8 Mart'a doğru: Asırlık direniş (3)

  • 09:03 3 Mart 2025
  • Dosya
  
 
Kimlik, direniş ve kadın mücadelesi: Nour AA’nın ilham kaynağı
 
Elfazi Toral
 
İSTANBUL - Filistinli Nour AA, Türkiye’de birçok zorlukla karşı karşıya kaldığını ve bu zorluklara rağmen kadınlarla birlikte mücadele ettiğini söyleyerek, “Türkiye’ye geldiğimde Kürt kadın hareketinin mücadelesi çok ilham verici oldu.  Kürt kadınlarının yürüttüğü mücadeleden dolayı bence feminizm Türkiye’de bu noktaya geldi” dedi. 
 
Dünya da ve Orta Doğu’da iktidarların savaşta ısrar eden politikaları sonucu, halkları, kadınları, çocukları göçe zorlayan bir durumda. Savaşın yakıcı sonuçlarından bir olan göç, en başta kadınları ve çocukları derinden etkiliyor. Göç yollarında yaşanan hak ihlalleri gün be gün artıyor. Göçmen/mülteci kadınlar göç ettikleri yerlerde ise erkek egemen zihniyetinin tacizine, tecavüzüne ve katliamına maruz kalıyor.  Bir yandan hayatta kalma mücadelesi verirken bir yandan da her an ülkelerine zorla geri gönderilme tehdidiyle de karşı karşıyalar. Orta Doğu'da çatışma ve savaşın etkileri kadınların yaşamı üzerinde hem fiziksel hem de psikolojik travmalara neden oluyor.  Göçmen kadınlar, zorla yerinden edilme süreçlerinde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalırken buna karşı ciddi bir mücadele ve direnme de söz konusu oluyor. Geldikleri yerlerde yeni bir yaşam kuran kadınlar tüm zor koşullara rağmen bulundukları alanları mücadele alanlarına dönüştürüyor.  
 
Gazze’den Türkiye’ye…
 
3 buçuk yıl önce Türkiye’ye üniversite okumaya gelen Filistin Gazze’li olan Nour AA, Filistin’de yaşanan her savaşa tanıklık ettiğini kaydetti. “Türkiye’ye gelince çevremde en çok Kürt, Ermeni ve Alevi dostlarım var. Bu arkadaşlar daha bilinçli ve daha politik düşünen arkadaşlar” dedi. Filistin’de savaş başlar başlamaz Türkiye'ye geldiğini söyleyen Nour AA, yıllarca savaşa maruz kaldıklarını belirtti. 7 Ekim 2023 yılında yaşanan soykırım savaşından sonra ailesinin Gazze’yi terk etmek zorunda kaldığına dikkat çeken Nour AA, “Bu hiç kimsenin tercihi değil. Hiç kimse kendi ülkesini kendi toprağından ayrılmak istemez.  Ama hem kendi ailemizi hem de kendi akrabalarımızı kaybetmekten korktuğumuz için Filistin Gazze’den çıktık ve Mısır’a yerleştik. Soykırımın 4’üncü ayıydı annem ve kız kardeşimi oradan çıkartabildik sonra dedem ve dayımı çıkarmaya çalıştık fakat bir dayımı orada kaybettik. Ailemden bir kayıp vererek oradan çıkartabildik. O günden bu yana bununla baş etmeye çalışıyoruz. Herkes tabi bir gün kendi topraklarına geri dönme umudunu da taşıyor.  Herkes Gazze ne zaman açılacak diye bekliyor. Umarım bir gün yeniden toprağımıza döneriz ve yeniden inşa ederiz” dedi.
 
Mücadele: Gördüğümüz zulme karşı direnmek ve sokağa çıkmak
 
Kadınların yaşamın her alanında şiddete ve katliama maruz kaldığını ifade eden Nour AA, tıpkı Türkiye gibi dünyanın her yerinden kadına yönelik katliamın söz konusu olduğunu dile getirdi Nour AA, “Biz kadınların rahat yaşayabileceğimiz bir ülke yok. Benim Gazze’den çıkıp Türkiye'ye gelmem rahat yaşayabileceğim anlamına gelmiyordu. Patriyarkanın sistemin etkisi altında yaşıyoruz. Şiddet sadece bir ülkeye has değil. Her yerde buna maruz kalıyoruz. GGM’lerde kadınlar şiddete tacize maruz kalıyorlar. Hem savaştan etkilenen hem de bu ayrımcılığa maruz kalan biri olarak, bu mücadele benim için iki cephede oluyor. Benim mücadelem hem meşrulaştırılan şiddete karşı hem de bizim yaşadığımız ülkelerde patriyarkal sisteme karşı bir mücadele var. Gazze’de olmadığım için kendi kendime hep sürdürebileceği bir mücadele var mı diye soruyordum.  Mücadele benim için her yerdir. Mücadeleyi her yerde paylaşmak. Bulunduğumuz yerlerde eylem ve etkinliklere katılmak ve bu sisteme hayır demek. Gördüğümüz zulme karşı direnmek ve sokağa çıkmak. Benim için soykırım başladığından beri Türkiye’de Filistin için yapılan bütün eylemlere katılmaya çalışıyordum bir şekilde var olmaya çalışıyordum.  Ancak görüyoruz ki sadece savaş ve soykırım yaşanmıyor kadınlara karşı da bir şiddet sürdürülüyor. Tam bu nokta da 8 Mart'ta doğru giderken savaşa ve soykırıma karşı kadınlar olarak nasıl bir şey yapabiliriz bunu düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘8 Mart beni çok özgür hissettiriyor’
 
Türkiye de yaşanan kadına yönelik şiddete değinen Nour AA,  kadın katliamlarının her gün arttığını belirtti.  Yaşanan kadın katliamına dair mücadele ettiklerini ifade eden Nour AA, “Bu mücadele her kadını etkiliyor. Mülteci kadınları da Türkiyeli kadınları da savaşa karşı direnen kadınlar da. Hepimiz  bu mücadelenin içerisindeyiz. 8 Mart beni çok özgür hissettiriyor. Türkiye’ye geldiğimden bu yana hiçbir 8 Mart günlerini kaçırmadım.  Bütün 8 Mart etkinliklerine katıldım. Bu sene de katılacağım. 8 Mart benim için anlamlı bir gün. İlk Türkiye’ye geldiğim zaman 8 Mart’lara giderken Filistin’li kadınları da dahil etmeye çalışıyordum. Filistinli kadınların mücadelesiyle ne kadar ortak olduğunu fark ettim. Sokağa çıkmak haykırmak istediğimiz şeyleri söylemek bunların hepsi benim için bir güç.  Her 8 Mart’ta biz kadınlar ve öznesi olan herkes sokağa çıktığımızda bizim mücadelemizin ne kadar aynı olduğunu ve aynı sisteme karşı mücadele ettiğimizi fark ediyoruz. ” diye belirtti.
 
‘Kürt kadın hareketinin mücadelesi ilham verici’
 
Türkiye'ye ilk geldiğinde ilk olarak Kürt kadınları ile teması olduğunu paylaşan Nour AA,  Kürt kadınlarının verdiği mücadelenin tüm dünyaya yayıldığının altını çizdi. Kürt kadınlarının verdiği mücadelenin “haklı” bir mücadele olduğunu vurgulayan Nour AA, “Kürt kadınlarının yürüttüğü mücadeleden dolayı bence feminizm Türkiye’de bu noktaya geldi. Ben ilk geldiğimde ilk olarak Kürt kadınları ile özdeşleştim. Kürt kadınlarının mücadelesi bize çok şey öğretiyor. Bu bölgede bize bu feminist mücadeleyi öğreten Kürt kadınlarıdır. Çünkü kadınlar hem savaşa karşı hem bir mücadele yürütüyor hem de bir barış için ve sisteme karşı mücadele yürütüyor. Bu çok ilham verici. Onun için bu kadınlardan öğrenecek çok şey var. Biz kadınlar olarak bizim mücadelemiz hep feminist mücadeledir.  Sistem bizleri yıldırmaya çalışıyor. Bu sistem yıkılmadan biz kadınların mücadelesi bitmeyecek. Bu savaşa karşı direnen ve aile içinde şiddete maruz kalan kadınlar hep mücadele edecek. Türkiye’de son birkaç yıldır gördüğüm gözaltı, tutuklama, şiddet ve tüm işkencelere karşı mücadele vereceğiz. Tam da şu zaman da mücadele vermemiz gerekiyor. Hepimiz özgür olana kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.
 
‘Kürt hareketinden insanlarla tanışarak ben çok şey öğrendim’
 
Nour AA, son olarak konuşmasını şöyle noktaladı:  “ 8 Mart’ta Filistin’deki ve Rojava’daki kadınlara ve mücadele veren bütün kadınlara bin selam olsun. Gittiğim her yerde ilk önceliğim bu coğrafyanın siyasetini öğrenmek. Çevremdeki insanlar beni gittikçe siyasi ve örgütlenme alanlarına sokmaya çalışıyorlardı. Ben kendimi bu şekilde mücadelelere sokmaya çalışarak bu şekilde bizim mücadelemizle ne kadar benzer olduğunu fark ettim. Ve buda beni var etmeye itti.  Buradaki insanların deneyimlerini, tecrübelerini ve mücadele verişlerini öğrendim. Bu anlamıyla hep kendime bir şeyleri öğrenmeye çalışıyorum.  Kürt hareketinden insanlarla tanışarak ben çok şey öğrendim. Onlara katılarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Her zaman öğrenecek çok şey var.”
 
Yarın: Farklı sektörler, aynı düşünce: Kadının emeği sömürülüyor