
İmza kampanyası sürüyor: Barış artık kaçınılmaz!
- 09:01 29 Eylül 2025
- Güncel
AMED - “Barış ve Demokratik Toplum” süreci için, “Barış istiyorum çünkü” adlı imza kampanyasının gerekliliğine dair konuşan TUAY-DER Eşbaşkanı Yeter Erel Tuma, “Herkes, “barış istiyorum, daha onurlu bir yaşam istiyorum’ diyerek, mutlaka bu standa uğrayıp imza atsın" çağrısında bulundu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 27 Şubat tarihinde “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı yaptı. Çağrı hem yerelde hem de dünya çapında büyük dikkat çekti, çünkü Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 5 yıl boyunca uygulanan mutlak tecridin ardından ilk kez haber geldi. Müzakere sürecinin başlatılmasının ardından Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, birçok kesimle sayısız görüşme yaptı. Ancak geçen yedi aydan uzun bir süreye rağmen bir ilerleme söz konusu değil. Ayrıca Abdullah Öcalan’a ve siyasi tutsaklara uygulanan tecrit hali devam ediyor. Tüm bunlar bir yana, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AKBK), “umut hakkı”nın uygulanması için Türkiye’ye 1 yıl daha süre verdi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), siyasi kurum ve kuruluşlar bu kapsamda barış sürecinin ivme kazanması için “Barış istiyorum çünkü” adlı imza kampanyası başlattı. İmza kampanyası, Kürdistan ve Türkiye kentlerinin birçoğunda devam ediyor.
İmza kampanyasının olduğu kentlerden biri de Amed. Bu kapsamda, Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği (TUAY-DER) Eşbaşkanı Yeter Erel Tuma, başlatılan kampanyanın amaç ve önemine dair konuştu.
‘Devletin ve komisyonun attığı bir adım yok’
Yeter Erel Tuma, ilk olarak Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihinde “Barış ve Demokratik Toplum” sürecini başlatmış olduğunu, ancak devletin ve komisyonun henüz bir adım atmadığını belirterek, “Kürt hareketi sürece dair yapması gereken her şeyi yaptı, ama karşımızda hiçbir şey almadan, kendisini sadece almaya endekslemiş bir devlet otoritesi var.
Yedi aydır devletin ya da komisyonun attığı herhangi bir adım yok. Biz ısrarla barışın, demokratik toplumun inşası için mücadeleye devam edeceğiz. Burada halkın da sesini duyurabileceği bir platform kurduk, çünkü ısrarla bu talebimizden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
‘Barış çağrımızı yineledik’
AKBK’nin “umut hakkı” kararına işaret eden Yeter Erel Tuma, AKBK’nin Türkiye’ye verdiği süreyi uzatmasına dikkat çekti. Tecridin devam ettiğini ifade eden Yeter Erel Tuma, “Biz her şeyden önce baş müzakerecinin masaya oturduğu, vadettiği toplumsal barışı konuştuğu ve aktif rol aldığı sürecin bir an önce başlaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle bu standı açtık, barış çağrımızı da yineledik. Baş müzakerecinin daha özgür düşünebilmesi ve süreci sağlıklı bir ortamda yürütebilmesi, barışın gidişatıyla doğrudan bağlantılıdır. Sürece dair halkın güven sorunu yaşadığı açıktır; gözlemlerimiz de bunu doğruluyor. Barışın ısrarcısı ve çağrıcısı olan Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğü ile süreç başlamış olacak; bu durum halkın umudunu yenileyecek ve sürece olan güveni artıracaktır” diye belirtti.
‘Barış artık kaçınılmaz’
Barışın artık hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Yeter Erel Tuma, son olarak şu çağrıda bulundu: “Yüzyılı aşkın süredir Kürtler, aklınıza gelebilecek her türlü şiddete maruz kaldı, ama 52 yıldır süren Kürt hareketinin, Kürt halkının mücadelesinin kazananı ya da kaybedeni yok. Fakat her kesim, hem Kürtler hem Türkler, bu ülkede yaşayan her kesimden halklar bir şekilde olumsuz etkilendi. Barış artık kaçınılmaz, barış artık bir zorunluluk. Dolayısıyla daha insani koşullarda yaşayabilmek için, daha onurlu bir yaşam için herkesin barışa dair ses çıkarması lazım. Dolayısıyla bu stant, barışı talep eden herkesin uğraması gereken bir yer. ‘Barış istiyorum, daha onurlu bir yaşam istiyorum’ diyen herkes mutlaka bu standa uğrayıp imza atsın.”