‘Demokratik toplum buluşmaları’nda halk ne dedi?
- 09:01 21 Aralık 2025
- Güncel
Semra Turan-Pelşin Çetinkaya
AMED – Kürdistan'ın 22 merkezinde gerçekleştirilen “Demokratik toplum buluşmaları”nı değerlendiren TJA’lı Ayla Akat Ata, halkın öncelikli talepleri arasında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması olduğunu belirterek, bir diğerinin ise demokratik entegrasyonun nasıl olacağı ve bunun için güven verici adımların oluşması gerektiğini söyledi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın önerisi üzerine Kürdistan'ın 22 merkezinde “Demokratik toplum buluşmaları” gerçekleştirildi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın önerisi üzerine yapılan toplantılarda halkın talep, öneri ve eleştirileri not edilerek kendisine iletilecek. Halk arasında önemli bir etki yaratan buluşmalara konuşmacı olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile birlikte kalmış Çetin Arkaş ve Veysi Aktaş'ın yanı sıra Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri ile Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının katılması da önemli bir etki yarattı.
Amed'deki final buluşmaya katılan yurttaşlar taleplerini dile getirirken, 10 gün boyunca birçok kentte konuşmacı olarak yer alan Ayla Akat Ata ise toplantıların sonuçlarını değerlendirdi.
‘Abdullah Öcalan halkın görüşünü merak ediyor’
Ayla Akat Ata, yaptıkları toplantılarda halkı dinlediklerini, talep ve önerilerini aldıklarını söyleyerek, “Aynı zamanda siyasal gündeme dair tartışmalar yürüttük. Bu bizim için de verimli bir toplantı serisi oldu. Aynı zamanda halkımızdan aldığımız tepkilerle görüyoruz ki; onların da böyle bir toplantı serisine ihtiyacı varmış. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu toplantılar Sayın Öcalan'ın talebi doğrultusunda gerçekleşti. Kendisi halkın ne dediğini, ne istediğini, görüş ve önerilerini merak ediyor. Ve doğal olarak bu toplantılarda kendisinin selamını ileterek, halkın sürece dair kaygıları, sevinçleri, düşünce ve önerilerini aldık” dedi.
Halk ne anlattı?
Ayla Akat Ata, toplantılarda halkın Ortadoğu gerçekliği ve Kürt halkının 200 yıllık mücadele tarihine uygun bir şekilde süreci kavrama, anlama ve düşüncelerini ortaya koyma noktasında dünya halkları arasında örnek olacak bir potansiyeli açığa çıkarttığını belirtti. Halkın bir bütün olarak kendisini sürecin içinde gördüğünü kaydeden Ayla Akat Ata, “Ama içinde görmediği çevreleri de çok uygun bir dille ve çok doğru sorularla eleştiriyor. Toplantılarda en öncelikli gündem Rojava gündemi oldu. Devletin bir yandan ‘Türkiye'de Kürtlerle barışacağım’ deyip, bir yandan Kürt'ün kardeşleriyle Rojava'da çatışan bir dil kullanmasını kabul etmediklerini, samimiyete davet ettiklerini” söyledi.
‘Demokratik entegrasyon için güven verilmeli’
Yine halkın sıkça sorduğu sorular arasında demokratik entegrasyon meselesi olduğunu söyleyen Ayla Akat Ata, şöyle devam etti: “Önemli bir başlık olarak entegrasyon başlığı var. Devlet mevcut uygulamalarda bir geri adım atmadığı sürece bu entegrasyonun nasıl gerçekleşeceği yönünde ciddi kaygılar var. Öncelikli olarak devlet, demokratik entegrasyonu gerçekleştireceğine dair bir irade ortaya koymalıdır. 27 Şubat deklarasyonundan bu yana devlet bir adım atmadığı için demokratik entegrasyonun ne şekilde gerçekleşeceğine dair de soru işaretleri oluyor.
Talepler nasıl karşılık bulacak?
Kürtler, birlikte yaşadığı tüm halklarla eşit, özgür temelde, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir paradigmayla yaşamak istiyor. Ama bu yaşam nasıl gerçekleşecek? Nasıl bir statüde kendini ifade edecek? En öncelikli talep anadilde eğitim, anadilde yaşam talebiyken, mecliste çözüm komisyonunda söz kuran annelerimizin bile sesi kısıldı. Buradan güven veren bir bakış açısı, güven veren bir pratik göremiyor halkımız ve doğal olarak bu toplantıların öncelikli gündemlerinden birisi Kürtlerin taleplerinin nasıl karşılık bulacağı oluyor. Statü de var, anadil hakkı ve vatandaşlık talebi de var. Yani halkımız, eşit ve özgür bir temelde birlikte yaşayacaksak bunun hukukunu oluşturmamız gerektiğini ifade ediyor.”
Sürecin hukuki zemininin de sıklıkla sorulduğunu söyleyen Ayla Akat Ata, bunun için gerekli ve güven veren adımların atılması gerektiğini söyledi. Halkın sorunları arasında bir diğer başlığın ise iç yapıda yeni bir örgütlenme zorunluluğu olduğunu belirten Ayla Akat Ata, “Halkımız, eğer yeniyi başarmak istiyorsak, yeni bir inşa sürecindeysek, yeni bir dil kullanacaksak o zaman bunu inşa etmek için seferber olmanın ve ortak tartışmanın gerektiğini belirtiyor. Bizim de buna uygun bir örgütlenme ile halkımıza cevap olmamız gerekiyor” dedi.
Mitinge çağrı
Ayla Akat Ata, buluşmalarda en temel talebin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması olduğunu belirterek, halkın Öcalan'ın özgürlüğünü kendi özgürlüğü olarak gördüğünü söyledi. Ayla Akat Ata, 4 Ocak'ta Kürt Halk Önderi’nin “umut hakkı” ve fiziki özgürlüğü için yapılacak mitinge dikkat çekerek, süreci sahiplenen ve barışa evrilmesini isteyen herkesin katılmasını istedi.
Yurttaşlar taleplerini sıraladı
Nezahat Şingez, Türkiye'de yaşanan çatışmalı süreçlere dikkati çekerek barışın zamanı olduğunu söyledi. Barışın sadece Kürt halkına değil, tüm halklara büyük getirisi olacağını paylaşan Nezahat Şingez, “Türkiye'de şu anda ciddi bir ekonomik sıkıntı var. Ama dikkat ederseniz Kürt halkının sadece ve sadece talebi barış ve özgürlüktür. Ekmek, su kadar barış ve özgürlüğe ihtiyacımız vardır. Bir an önce barış olsun istiyoruz. Temennimiz onurlu bir barış, önderliğin ve siyasi tutsakların özgürlüğüdür” dedi.
Buluşmalar güç verdi
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Sidar Kiye de buluşmaların önemli olduğunu ve halka güç verdiğini belirterek, taleplerinin bu gibi buluşmalarda artık Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan başta olmak üzere tüm siyasi tutsaklarla bir araya gelmek olduğunu söyledi. Sidar Kiye, “Genç kadınlar olarak sürecin başarılı olması için elimizden geleni yapacağız. Herkesi de süreci sahiplenmeye, kendisini örgütlemeye çağırıyorum” sözlerine yer verdi.
‘Sürecin içinde yer almalıyız’
Melek Sansarkan da sonuna kadar süreci desteklediklerini ve arkasında olduklarını yineleyerek, “Bu süreçten beklentimiz barış ve özgürlüktür. Bu ülkede baskı altında olmadan, korkusuzca yaşamak istiyoruz. Bu da sadece konuşarak olmuyor. Bunun için bütünlüklü bir şekilde sürecin içinde yer almalı, barışı inşa etmeliyiz. Tek talebim özgürlük; özgürce yaşamak istiyorum” diye kaydetti.
Tek talebimiz: Önderliğimizin özgürlüğü
Feride Kağanaslan ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü ve barış için buluşmalara katıldığını belirterek, “Önderliğimizin özgürlüğü, halkların özgürlüğüdür. Bir olup sürecin başarısı için çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.
Yaşar Makas, “Tek talebimiz Sayın Öcalan'a ‘umut hakkı’ tanınarak fiziki özgürlüğünün sağlanmasıdır. Özgürlük için birçok bedel ödedik. Mücadelemizin artık barış ile sonuçlanmasını istiyoruz. Bu toplantılarda artık önderliğimiz ile konuşmak istiyoruz” dedi.
‘Kadınlar inşaya öncülük edecek’
Arzu Karaman, Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin barışa evrilmesini istediklerini vurgulayarak, “Kürt halkı bu süreci büyük bir coşku ve heyecan ile sahipleniyor. Yapılan bu halk buluşmalarında da bir kez daha Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talep edildi. Sayın Abdullah Öcalan'ın şartlarının iyi olmasını istiyoruz. Siyasi tutsakların özgür olmasını istiyoruz. Bu sürece halkın kararlılığı ve inancı tamdır. 52 yıllık savaşın en ağır bedelini yaşayan kadınlar olarak demokratik toplumun inşasına öncülük edeceğiz” diye aktardı.







