‘Türkiye, Suriye topraklarının tümünü işgal etmek istiyor’
- 09:07 30 Aralık 2024
- Güncel
Derya Ren
RIHA - Türkiye ve ona bağlı paramiliter grupların Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını değerlendiren YPJ Basın Sözcüsü Rûken Cemal, bu saldırılarla beraber Suriye topraklarının tümünün işgal edilmek istendiğini belirterek, katledilen gazeteciler için de “Onlara bağlılığımızı mücadelemizle göstereceğiz” dedi.
Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin yıkılmasıyla beraber, Orta Doğu’da yaşanan savaş ve kriz durumu farklı bir evreye geçti. Oluşan bu kaos ve kriz ortamından faydalanan Türkiye ve ona bağlı paramiliter gruplar ise Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına saldırı başlattı. Başlatılan saldırılarda birçok kişi katledilirken 19 Aralık’ta da Türkiye’ye ait SİHA’yla gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin katledildi.
Öte yandan Türkiye ve paramiliter grupların saldırılarını sürdürdüğü Tişrîn ve Qereqozax bölgesinde saldırılara karşı büyük bir direniş veriliyor, Türkiye istediği sonucu elde edemiyor. Bölgede yürütülen başta psikolojik savaş olmak üzere özel savaş politikalarına karşı da Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi halkın duyarlı olması yönünde açıklamalar yapıyor.
Türkiye’nin saldırılarını, Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşanan gelişmeleri ve gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in hedef alınmasını Yekîneyên Parastina Jinan (YPJ) Basın Sözcüsü Rûken Cemal değerlendirdi.
Baas rejiminin yıkılması
27 Kasım’dan bu yana Suriye topraklarına yönelik saldırıların devam ettiğini belirten Rûken Cemal, “61 yılık Baas rejimi sürecinde Kürt halkı başta olmak üzere tüm Suriye halkları büyük işkenceler ve baskı gördü. Yer yer rejime karşı isyanlar ortaya çıktı. 2011’deki Arap Baharı’yla beraber başta Suriye olmak üzere tüm Orta Doğu yeni bir sürece girmiş oldu. Bu süreçle beraber tüm hegemon güçler, Türkiye de buna dahil oldu. Oluşan bu boşluktan faydalanmak istediler ve yeni Osmanlı hayallerini devreye koymak istediler. Bunu da çetelerin eliyle yapmak istiyorlar” dedi.
‘Tüm dünya direnişe şahitlik etti’
Türkiye’nin Suriye topraklarında oluşan kaos durumundan faydalanarak, Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına yönelik saldırılarına değinen Rûken Cemal, devamında şunları söyledi: “Türkiye 2012 yılından bu yana farklı çete gruplarıyla alanlarımıza saldırıları oluyor. Bu saldırılara karşı çok büyük direnişler verildi. Tüm dünya verilen bu direnişe şahitlik etti. Çünkü verilen direnişte sadece Kürtler değil, bu coğrafyada yaşayan diğer halklar da savaştı. Nasıl ki halkların birlikteliği ile saldırıları geri püskürttüysek, yine de saldırıları püskürteceğiz. YPJ-YPG olarak nasıl ki DAİŞ gibi barbar bir örgütü yendiysek, aynı şekilde yine yapacağız. Saldırılara karşı her geçen gün güçlendik ve enternasyonal bir harekete dönüştük. Çünkü savunma güçlerinde sadece bizler değil bu coğrafya da yaşayan diğer halklar da var. Türkiye’nin 2018, 2019 yılındaki saldırıları ve Dey-r Zor için yaptığı planları bozduysak yine aynı mücadeleyi vereceğiz.”
‘Türkiye, Suriye’nin tümünü işgal etmek istiyor’
Rûken Cemal, Türkiye’nin her dönem Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına karşı saldırı gerçekleştirdiğini sözlerine ekleyerek, “Güçlerimiz insanlık tarihi açısından büyük bedeller vermiştir. İnsanlık için onur savaşı vermiştir. Türkiye şuan Suriye’de yaşanan boşluktan faydalanmak istiyor. Nasıl ki HTŞ Suriye’nin birçok kentini ele geçirmeye başladıysa, Türkiye’de bu durumdan faydalanarak güçlerimizin denetiminde bulunan yerlere saldırı başlattı. Arkamızda bir ayı bıraktık ve çok şiddetli çatışmalar devam ediyor. Türkiye, Suriye’nin tümünü işgal etmek istiyor. Şuan yaptığı saldırılar da bunun bir parçasıdır. Güçlerimizin bulunduğu yerlere hem havadan, hem de karadan saldırılarına devam etmekte. Bölgede devreye koymak istediği planlara karşı bizi engel olarak gördüğünden saldırılarını her geçen gün şiddetlendiriyor” ifadelerini kullandı.
‘Saldırılar püskürtülüyor’
Saldırılarda kadınların hedef aldığının altını çizen Rûken Cemal, “Çünkü bölgede kadınların büyük bir irade sahibi olduğunu biliyorlar. Kadınlara yönelik kirli yaklaşımlar sergileniyor. Aynı şekilde küçük çocuklara da böylesi kirli yaklaşımların olduğunu biliyoruz. İntikamlarını kadınlardan almak istiyorlar. Her alanda güçlerimiz öncülük rolünü oynuyor. Örneğin bu Tişrîn ve Qereqozax’ta da böyledir. Şehit Ronahî şahsında YPJ’li kadınların direnişini görüyoruz. Tişrîn ve Qereqozax’ın savunulması diğer tüm bölgelerin savunulması anlamına geliyor. Türkiye Qereqozax’ı alarak Kobanê’ye yönelmek istiyor. Ama Heval Arjin, Zeynep, Ezîz Ereb gibi direnişçilerin sayesinde saldırılar geri püskürtülüyor. Saldırılarda büyük bedellerde verdik. Verilen bu mücadele de direnişin sesi olan ve aynı zamanda Türkiye’nin özel savaş politikalarını boşa çıkaran gazeteci arkadaşlarımız Nazım Daştan ve Cihan Bilgin SİHA’ların hedefi oldu. Ve katledildiler” dedi.
Nazım ve Cihan’ın katledilmesi
“Gazetecilerin katledilmesiyle hakikati saklamak istediler” diyen Rûken Cemal, şunları söyledi: “Ancak şuan sahada hakikati halka ulaştıran gazeteci arkadaşlarımız var. Ve hakikati halka ulaştırma çabası içerisindeler. Nazım ve Cihan şahsında katledilen tüm gazeteci arkadaşlarımızın anısı önünde saygı ile eğiliyorum. Ailesine ve meslektaşlarına sevgi ve saygılarımızı gönderiyorum. Her iki arkadaşı büyük bedellerle yapmış oldukları haberlerde gördük. Heval Nazım’ı Dey-r Zor özgürleştirmesinde gördük. Aynı zamanda Ayn-İsa ve Girê-Spî’ye yönelik saldırı yapılırken Heval Cihan’ın göstermiş olduğu fedakarlıkları ve çalışkanlığını gördük. Destansı kadın devrimi, Kuzey ve Doğu Suriye’nin göstermiş olduğu fedakarlıkları kameraları ve kalemleri ile halka ulaştırdılar. Halkımıza yönelik gerçekleşen katliamları Heval Nazım ve Cihan birebir oraya giderek yapmış oldukları haberlerle belgelediler.”
‘Nazım ve Cihan halkın sesi oldular’
Rûken Cemal, Türkiye’nin bilinçli bir şekilde gazetecileri hedef aldığını kaydederek, “Türkiye’den hesap sorulmalıdır. Türkiye’nin saldırılarına karşı yükselen tepkiler önemlidir ancak somut adımların atılması gerekiyor. Türkiye’nin işlemiş olduğu bu katliam ve suçlardan hesap sormamız gerekiyor. Katledilen Heval Nazım ve Cihan fedakarlıkları, çalışkanlıkları ve cesaretleri ile Şervanların, bölge halkının sesi oldular. Onların göstermiş oldukları fedakarlıkları asla unutmayacağız. Onların anıları her zaman yolumuzu aydınlatacaktır. Onların coşkusu ve göstermiş oldukları cesaretle Türkiye’nin bölgede yürüttüğü özel savaş politikalarını boşa çıkaracağız. Onlara bağlılığımızı mücadelemizle göstereceğiz” diye konuştu.