
Komisyon meslek odalarını dinledi: Çözümsüzlüğün halka maliyeti ne oldu?
- 16:42 12 Eylül 2025
- Siyaset
ANKARA- Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, bugünkü 9’uncu toplantısında meslek odalarını ve iş insanlarını dinledi. Toplantıda Kürt sorunun çözümsüzlüğü ve savaş bütçesinin halka maliyeti gösterildi.
Kürt sorununun çözümü noktasında Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu bugün 9’uncu toplantısını gerçekleştiriyor.
Dün emek ve işçi sendikaları ve konfederasyonlarını dinleyen komisyon, saat 14.00’da başlayan bugünkü toplantıda, meslek odalarını, iş insanları derneklerini ve sendikaları dinleniyor.
‘Güven yoksa ekonomi büyümez’
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Rıfat Hisarcıklıoğlu, tartışmaları yürütürken bunun partiler üstü köklü bir sorun olduğunun bilincinde hareket etmek gerektiğini belirterek, “Türkiye'nin en kronik sorunlarından birini çözmek için tarihi bir fırsat yakalamıştır. Zira diyalog ve istişare herkesin hayrınadır” dedi. Herkesin ortak hedefinin özgür ve zengin bir Türkiye olduğunu söyleyen Rıfat Hisarcıklıoğlu, güvenin olmadığı bir ortamda ekonomik büyümenin de olamayacağını belirtti. Rıfat Hisarcıklıoğlu, “İş dünyasının görevi üretmek, istihdam ve yatırım yapmaktır. Ancak bunlar huzurun, güvenliğin ve demokrasinin olduğu bir ülkede gerçekleşir. Huzurun olmadığı yerde ticaret, ticaretin olmadığı yerde de kesinlikle zenginlik olmaz. Yani zengin olmak istiyorsak, ticaretin önünü açacağız” dedi.
‘Yeni ekonomik kayıplar istemiyoruz’
Kürt sorunun çözümsüzlüğünün ticareti de olumsuz etkilediğini ifade eden Rıfat Hisarcıklıoğlu, “Tüm bunlar ülke genelindeki büyümenin dengesiz dağılımına ve buna bağlı olarak da yoğun bir göçe neden olmuştur. Netice olarak ortaya çıkan büyük ekonomik, sosyal ve psikolojik kayıpların devamını ve yeniden yaşanmasını kesinlikle istemiyoruz. Nitekim bu süreci yürütülebilecek tecrübe, cesaret ve irademiz var. Nitekim mensuplarımızın tüm faaliyetleri uzlaşma üzerinde yürümektedir. Bu vizyon çerçevesinde terörsüz Türkiye hedefine ulaşılması, risk unsurlarının kayda değer şekilde azaltacak ticaret ve yatırım iklimini canlandıracak, pek çok yeni pozitif kazanım getirecek. Ülkemizde huzur, istikrar ve güvenin güçlenmesi, ekonomide yeni fırsat pencerelerinin açılmasını sağlayacak.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da tarım, turizm, sınır ticareti ve ihracatta yeni iş imkanları ortaya çıkartılacak. Kırsal alanlarda tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yeniden başlaması, bölge halkının gelirini artıracaktır ve göçü yavaşlatacaktır.
Burada İran-Suriye ile ticaretin atması buralarla ticari entegrasyonumuzu artıracak ve Türkiye'yi bölgesel bir ekonomik lider haline getirecek. İstikrarlı ve huzurlu Türkiye AB üyelik süreci içinde önemli ve gereklidir. Demokrasi vatandaşlarımızın kimliği, kültürü, inancı ve yaşam tarzı ne olursa olsun kendilerini özgürce ifade edebilmesinin de teminatıdır” sözlerini kullandı.
‘Süre uzamamalıdır’
Daha önce Akil İnsanlar Heyeti’nde yer alan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken ardından söz alarak, “Hâlâ fitne sokmaya çalışıyorlar. Bu sürecin sonu ne olacak diye. Bu sürecin sonu, zaten başlaması demek sürecin bitmesi demek. Böyle de bir karar alındı. Bütün siyasi partiler uzlaşıcı olarak bu karara imza attı. Şimdi dönen tekere belki de çomak sokmak isteyenler olacak. Sürenin uzamaması lazım. Bize vermiş olduğunuz süre ve bütün herkesin dinlenmesi gerçekten de çok önemli ama en önemlisi de tabii bu ülkenin sahadaki kabullenme oranının artması ile ilgili. Süreci derleyip toplayıp yasal zemin üzerinde hukuki bütün prosedürleri tamamlanmış bir vaziyette halka sunulması lazım. Süre uzadıkça fitne çoğalmış” sözlerini kullandı.
‘İnsanları bölgelerinden koparmamalı’
Kürdistan’da ticaretin canlanmasıyla bölgedeki insanların kendi memleketlerinde iskan edilmesini umduğunu kaydeden Bendevi Palandöken, “İnsanlarımız büyükşehirlerde maraba olmamalı O bölgedeki insanları orada iskan etmeliyiz, o insanları oradan koparmamalıyız. Ama diyoruz bundan sonraki süre çok samimi bir çerçeve içerisinde çok candan ve katılımcı Meclisin tamamının oy birliği ile kararları zaman geçirilmeden kısa bir sürede bu meselelerle ilgili kararları alması gerekir. Yoksa insanlar hep tereddütte düşüyor” dedi.
Barış tüm ülkeye kazandırıyor
Sonrasında, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Özgür Burak Akkol, “Barış için Ortak Zemin” başlıklı sunumu komisyonda yaptı. Sürecin başaralı olmasının güven, istikrar, yatırım, üretim ve kalkınmaya büyük katkı sunacağını belirten Özgür Akkol, “Bir çalışma yaptık. Özellikle bölgesel yatırım ve kalkınma önerileri içeren bir detay sunuşumuz var. Biz, 6. Bölge diye tarif edilen bölgeleri dikkate alarak bir veri seti getirdik. Oradan bazı veriler paylaşmak istiyorum. Bölgede nasıl bir potansiyel var diye baktığınızda terör denetlenen bölgelerde bizim tespitimize göre yaklaşık 900.000 kişilik ilahi bir istihdam yaratmak çok mümkün. Biz barış ortamı sayesinde ülkenin sadece bölge değil ama öncelikli olarak bölgeye akabinde de ülkemizin diğer bölgelerine yatırım, istihdam ve vergi tabanının müşteresi anlamında ciddi bir potansiyel görüyoruz. Yüksek katma değerli üretimde milli gelir artışı potansiyeli, daha fazla doğrudan yatırım potansiyeli, düşük ve uzun maddi borçlanma imkanı, fiyat istikrarı çok kritik bir konu.
Buradaki barış ortamının tesis edilmesinden en başta bölge halkı, bölgedeki vatandaşlarımız olmak üzere tüm Türkiye'deki vatandaşlarımız, işçi, işveren ve devlet kazanacaktır. Peki ülke ne ülkeye bunun maliyeti ne oldu?” diye belirtti.
Savaş bütçesiyle her yıl neler yapılabilirdi?
Kürt sorunun çözümsüzlüğünün en basit rakamlarla her yıl 100 milyar dolara mal olduğunu belirten Özgür Akkol, bu parayla neler yapılabileceğini şöyle sıraladı: “ Her yıl 100 milyar dolarla 2 buçuk milyon konut yapılabilirdi. 12 tane Kuzey Marmara Otoyolu, 9 tane İzmir İstanbul-İzmir Otoyolu, 50 tane Yusufeli Barajı yapılabilirdi. Her yıl. 100 tane 3700 yataklı şehir hastanesi, 100 tane 1 GB kapasiteli güneş enerji santrali, 160 bin özel okul, bin özel üniversite yapılabilirdi 100 milyar dolarla.
Dünya örnekleri
Fakat özellikle belli ülkelerde bölgesel barış problemleri ya da tam tersi belli konularda olan husumetler sebebiyle bölgesel kapsayıcı dönüşüm örnekleri var. Sonuçlar nasıl olmuş? Kuzey İrlanda'da da 1998 yılında çözüme ulaşmıştı. Ülkelerin geçmişi, oradaki öncelikler farklı olmakla beraber barış sürecinin bir ülkeye barış gelmesinin ekonomik sonuçlarıyla ilgili önemli bir örnektir bu. 1998-2008 döneminde kişi başı gayri safi milli hasıla yüzde 62 artmış, işsizlik oranı yüzde 42 neredeyse yarı yarıya 30-40 yıl süren işsizlik azalmış.
Oradaki barış süreci sadece Kuzey İrlanda değil, Birleşik Krallık'ın yani İngiltere'nin bile borçlanma maliyetlerini aşağıya çekmiş. Keza İspanya'da Bask bölgesi. 2011-2019 dönemindeki 10 yıllık dönemde gayri safi milli hasıla euro bazında yüzde 20 artmış. Çok büyük bir orandır. İspanya çok hızlı bir büyüyen bir ülke değil. Yarı yarıya işsizlik oranı azalmış. Normalde 30 milyar dolar yatırım çeken ülke terörden sonra sonra 64 milyar dolar ortalama yatırım çekmeye başlamış. Özetle her göstergede barışın her anlamda istihdam, vergi, oradaki iş sağlığı, güvenliği, sendikalılık, ekonomik refah, borçların maliyetlerin aşağı gelmesi gibi her anlamda bölge halkının bireylerine ciddi fayda sağlamış durumda."