Denizli’de kadınlar 25 Kasım'a çağrıldı

  • 13:47 21 Kasım 2024
  • Güncel
 
DENİZLİ  Denizli 25 Kasım Komitesi basın toplantısı ile tüm kadınları, 25 Kasım’da alanlara çağırdı. Artan erkek devlet şiddetine dikkat çeken komite, ‘jin jiyan azadî’ mücadelesini yükseltecekleri mesajını verdi. 
 
Denizli 25 Kasım Komitesi, Denizli Gazeteciler Cemiyeti'nde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında basın toplantısı düzenledi. Basın metnin komite adına Denizli KESK Kadın Meclisi sözcüsü Figen Tufan okudu. Komitenin 25 Kasım deklarasyonunun okunduğu toplantıda tüm kadınlar eyleme davet edildi.
 
‘Jin jiyan azadî isyanı dünyaya yayıldı’
 
Türkiye’de ve dünyada hükümetlere başkanlık eden otoriter liderlerin, cinsiyetçi, dinci, milliyetçi ideolojileriyle kadının bedenine, kimliğine ve emeğine dönük saldırılarını sürdürdüğünü dile getiren Figen Tufan, sağ muhafazakâr iktidarların kadın bedeni üzerinden yürüttükleri kadın kazanımlarına dönük saldırılar arttıkça kadınların mücadelelerinin de radikalleştiğini kaydetti. İran İslami rejiminin kadın bedenini en önemli kontrol aracı olarak kullanması karşısında kamusal alanda başörtülerini çıkararak başlattıkları eylemlerin 2022’de Jina Eminî'nin katledilmesinin ardından tüm dünyaya yayılan isyana dönüştüğünü belirten Figen Tufan, “Geçtiğimiz hafta Tahran Üniversitesi'nde Ahou Daryaei, İran’daki kadın düşmanı rejimin bedenine dönük saldırısını kıyafetlerini çıkararak protesto etti. Hindistan’da bir stajyer kadın doktorun, çalıştığı devlet hastanesinde tecavüze uğrayıp öldürülmesi sonrası ülke genelinde kadınlar "geceyi geri alıyoruz" diyerek cinsiyet eşitsizliğine ve devletin almadığı önlemlerine karşı seslerini yükseltti” dedi.
 
‘Jin jiyan azadî sloganını büyüterek alanlara çıkacağız’
 
Narin, Sıla, Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in katledilmesinin ardından Türkiye’nin tüm kentlerinden “Kadın cinayetleri münferit değil politiktir” söyleminin yükseldiğini ifade eden Figen Tufan, “Şiddetin meşrulaştırılması erkek egemen sistemin yarattığı erkek şiddetini besleyen politikalarınızdır. İstanbul Sözleşmesini feshederek, 6284’ü etkin uygulamayarak, kadınların güvenli ve güvenceli yaşamasına dönük politikalar geliştirmediğiniz gibi var olanlara saldırarak, erkek yargının cezasızlığıyla siz besliyorsunuz erkekliği. Sizin şiddeti önleme sorumluluğunuzu yerine getirmemeniz karşısında bizler “Jin jiyan azadî” diyerek kadının yaşam ve özgürlük mücadelesini büyüterek çıkacağız” diye belirtti. 
 
‘OECD ülkelerinde en çok şiddet oranı Türkiye’de’
 
Türkiye’de Ocak ayından bu yana erkeklerin 327 kadını katlettiğini, en az 39 çocuğun hayatını kaybettiğini, 240 kadının ise ‘şüpheli’ şekilde katledildiğini kaydeden Figen Tufan,  2023’ün ilk on ayıyla kıyaslandığında 2024’te kadın ve çocuk katliamının, çocuk istismarının ve erkek şiddetinin arttığını ifade etti. Figen Tufan, “Geçtiğimiz yılın 25 Kasım’ından bu yana AKP-MHP iktidarı kadına aile dışında var olma imkânı tanımayan söylemlerinin yanı sıra kadın ve çocuk cinayetlerini, şiddet ve istismarı münferit olaylar ve bireylerin sapkınlıkları olarak değerlendirmeyi sürdürdü. Türkiye, OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke olarak kaldı” şeklinde ifade etti.
 
‘Kadına yönelik şiddet münferit değil’
 
Kadına yönelik şiddetin münferit olmadığını, faillerin ataerkil düzenin tetikçileri olduğunu dile getiren Figen Tufan, “Bu düzen erkek yargısıyla tetikçilerini, iyi halden, kanıt yetersizliğinden serbest bırakarak bir cezasızlık zırhıyla koruyor. Hayatta kalmak için kendini savunmak zorunda kalan kadınlara ise verebileceği en ağır cezaları veriyor. Kadına yönelik şiddetin sürmesini sağlayan ataerkil politikalarınızdır. Dini siyasallaştıran, siyaseti ise dinselleştiren politikalarınız eşit, özgür ve laik yaşama müdahaledir ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirmektedir” sözlerine yer verdi.
 
‘Kayyım politikasına karşı dayanışma devam edecek’
 
Halkları düşmanlaştıran, ayrımcı politikalar ve militarist söylemlerle Kürt halkının seçme seçilme hakkını gasp edenlere karşı Colemêrg, Êlih, Esenyurt ve Xelfetî’deki kadınlarla yan yana olmaya devam edeceklerini dile getiren Figen Tufan, “Kayyım uygulamaları ile kadın iradesinin en çok hayat bulduğu belediyelere kayyım atayarak irademizi gasp etmenize, kadın taleplerini içeren toplu sözleşmelerin feshedilmesine, hem belediye çalışanı kadınların hem de belediyelerden hizmet alan kadınların yararına düzenlemeleri iptal etmenize karşı mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” dedi. 
 
‘25 Kasım’da alanlara çağrı’
 
Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, güvencesiz ve kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddettiklerini kaydeden Figen Tufan, “Haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkıyor bizi, verdiğimiz mücadeleyi, kazanımlarımızı değersizleştirmeye, hayatlarımızdan ve haklarımızdan çalmaya çalışan iktidarlara inat işyerlerimizde ve alanlarda mücadelede birleşiyoruz” diyerek 25 kasımda tüm kadınları alanlara çağırdı.
 
Açıklama, ‘Jin jiyan azadî”, “Kadın yaşam özgürlük” ve “Yaşasın kadın dayanışması” sloganlarıyla sona erdi.