HABER MERKEZİ – Strasbourg’da 689’uncu haftasına giren Özgürlük Nöbeti’ni devralan Êzidî kadınlar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekti. Xezna Xalid, “Önderliğimiz özgürlüğüne kavuşmadıkça bizler özgür olamayız” diyerek, özellikle Êzidî toplumuna birlik ve duyarlılık çağrısında bulundu.

 

Fransa’nın Strasbourg kentinde sürdürülen Özgürlük Nöbeti, 689’uncu haftasına girdi. Avrupa Konseyi ve diğer uluslararası kurumlara, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük talebini iletmeyi ve Türkiye’deki ağırlaştırılmış tecrit koşullarını gündeme taşımayı amaçlayan eylem, Kürt halkının Avrupa'daki en uzun soluklu demokratik direnişlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Bu hafta nöbeti, Êzidî kadınlardan oluşan Sîwana Meclîsa Jinên Êzidî (SMJÊ) üyeleri devraldı. 

 

Grup adına konuşan Xezna Xalid, “Önder Apo’nun özgürlüğünü sağlamak boynumuzun borcudur. Önderliğimiz özgürlüğüne kavuşmadıkça bizler özgür olamayız” diyerek Êzidî toplumuna çağrıda bulundu.

 

Son süreçte PKK’nin kurucu isimlerinden Nûreddîn Sofî, Ali Haydar Kaytan başta olmak üzere özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenleri anan Xezna Xalid, Êzidî halkının tarihten bu yana soykırımlarla karşı karşıya kaldığını söyledi. Xezna Xalid, “Ancak son olarak Önder Öcalan halkımıza umut oldu. Çok umutluyuz, ona çok güveniyoruz. Düşünceleri, felsefesi Kürt halkını eğitti. Bu eğitimde biz de kendi özgürlüğümüzü bulduk, nefes aldık. Fikirleri, halklar arasında düşmanlığı ortadan kaldırdı. Toprağını, kültürünü, sanatını sevmeyi; öze dönüşü sağladı” diye belirtti.

 

‘Özgürlüğün yolunu bize gösterdi’

 

“Êzidîlerin kendi topraklarına yeniden dönüşü öyle kolay olmadı; şehitlerin kanlarıyla, Önderliğin fikirleriyle sağlandı” diyen Xezna Xalid, şöyle devam etti: “26 yıldır ağır tecrit altında dahi Önder Apo hep aydınlattı, özgürlüğün yolunu bize gösterdi. Kendini halkı ve ezilen halklar için feda ediyor. Onun fikirleriyle yoktan varlığımızı inşa ettik. Katliama, taciz ve tecavüze uğrayan Êzidî toplumu bugün eline silah almış ve kendisini savunuyorsa, bu da Önder Apo’nun fikir ve felsefesiyle oldu.

 

Bizim, birer anne olarak evimizi barkımızı, çocuklarımızı orada bırakıp başka bir devlete gelmemiz zordur; ancak Önder Apo’nun özgürlüğünü sağlamak boynumuzun borcudur. Israrlıyız, amacımıza ulaşacağız. Önderliğimiz özgürlüğüne kavuşmadıkça bizler özgür olamayız. Bunu özellikle Êzidî toplumu unutmamalı. Kendilerine sahip çıkmalı, kimsenin oyununa gelmemeli. Özgürlüğümüz birlikte mümkündür; özgürlüğümüz, Önder Apo’nun özgürlüğüyle mümkündür.”