Adana’da yürüyüş: Abdullah Öcalan dinlenmeli, 'Umut hakkı' uygulanmalı
- 18:09 4 Ekim 2025
- Güncel
ADANA - TJA, “Umutla özgürlüğe yürüyoruz” yürüyüşü Adana’da coşkuyla karşılandı. Yürüyüşçüler, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve tüm tutsakların serbest bırakılması çağrısını yineledi, Nagihan Akarsel’in mücadelesini andı.
TJA öncülüğünde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için düzenlenen yürüyüş, 4’üncü gününde coşkuyla devam etti. Dîlok’ta (Antep) yapılan uğurlamanın ardından yürüyüşçüler, Adana’nın Seyhan ilçesindeki Havuzlu Bahçe Mahallesi’nde bulunan Kebapçı Şakir’den Karasu Kavşağı’na yürüdü. Kadınlar yürüyüş boyunca “Biji Serok Apo”, “Jin, jiyan, azadî, azad bıke rêberti”, “Be Serok jiyan nabe” ve “Selam selam İmralı’ya bin selam” sloganları attı. Yürüyüşçüler burada yüzlerce kadın tarafından güllerle karşılandı. Yürüyüş, zılgıt, alkış ve sloganlarla devam etti.
Karasu Kavşağı’nda toplanan yürüyüşçüler ve yurttaşlar halay çektikten sonra bir açıklama yaptı. İlk olarak Abdullah Öcalan’ın yürüyüşçülere gönderdiği mesaj okundu.
'Kürtlere statü verilmeli'
Yerine kayyım atanan Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Devrim Demir, Abdullah Öcalan’ın mesajını selamlayarak konuşmasına başladı. Devrim Demir, "Buradan binlerce selam gönderiyoruz. Bizler 4 gündür yoldayız; Kürdistan’ın kalbi Amed’den Ankara’ya bir yürüyüş başlattık. Bu özgürlük, barış ve eşitlik yürüyüşüdür. Her adımda özgürlüğe biraz daha yaklaşıyoruz. Sizler de biliyorsunuz, 27 Şubat’ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan barış ve demokratik toplum çağrısında bulundu. En çok da biz kadınlar bu çağrıyla heyecanlandık. Bunun karşılığını da en çok kadınlar verecek. 50 yılı aşkın süredir süren savaşa karşı, biz bu ülkede barışın inşasının öncüleri olmak istiyoruz. Yürüyüşümüzün amacı budur. Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı, umut hakkı uygulanmalı. Sayın Öcalan ve bütün tutsaklar bu haktan yararlanmalı. Bir barış olacaksa Kürtler için anayasal haklar tanınmalı, Kürtlere statü verilmelidir” dedi.
“Abdullah Öcalan dinlenmeli”
Devrim Demir, komisyonun sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini vurgulayarak, “Komisyon rolünü oynamalı. Eğer süreç iki yönlü yürütülüyorsa, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan da dinlenmelidir. Demokratik siyasetin önü açılmalı, bütün tutsaklar serbest bırakılmalı. Buradaki bütün inançlar ve kimlikler kabul edilmeli, herkes eşit yaşamalıdır. Bizler TJA olarak, Kürt kadınları olarak Abdullah Öcalan’ın çağrısının izindeyiz. Umuyoruz ki bir sonraki yürüyüşümüz Abdullah Öcalan ile birlikte olacak. Bugün aynı zamanda Nagihan Akarsel’in katlediliş yıldönümü. Nagihan, Kürdistan’da özgür yaşam için büyük bir mücadele verdi, kadınların özgürleşmesi için çok çaba harcadı. Biz de buradan onu saygı ve minnetle anıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Kobanê tutsakları serbest bırakılmalı”
Adalet Kaya, umut hakkının uygulanması gerektiğini vurgulayarak, “Dün yapılan görüşmede Abdullah Öcalan bir kez daha barışın yolunu gösterdi. Biz biliyoruz ki kalıcı barış için Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı. Kadın öncülüğünde Türkiye’deki tüm kadınlara ve halklara demokratik müzakerenin önemini göstermek istiyoruz. Bizi güçlendiren mesajlar alıyoruz. Ayşe Gökkan, dün gönderdiği mesajda ‘Umut hakkı olmadan umut ışığı olamaz’ dedi. Umut hakkı uygulanmadan barış sağlanamaz. Umut hakkı insanlığın en temel hakkıdır; yürüyüşümüz aynı zamanda insanlık onuru içindir. Buradan tüm mahpusları selamlıyorum ve 9 yıldır Kandıra’da tutsak edilen Figen Yüksekdağ’ı memleketinden selamlıyorum. Arkadaşlarımız hukuksuzca rehin tutuluyor, Kobanê tutsakları derhal serbest bırakılmalıdır” çağrısı yaptı.
“Nagihan’ın mücadelesini sürdüreceğiz”
Son olarak Adalet Kaya şunları söyledi: “Ortadoğu yine kanla sulanıyor. 2 yıldır İsrail’in saldırılarıyla Filistin’de kadınlar, çocuklar, gazeteciler katlediliyor. Bütün dünya susuyor ama biz susmuyoruz. Tam da bu yüzden barışın ve demokratik müzakerenin önemi bir kez daha anlaşılıyor. Filistin halkının yanında olduğumuzu belirtiyoruz. Bugün, 4 Ekim, yoldaşımız Nagihan Akarsel’in katlediliş yıldönümü. Onun sesini susturmak, kalemini kırmak istediler. Bu yürüyüşü aynı zamanda onun için de yapıyoruz. Onu unutmadık, mücadelesini sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz.”
Açıklama, “Be Serok jiyan nabe” sloganlarıyla sona erdi.