelmedi’
 
Eylemde bu hafta 30 yıl önce gözaltında kaybedilen Murat Yıldız için bir araya geldiklerini söyleyen Sebla Arcan, “Murat yıldız, 19 yaşındaydı. İzmir'de annesi ile birlikte yaşıyordu. Bir kafede otururken çıkan tartışmada silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaşmış ve bu yüzden polis tarafından aranmaya başlanmıştı. Annesi Hanife Yıldız'ı karakola götüren polisler, ‘Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak' dedi. Bunun üzerine, 23 Şubat 1995 tarihinde, Murat Yıldız, avukatı, kuzeni ve annesi ile birlikte, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi'ne giderek Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi'ye teslim oldu. Aradan üç gün geçtiği halde Murat eve dönmeyince, anne Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti ancak sorularına net yanıtlar alamadı. Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce yetkililer, Murat’ın emniyette verdiği ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için, onu polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini, yolda Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler” diye belirtti. 
 
Dosyaya gizlilik kararı
 
Murat Yıldız’dan haber alamayan annesi Hanife Yıldız’ın, Bornova ve Gebze Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurduğunu dile getiren Sebla Arcan, Gebze 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nin, beş yıl süren yargılama sonucunda, Murat Yıldız'ın feribottan atladığını gören bir tanık olmamasına rağmen sanık polislerin beyanını esas aldığını ve onlara yalnızca “görevi ihmal” suçundan günümüz parasıyla 1 lira 18 kuruş para cezası verdiğini ifade etti. Sebla Arcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “ İHD avukatı Gülseren Yoleri, 2015 yılında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak yeniden soruşturma açılmasını talep etti.
 
Açılan soruşturma, iki yıl sonra takipsizlikle sonuçlandı. Takipsizlik kararına yapılan itiraz da reddedildi. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldı. Gözaltında kaybedilen kişilerin yaşam hakkından devlet sorumludur. Kamu görevlilerinin gözaltında kayıp olaylarına karıştıklarına dair emareler bulunması halinde, devletin yaşam hakkını ihlal ettiği kabul edilmektedir. Murat Yıldız'ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili yürütülen adli süreç, maddi gerçeği açığa çıkarmadı, faillerin cezalandırılmasını sağlamadı. Aksine, Murat’ın yaşam hakkının ihlal edildiği gerçeğinin üzerini örttü. Kaç yıl geçerse geçsin Murat Yıldız için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
 
Tüm dosyalar kaybedildi
 
Murat Yıldız’ın avukatı İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, ”Murat Yıldız gözaltında kaybedildi, ancak sadece kaybedilmedi, ona ait tüm kayıt ve dosyalar da kaybedildi. Dosyanın akıbetini araştırırken bir ay boyunca ‘dosya arşivde’ denildi. Daha sonra ise imha edildiği söylendi. Oysa biz daha önce baktığımızda Yıldız’a ait bir dosya hiç olmamıştı. Savcılık defterinde ‘intihar etti’ notu düşüldü, ama annesinin defalarca verdiği kayıp ilanı ve bulunmasına dair yaptığı başvurular ve dilekçeler yok sayıldı. Dosya daha baştan intihar denilerek kapatılmıştı ve Murat Yıldız’ın kayıp olmasına neden olan polisler hakkında açılan davadan sadece para cezası verilmişti ama bu para cezası dahi ödetilmedi” diye konuştu. 
 
‘30 yıldır adalet istiyoruz’
 
Ardından Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız söz aldı. Hanife Yıldız, “Ben kendi oğlumu kendi elimle götürdüm. Ben otuz yıldır oğlumu ve anneliğimi ve adaleti arıyorum. Adaletin de yaptığına bakın, her taraf tellerle çevirili.  Bu da AKP’nin eseridir. İşte Berfo annenin ölüm yıldönümü, onların önünde saygıyla eğiliyorum” İfadelerini kullandı