Mekanizmasızlık şiddeti arttırıyor!

  • 09:02 21 Kasım 2025
  • Güncel
 
 
Medine Mamedoğlu
 
AMED – Engelliler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Tuba Sanlı Ersöz, var olmayan mekanizmalar nedeniyle engelli kadınların uğradıkları şiddeti anlatamadıklarını ve buna dair çözüm üretemediklerini belirtti.
 
Kadına yönelik şiddetin farklı biçimlerde arttığı bu dönemde, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken Türkiye ve Kürdistan’da milyonlarca kadın sokaklara çıkmaya hazırlanıyor. Artan şiddetle birlikte cezasızlık politikalarının derinleşmesi, kadınların yaşadığı hak ihlallerini görünmez kılıyor. Şiddete uğrayan birçok kadın, sesini duyurabileceği bir kuruma ya da kişiye ulaşamazken; kadın dayanışma kurumlarının yetersizliği ve yargıya duyulan güvensizlik bu süreci daha da zorlaştırıyor. Bu koşullar içinde özellikle fiziksel engelli kadınlar, yaşadıkları şiddeti ifade etmede en çok zorlanan grupların başında geliyor. Engelleri nedeniyle iletişim olanaklarının kısıtlı olması, uğradıkları şiddetin çoğu zaman görünür olmasını engelliyor. Destek mekanizmalarının eksikliği ise engelli kadınların şiddet ortamında yaşamaya devam etmek zorunda bırakılmasına yol açıyor.
 
 Engelliler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Tuba Sanlı Ersöz, engelli kadınlara yönelik erkek şiddetine ilişkin konuştu. 
 
‘En temel ihtiyaçlar dahi karşılanmıyor’
 
Engelli kadınların kent içinde ciddi problemler yaşadığını belirten Tuba Sanlı Ersöz, rampalardan yollara erişime kadar en temel ihtiyaçların bile karşılanmadığını, ancak yaşanan sorunların fiziksel erişilebilirlikten çok daha fazlası olduğunu söyledi. Tuba Sanlı Ersöz, engelli kadınların şiddet anında ulaşabilecekleri bir kurumun eksikliğinin büyük bir boşluk yarattığını ifade ederek, “Bir çağrı merkezinin kurulması, engelli bir kadının şiddet anında rahatlıkla ulaşabileceği bir kurumun olması gerekiyor” diyor.
 
'Engelli kadınlar şiddeti aktaracakları mekanizmadan yoksun'
 
Tuba Sanlı Ersöz, engelli kadınların yalnızca fiziksel engellerle değil, aynı zamanda görünmez psikolojik baskılarla da mücadele ettiğini kaydetti. Tuba Sanlı Ersöz, “Evinde şiddet gören kadın bile ailesine anlatamayacak hâle gelirken, engelli bir kadın bunu çok daha zor yaşıyor. ‘Anlatırsam beni dışarıya bırakmazlar, bir daha gezmeme izin vermezler’ gibi bir psikolojiyle hareket ediyorlar. Bu da ayrıca bir şiddettir. Bu nedenle görüntülü erişim sağlayan bir çağrı merkezi sistemi acil bir ihtiyaç. Engelli kadınların o merkezlere rahatlıkla ulaşabilmesi ve anında müdahale edilmesi bizim için çok kıymetli olacaktır” dedi.
 
'Şiddet sistematik halde devam ediyor'
 
Tuba Sanlı Ersöz, engelli kadınların uğradığı şiddete dair örnekleme yaparak kadınların yaşadığı sorunların çözümsüzlüğüne dikkat çekti. İzmir’de çalışmak isteyen bir arkadaşının yaşadıklarını anlatan Tuba Sanlı Ersöz, “Kendisi yeğeninin yanına gitti. Sonrasında aile içi problem yaşadı, yeğeniyle sorunlar yaşadı ve sonrasında karakola gitmek zorunda kaldı. Sırf burada ablasının çocuklarına bakması için annesi gidip kızı darp ederek getirtmek istedi. Kız bunu kabul etmeyince karakola gitti. Ancak karakolda da genç kadının tehdit edildiğini gördük. ‘Sığınma evine gidersen telefonuna el koyarız, bir daha dışarı çıkamazsın, altı ay boyunca orada hapis hayatı gibi yaşarsın’ gibi söylemler yüzünden korkarak ailesinin yanına dönmek zorunda kaldı” sözleri ile bunun hem sosyal hem ekonomik özgürlüğün kaybı anlamına geldiğini, kadının yeniden aile içi şiddete uğradığını dile getirdi.
 
'Engelliler için şiddet hattı oluşturulmalı'
 
Engelli kadınların özellikle erkek şiddetine uğradığında destek mekanizmalarına ulaşmakta çok zorlandığını belirten Tuba Sanlı Ersöz, “En azından sağırlar için söyleyebilirim ki kolaylıkla ulaşamıyorlar çünkü kendilerini anlayacak birilerini bulamıyorlar. Bu noktada bize sosyal medyadan ulaşan çok sayıda kişi var. İlk kez Instagram’dan bana ulaşıp ‘Şiddet görüyorum, bana nasıl yardımcı olabilirsin?’ diyenler oldu. Ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım. Ancak tüm bu sürecin kişisel çabalara kalmaması gerekiyor. Bir şiddet hattımız olsa, kimseye muhtaç olmadan, ailesine bile anlatmak zorunda kalmadan direkt oraya başvurabilirler” sözlerini kullandı.
 
'Engelli kadına özgürlük alanı verilmiyor'
 
Tuba Sanlı Ersöz, mevcut destek mekanizmalarının kadınları çoğu zaman yanlış yönlendirdiğini kaydederek, şunları belirtti: “Evine gitsin, ailesiyle yaşasın’ deniliyor. Ama kadının özgür iradesi, kendi ekonomisini kazanması çok da umurlarında değil. Ailenin verdiği harçlık yetiyor; dışarı çıkıp gezebiliyorsa bu onlar için yeterli görülüyor. Oysa hem engelli kadın hem de engelli olmayan kadın için ekonomik özgürlük çok önemli. İnsan kendi kazancını elde ettiğinde özgürdür.”
 
'Şiddeti anlatamamak kendilerinde büyük bir travma yaratıyor'
 
25 Kasım yaklaşırken engelli kadınların şiddete karşı çok daha savunmasız bırakıldığını söyleyen Tuba Sanlı Ersöz, yaşanan travmaların çoğunun ses çıkarılamadığı için görünmez kaldığını ifade etti. Tuba Sanlı Ersöz, “Kadınlar birçok alanda şiddet görüyor ama engelliler dezavantajlı olduğu için ne bunu anlatabiliyor, ne çözüm bulabiliyor, ne de arkadaşlarıyla paylaşabiliyor. Bu onlarda büyük bir travma yaratıyor” diyerek durumu özetledi.
 
'Engelli kadınları yok saymak şiddetin en üst safhasıdır'
 
Toplumsal cinsiyet ve engellilik kesiştiğinde çok daha ağır bir ayrımcılık yaşandığını vurgulayan Tuba Sanlı Ersöz, “Çevresine güvenemeyip kendini anlatamaması… ‘Zaten engellisin, evden çıkmasan da olur’ mantığı en büyük şiddettir. Şiddetin en üst safhasıdır” sözleriyle engelli kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekti.