‘İnci Taneleri’ ne diyor?

  • 09:08 4 Şubat 2024
  • Medya Kritik
 
Nazlıcan Nujin Yıldız
 
HABER MERKEZİ - Türkiye’de kadınlar en yakınlarındaki erkekler tarafından katledilirken ve şiddete maruz kalırken “senin aşkın değil sadece failin olmak da varmış” cümlesi neye tekabül ediyor? Bize göre normalleştirilmeye çalışılan kadın katliamlarına, erkek akla göre yüreğe dokunan bir şiire!
 
Kadına yönelik şiddet, Türkiye’de günbegün artarken yine kadınların hayatlarından beslenen ve  kadınları aşağılayan, bir “fail” ve “pavyon” güzellemesi yapan bir dizi gösterime girdi. Evet, kadına yönelik şiddeti toplumun gözüne sokan, kadın bedenini teşhir eden, metalaştıran, kadını iradesizleştiren ve erkeğin boyunduruğu altına koyan, topluma bu fikri empoze eden birçok dizi ve filmle karşı karşıya geldik. Fakat bu dizilerdeki amacın, iddia edildiğinin aksine bu sorunları topluma gösterebilmek ve sorunu bu yollarla çözmek olmadığını anlıyoruz. Aslında olan şey ise toplumun bilinçaltına kadın düşmanlığını iyice yerleştirmek. Bunu da kadına yönelik şiddetin gittikçe artmasıyla, kadını hayatın her alanında dışlama çabalarıyla görüyoruz. Yani insanlar dizileri izleyip ders çıkarmıyor, insanlar dizileri görüp yapıyor! Dizilerde ders çıkarılacak bir şey yokken geriye uygulaması kalıyor.
 
Dizide güzellemelere doyulmuyor
 
Senaryosunu Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı “İnci Taneleri” adlı dizi 25 Ocak akşamı yayımlandı. Yayımlanmadan önce ise fragmanında “senin aşkın değil sadece, failin olmak da varmış” cümlesiyle gündeme gelen dizi, yalnızca fragmanıyla erkek aklın üretimi olarak nasıl bir dizi olacağını gösterdi. Kadınlar bu fragmanın ardından tepkilerini dile getirdi. Birçok kadın örgütü, bu cümlenin kadın katliamlarını normalleştirmek olduğunu ifade etti. Elbette bu olması gereken ve çok yerinde olan bir tepkiydi. Fakat sorun sadece bu cümle ile bitmiyor. Dizide karşımıza, fragmanıyla yaptığı “reklam” ardından suçu işlemediği anlatılan bir edebiyat öğretmeni çıkıyor. Dizi güzellemelere doymuyor. “Kader mahkûmu (!)” bir edebiyat öğretmeni, romantize edilmeye çalışılan kadın katliamları ve “senin failin olmak da varmış” cümlesi. Pavyon güzellemesi, Dilber dansı. Bu güzellemelerden de kimlerin faydalanacağı ortada.
 
Failin, fail olmadığı fakat aşık olduğunun getirdiği..
 
Dizi, Azem adlı karakterin cezaevinden çıkmasıyla ve izbe bir otele yerleşmesiyle başlıyor. Karakter bu sırada, katledilen eşinin mezarına gidip cezaevindeyken onun için yazdığı şiirlerin kitap halinde basıldığından bahsediyor. Karakterin, katledilen eşi için yazdığı şiir kitabının adı ise “Fail”. Kitabı açan karakter bu sırada o malum şiiri okuyor:
 
“Senin aşkın değil sadece failin olmak da varmış
Bir gün öyle durup dururken, hiçbir alamet yokken ortada, kıyamet de koparmış
Meğer seninle her günümüz bir cennette geçermiş
Meğer senden sonra zaman yaşamak pahasına ölmekmiş
Şimdi yattığım ranzam senin mezarın kadarmış”
 
Yazılan şiirin “masum” bir şiir olduğu algısı oluşturulmaya çalışılsa da en çok yakınları olan erkekler tarafından katledilen ve şiddete maruz kalan kadınlar için durum böyle değil. Yüzlerce kadın katliamının yaşandığı Türkiye’de böyle bir cümleyle güzelleme yapmak, başlı başına “eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmekten” ibaret. Zaten “kıskandım öldürdüm”, “çok sevdiğim için öldürdüm” cümleleriyle savunmalarını yapan faillerin olduğu bu ülkede artık “âşık” ve “fail” eş anlamlı hale getirilmeye çalışılırken fail güzellemesi ancak kadın düşmanı erkek zihniyetinin aklına gelebilirdi. Medyanın böylesine etkilediği bir toplumda neyi, nasıl söyleyeceğine veya neyi, nasıl göstereceğine dikkat etmek önemli bir noktada duruyor. Ki bu dizinin toplumda yarattığı etkiyi ise çok geçmeden görmüş olduk.
 
Dilber dansı, pavyon dansı kursları…
 
Dizi en çok da Dilber adlı karakterin dansı ile gündeme geldi. “Dilber dansı” dijital medya platformlarında birçok kez paylaşıldı. Bu dansla kadın bedeninin teşhir edildiği, metalaştırıldığı gözler önündeyken bir de bunun üzerine birçok yerde “pavyon dansı kursları” açıldı. Dijital medya platformlarında kadınların bu dansı ettikleri görüntüler paylaşıldı. Birçok haber sitesinde “pavyon dansı kurslarına yoğun ilgi” şeklinde haberler yapıldı. “İnci Taneleri” dizisiyle aslında “pavyon hayatı” meşru bir zemine oturtulmaya çalışılıyor dersek yeridir. Topluma yansıyan bir diğer etkiyi ise bir dizi karakteri olan Dilber'in adı kullanılarak alım satım sitelerinde açılan ilanlarla da görebilmek mümkün. Kadının bedeni üzerinden ticari kazanç elde etmek isteyenler, gerçekte pavyonlarda yaşananların, güllük gülistanlık gibi gösterilmesini dert etmiyor. Yani dizinin yarattığı etki bir de “pavyon güzellemesi” ile karşımıza çıkmış oluyor. Gerçi bunu dizide Dilber şarkısını söyleyen erkeğin “Pavyon kelimesinin kötü bir imajı var ama asla öyle bir şey yok” açıklamasıyla da görmek mümkün.
 
‘Kadın odaksız’ habercilik
 
Öte yandan diziyle ilgili birçok haber yapıldı. Elbette dizinin “neresinden tutarsak elimizde kalır” tarafını gören ve diziyi çok haklı sebeplerle eleştiren gazeteciler, haber siteleri oldu. Fakat ana akım da “alternatif medya” rolünü oynayan haber siteleri de haberlerinde diziye gösterilen “ilgiden” başka bir şeye yer vermedi. Öyle ki kimi haber sitelerinde dizi hakkında yapılan haber başlıkları içler acısıydı. Örneğin “Yılmaz Erdoğan’ın Kaleminden "İnci" Damladı! "Aşkın Değil Failin Olmak Da Varmış!" başlığı. Milliyet gazetesinin “İnci Taneleri’nde Yılmaz Erdoğan’ın şiiri yüreklere dokundu” şeklinde attığı başlık ise aslında anlatmak istediğimiz durumu gözler önüne serdi. Şiirden çıkarılması gereken şey normalleştirilmeye çalışılan kadın katliamları değil “yüreklere dokunan” cümleler oldu ne yazık ki.
 
Kamufle olan fail, yok olan kadın
 
Günümüzde, kitle iletişim araçlarının neye hizmet ettiğinin farkında olmak büyük önem teşkil ediyor. Bu ülkede neredeyse tüm dizilerde kadına, çocuğa, doğaya karşı şiddetin her boyutunu gördük ve bununla birlikte topluma olan etkisine en kötü haliyle şahit olduk. Bu dizide de fail kamufle edilirken kadın yok oluyor ama geriye kalan, bir diğer erkeğin “tek gecede değişen hayatı” ve yazdığı “fail" isimli şiir kitabı oluyor. Dizi, esasında kadına yönelik şiddeti örttüğü için faillere de cesaret veriyor. Yeniden belirtmek gerekir ki kadın katliamlarının romantizmi olmaz, normalleştirmesi olmaz. Bu ve bunun gibi dizilerin ise faillere dizi replikleri ile savunma yapma fırsatı vereceği çok açık.