Dayanışma ruhu ile üretiyorlar
- 09:04 30 Ağustos 2023
- Yaşam
AMED - Diclekent semtinde salça yapımı için dükkan açan Safiye Çoban kısa sürede kadınların ilgi ve desteği ile dükkanını komünal bir dayanışma mekanı haline getirir. Safiye ataerkil zihniyete karşı kadınların asla baş eğmemesi gerektiğini söylüyor.
Amed’in Kayapınar ilçesine bağlı Diclekent semtinde 8 yıl önce açtığı dükkanda salça yapmaya başlayan Safiye Çoban, kadınların bu işe ilgi göstermesi ile komünal üretim yapmaya başlar. Çevresindeki komşu kadınlar ya da böyle bir yer olduğunu duyan kadınlar dükkana gelerek kendi salçalarını da burada üretmeye başlayınca ortaya çıkan dayanışma ruhu ile toplumsal bir çalışma gelişir.
Şehirde komünal çalışma
Amed’in Sûr ilçesinde doğan Safiye Çoban 36 yaşında ve 8 yıldır salça yapıyor. Safiye, salça yapımından önce çeşitli tekstil işlerinde çalışmış. Daha sonra salça yapmaya karar veren Safiye bu süreci şöyle dile getiriyor: "8 yıl önce bu işin ancak fabrikalarda ve köylerde yapılabileceğini düşünüyordum. Şehirde öyle bir şey yok. Ben şehirde yapacağımı söyledim. Kadınlar da buna ikna olmuş durumda. Kadınlar sıcaktan ve temizliğinin zor olmasından dolayı evde yapmak istemiyor, bu yüzden burası onlar için daha rahat. Kadınlar buraya geliyor, istekleri doğrultusunda salça yapıyorlar."
Salça yapımı
Safiye, salça için kullandıkları domateslerin Qerejdax’tan geldiğini belirterek, "Pikap köye giderek kadınların isteği doğrultusunda domates getiriyor. Domatesler gelince almaları için kadınları çağırıyorum, onlar da buraya gelip domateslerini alıyorlar. Burada oturuyorlar, yıkıyorlar ve doğruyorlar. 2 gün içinde kuruyor. Üçüncü gün domateslerini makineden geçirilip evlerine götürüyorlar. Daha sonra üç gün güneşte kalıyor ve salça hazır hale geliyor. Her şey onların kendi el emeği ile oluyor."
‘Kadınlar için bir yol açıldı’
Safiye, komünal çalışmalara vurgu yaparak kadınlara da yol açıldığını belirtti. Safiye, kadınlarla ortak çalışmalar yaptıklarını ve bir araya geldiklerini söyleyerek, kadınların fabrika salçası istemediklerini ve kendilerine gelerek kendi salçalarını yaptıklarını dile getirdi. Safiye konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eskiden köylerden de kadınlar gelirdi. Daha sonra makineler köylere de gitti. Orada üretmeye başladılar. Kadınlar için özel bir çalışma yapıyorum. Bu bence kadınlar açısında önemli bir gelişme. Onlara iyi bir şey öğrettiğimi düşünüyorum."
‘Esaret altındaki bir hayatı kabul etmemeliyiz’
Safiye, ataerkil zihniyetin altını çizerek, kadınların bu zihniyete karşı artık bilinç sahibi olduğunu hatırlattı. Safiye, kadının her şekilde çalışabileceğini, her şeyi yapabileceğini belirterek, "Kadın esaret altındaki bir hayatını kabul etmemelidir. Bu sistemin zihniyetidir. Asla baş eğmemeliyiz" dedi.
‘Işığı takip edip dışarı çıkmalıyız
Bir kadın değiştiğinde kendisinin de değiştiğini anlatan Safiye, sözlerini şöyle tamamladı: "Bir adım attığında onu bir adım daha takip eder. Binlerce kadın canını feda ederek her şeyi yapabileceklerini gösterdi. Kadın içeride kaldığında karanlık bir hücreye düşer ama duvardaki deliklerden mutlaka bir ışık sızmaktadır. O ışığı takip edip dışarı çıkması gerekiyor."