Cumartesi Anneleri'nden 'Sorumluluklarınızı yerine getirin' çağrısı
- 13:20 6 Aralık 2025
- Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, 32 yıl önce gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sorarak adalet istemekten vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 1080’insini gerçekleştirdi. Cumartesi Anneleri, karanfiller ve gözaltında kaybettirilen yakınlarının fotoğraflarıyla Galatasaray Meydanı’nda buluştu. Bu haftaki eylemde, 32 yıl önce Siverek'te gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini soruldu.
Eylemde basın metnini İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Eren Keskin okudu.
Türkiye'de gözaltında kaybetmelerin bir devlet politikası uygulandığını belirten Eren Keskin, bu nedenle kaybedilenlerin akıbetini ortaya çıkaracak ve failleri cezalandıracak nitelikte etkili soruşturmanın hiçbir zaman yürütülmediğini belirtti. Kayıp yakınlarının sistematik inkâr ve cezasızlık politikasıyla baş başa bırakıldığının altını çizen Eren Keskin, devlet, sevdiklerinin akıbetine dair bilgi vermeyerek kayıp yakınlarına işkence ettiğini söyledi.
Hüseyin Taşkaya’nın akıbeti soruldu
Bu haftaki eylemde 32 yıl önce Rıha’nın Siverek ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sormak için bir araya geldiklerini söyledi. Hüseyin Taşkaya’nın 42 yaşındaki, dört çocuk babası olduğunu belirten Eren Keskin, “ Hüseyin Siverek'te müteahhitlik yapıyordu. 1990’lı yıllarda Siverek, Bucak Aşireti’nin hâkimiyetindeydi ve resmi raporlarda bu yapı ‘devlet içinde devlet’ olarak tanımlanıyordu. Siverek'te yaşanan ağır ihlalleri eleştiren Hüseyin Taşkaya hem güvenlik güçlerinin hem de Bucak Aşireti’nin hedefi haline geldi. Artan tehditler nedeniyle ailesini İstanbul’a gönderdi; kendisi ise işlerini toparlamak için bir süreliğine amcasının evinde kalmaya başladı. 6 Aralık 1993 günü, amcasının Siverek/Bağlar Mahallesi’ndeki evine 30 araçlık bir konvoyla gelen askerler, polisler ve Bucak Aşiretine mensup korucular, Hüseyin Taşkaya’yı zorla gözaltına alarak askeri bir araca bindirip götürdü. Bu olay, akrabalarının ve mahallelinin tanıklığında gerçekleşti. Aile, jandarma, emniyet, savcılık ve valilik arasında cevapsız bırakıldı” diye konuştu.
‘Dosya takipsizlik kararıyla kapatıldı’
Askeri yetkililerin, Hüseyin Taşkaya’nın gözaltından alındıktan sonra polise teslim iddia ettiğini aktaran Eren Keskin, emniyet “Bizde yok, Sedat Bucak’a sorun” diyerek sorumluluktan kaçındığını ifade etti. Eren Keskin, “ Dönemin Doğru Yol Partisi ( DYP) milletvekili ve korucubaşı Sedat Bucak ise ‘Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş; bundan sonrası devletin bilgisi dahilindedir.’ dedi. Ancak Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı. Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı, tüm tanıklığa rağmen olayı ‘ailenin soyut iddiası’ olarak değerlendirdi ve dosyayı takipsizlik kararıyla kapattı” ifadelerini kullandı.
‘Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz’
Hüseyin Taşkaya’nın gözaltında kaybedilişinin 32’in yılında bir kez daha yargı makamlarına seslenen Eren Keskin, “ Ailenin, Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini ve faillerin kimliklerini bilmeye hakkı vardır. Ulusal ve uluslararası hukuk normlarından doğan sorumluluklarınızı yerine getirin. Hüseyin Taşkaya’nın kaybedilmesiyle ilgili gerçeği ortaya çıkaracak ve suçtan sorumlu olanları cezalandıracak nitelikte etkili bir soruşturma ve kovuşturma başlatın. Kaç yıl geçerse geçsin, Hüseyin Taşkaya ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” sözlerini kullandı.







