WAN - Kürt halkının seçtiği temsilcilere art arda kayyım atanmasına tepki gösteren siyasetçi kadınlar, kayyım atamalarının Kürt halkına duyulan nefretin sonucu olduğunu belirterek halkın iradesinin hiçe sayılamayacağı ve buna karşı mücadelenin süreceğinin altını çizdi.  

 

Kürt halkının yerel yönetim seçimlerinde seçtiği temsilcilerini 3 dönemdir AKP iktidarı tarafından kayyım atanıyor. En son yapılan 31 Mart 2024 seçimlerinden bu yana sırasıyla Colemêrg (Hakkari), Êlih (Batman), Mêrdin (Mardin), Xelfetî (Halfeti), Pulur (Ovacık), Miks (Bahçesaray) ve Dêrsim belediyelerine ve “Kent uzlaşısı” ile seçilen İstanbul’un Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atandı. En son olarak ise Mersin’in Akdeniz Belediyesi’ne kayyım atandı. 10 Ocak'ta gözaltına alınan Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanları Nuriye Arslan ve Hoşyar Sarıyıldız ile Belediye Meclis üyeleri Özgür Çağlar, Hikmet Bakırhan ve Neslihan Oruç hakkında ise 13 Ocak’ta tutuklama kararı verildi.

 

Kayyım atamalarına tepki gösteren siyasetçi kadınlar, değerlendirmelerde bulundu. 

 

‘Belediyelerimiz iktidarın tahammülsüzlüğü ile karşı karşıya’

 

İlk olarak mikrofonumuza konuşan Rêya Armûşê (İpekyolu) Belediyesi Meclis üyesi Berivan Polat Çağlayan, 2014 yılından bu yana kayyım politikalarının devam ettiğini söyleyerek, 2014’te elde edilen kazanımlardan sonra da kayyımların atandığını ifade etti. Berivan Polat Çağlayan, yüzyıllardır devam eden bir Kürt düşmanlığının olduğunu belirterek, “Bu tahammülsüzlük halkın kazanımlarıyla ortaya çıktı. Ortada bir hukuksuzluk, adaletsizlik var. Halkın iradesi ile seçilmiş belediyelerimiz iktidarın tahammülsüzlüğü, nefretiyle karşı karşıya kalıyor. Kayyım atamaları ile bizi bezdirmeye, irademizi kırmaya çalışıyorlar. Ama 2014’te bu yana tüm baskılara rağmen bu halk hiçbir dönem geri adım atmamıştır, geri adım atmayacaktır. Her seçimde de görülüyor ki biz her geçen gün daha da güçleniyoruz. Bu halk iradesine her dönemde sahip çıkıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar bu halkın iradesini kıramazlar. Halk bu hukuksuzluğa sessiz kalmayacak, bu adaletsizliği kabul etmeyecek. Mesele sadece bir dosyanın olması değildir. Hepimiz biliyoruz ki amaç Kürt halkının iradesini kırmak, halkı yok saymak ve ötekileştirmektir. Kürt halkına olan tahammülsüzlükte kaynaklı bir hukuksuzluk, adaletsizlik işliyor. Fakat bu kayyımlara karşı sessiz kalmayacağımızı, direneceğimizi söylüyoruz” dedi.

 

‘Bu zulmü kabul etmeyeceğiz’

 

3 dönemdir belediyelere kayyım atandığına dikkat çeken Rêya Armuşê DEM Parti ilçe Eşbaşkanı Nurhayat Polat da kayyımlarla eşbaşkanlık sisteminin hedef alındığını vurguladı. Nurhayat Polat, “Eşbaşkanlık tüm dünyaya örnek olacak bir sistemdir. Kayyım gaspını kabul etmeyeceğimizi buradan bir kez daha belirtiyoruz. Kürt halkı olarak irademize el konulmak istenmesine karşı mücadelemiz devam edecektir. Kayyım politikalarının hukuki bir dayanağı yoktur. Aslında konunun belediye değil Kürt sorunu olduğunu Esenyurt belediyesinde de net bir şekilde gördük. Şimdi de Akdeniz Belediyesi’ne kayyım atadı. Eşbaşkanlarımız ve belediye meclis üyelerimiz gözaltına alınıp tutuklandı ve ardından belediyeye kayyım atandı. Bunun bir hukuksuzluk olduğunu biliyoruz. Bu hukuki bir davranış değil siyasi bir zulümdür. Bu zulmü kabul etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

 

‘Halkın iradesi hiçe sayılamaz’

 

Artemêt (Edremit) Belediye Meclis üyesi Medya Mermit de “Demokratik bir ülkede yaşadığımız söylüyoruz fakat bir sabah kayyımlarla uyanıyoruz. Halkın tercihi olan seçilmişler hiçbir gerekçe gösterilmeden direkt görevden alınıyor. Yerlerine vali atanıyor. Halkın iradesi hiçe sayılamaz. Bizler bunları her alanda haykıracağız ve söyleyeceğiz. Kayyım talandır, gasptır. Eşbaşkanlık bizim mor çizgimizdir ve atanan kayyımlar da eşbaşkanlığa yapılan büyük bir darbedir” ifadelerini kullandı.

 

‘Hakkımızı sonuna kadar savunacağız’

 

Elbak (Başkale) Belediye Meclis üyesi Hevidar Bayer ise kayyım atamalarının halkın kendi kendisini yönetmesine karşıt bir davranış olduğunu kaydederek, “Kayyım aslında iktidarın Kürt halkına kustuğu nefrettir. Bunun en belirgin örneğini Esenyurt Belediyesi’nde gördük. Kayyım eşbaşkanlık sistemimize bir saldırıdır. Biz bunları kabul etmiyoruz. Kayyım gasptır ve önünü asla açmayacağız. Yapılmak istenen apolitik bir Kürt halkı yaratmaktır. Elimizden geldiğince bu politikalara karşı Kürt kadın mücadelesi ile daha çok örgütleneceğiz ve hakkımızı sonuna kadar savunacağız” sözlerine yer verdi.