‘40 yıl geçse de Gülistan’ı aramaktan vazgeçmeyeceğiz!’
- 19:33 5 Ocak 2024
- Güncel
HABER MERKEZİ - Gülistan Doku’nun kaybettirilişinin 4’ncü yılında da “Gülistan Doku nerede?” diye soran abla Aygül Doku, “Gülistan Doku nerede sorusu ülkenin sınırların aştı ama maalesef adaletin parmaklarında tıkanık kaldı. 4 yıldır Gülistan yok diyoruz. Başta Abarakov ve bu olayın arkasındaki tüm failler şunu iyi bilsin ki 40 yıl geçse de Gülistan’ı aramaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’dan 5 Ocak 2020’den bu yana haber alınamıyor. En son üvey babası polis olan Zaynal Abarakov ile bir pastanenin önünde tartıştıkları görülen Gülistan’ın akıbeti, aradan geçen 4 yıla rağmen aydınlatılmadı. Gülistan’ın ailesi, Gülistan’ın akıbetine ilişkin defalarca girişimde bulundu fakat bir sonuç alınamadı. Gülistan’ın kaybedilmesinin 4'üncü yılı dolayısıyla Dêrsim ve İstanbul’da eylemler düzenlendi.
Dersim
Gülistan’ın kaybedilmesinin 4'üncü yılı dolayısıyla Dêrsim’e gelen aile, sabah saatlerinde birtakım görüşmeler gerçekleştirdi. Aile son olarak Valilik önüne gitti. Valilik kapısına siyah bez asan aile, bezin üzerine de “Adalet karanlıkta neredesiniz?”, “Gülistan karanlıkta adalet nerede?” ve “Tüm failler bulunsun, yargılansın” yazılı kağıtlar yapıştırdı. Sonrasında aile üyeleri burada birer konuşma yaptı.
‘Adaletin artık bu karanlıktan çıksın’
İlk olarak söz alan abla Aygül Doku, “Adalet karanlıkta, Gülistan’ın olmayışının 4’üncü yılı, 4 yıldır Gülistan’ı arıyoruz. Gülistan’ın içinde olduğu karanlık bu bez parçası gibi. Kapkaranlık. Gülistan’ın içinde olduğu bu karanlık 4 yıldır Abarakov’un yargılayıp sorgulamayanlar, adaleti de Gülistan’ın ailesini ve sevdiklerini de karanlıkta bıraktılar. Bizi anlayabilmeleri ve bu karanlığı anlayabilmeleri için bu bez parçasını astık. Tek isteğimiz var, adaletin artık bu karanlıktan çıkmasını istiyoruz, bu olayın faillerin biran önce sorgulanıp yargılanmasını istiyoruz. Cümlelerin tükendiği yerdeyiz. Gülistan’ı bizden alanlar ve bu karanlığın içinde bırakanlar şunu çok iyi bilsinler ki Gülistan bulunacak ve bu karanlık aydınlığa çevrilene kadar biz aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Okuma yazma bilmeyen bir aileye adaleti öğrettiniz, siz bu karanlığı anlayın diye bu bezi asıyorlar, umarım bu mesajı alırsınız. Umarım bir daha 5 Ocak gelmez” dedi.
Daha sonra konuşan anne Bedriye Doku, “Adalet Bakanına, milletvekillerine, cumhurbaşkanına çağrıda bulunuyorum. Yarım saat kendinizi benim yerime koyun. Ben adalet istiyorum. Kadın, öğrenci ölmesin” çağrısı yaptı.
‘Hani kızım?’
Baba Halit Doku ise, “Kızımın kemiklerini istiyorum. Güvenli diye buraya gönderdim, polisi var, askeri var. Hani kızım, Dersim’de bir kuş kaybolmaz, kızım kaybolmadı, öldürdüler. Kaybettiler” diye konuştu.
Kadınlardan eylem
Dersim Kadın Platformu ve Munzur Üniversite Öğrencileri de Seyit Rıza Meydanı’nda açıklama yaptı. Açıklamaya Gülistan’ın ailesi, İHD Dersim Şubesi, DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu ve çok sayıda kişi katıldı. Açıklama öncesi Yeraltı Çarşısından Seyit Rıza Meydanı’na yürüyüş yapıldı. “4 yıldır Gülistan karanlıkta, adalet nerede?” pankartının açıldığı yürüyüşte, Kürtçe ve Türkçe yazılı “Gülistan Doku nerede”, “Unutmadık bir Gülistan Doku daha eksilmeyecek” dövizleri taşındı. Yürüyüş sırasında da sık sık “ Gülistan Doku nerede”, “Jin, jiyan, azadi” ve “Savcı uyuma, savcı aklama” sloganları atıldı.
‘Güvenlikçi politikalar suçları örtmenin aracı’
Seyit Rıza Meydanı’nda yapılan ortak açıklama metnini Munzur Üniversitesi Öğrencisi Eylül Yantemur okudu. Gülistan olayını hatırlatan Eylül, “Tüm bu süreçte, soruşturmanın baş şüphelisi olarak görülen Zaynal Abarakov ve polis memuru olan üvey babası Engin Yücer hakkındaki şaibeler de aydınlatılmamıştır. Hatta öyle ki Engin Yücer’in şikayeti üzerine abla Aygül Doku yargılanmış ve ceza almıştır. Bu süreç bize bölge illerinde taciz, tecavüz, istismar gibi suçların arkasında hiçte azımsanmayacak oranda güvenlik güçlerinin çıkmasını anımsatıyor. İşlenen bu suçlar cezasızlık politikasıyla ya üzeri örtülüyor ya da dokunulamıyor. Zaynal'a dokunulmamasının nedenlerinden en önemlisinin bu olduğunu biliyoruz. Bölge illerinde alınan yoğun güvenlik önlemleri biz kadınları korumuyor. Güvenlikçi politikalar suçları örtmenin aracı olarak kullanılıyor” ifadelerini kullandı.
‘Gülistan’ın akıbetini sormaktan vazgeçmeyeceğiz’
Gülistan’ın Türkiye’de kaybolduktan sonra akıbeti karanlıkta kalan kadınların sembolü olduğunu söyleyen Eylül, “Türkiye gündüz gözüyle kadınların kaybedildiği, kıyılarına kadın cesedi vuran ve kadınların barbarca cinayetlere kurban gittiği bir ülke durumuna gelmişken TBMM’de üç eşli biri milletvekili olarak koltuk işgal ediyor. Doku’nun kaybolmasının üzerinden 4 yıl geçmişken bizler yine bu şehrin meydanlarındayız. Soruşturmada ilerleme olmasa da biz ‘Gülistan’a ne oldu’ sorusunun cevabının yetkililer tarafından verilmesi talebimizi söylemekte ısrar ediyoruz. Bu ülkede kadınların sistemli olarak şiddete uğramasını, erkek şiddetine kurban gitmesini, kaybedilmesi kabul etmiyoruz. 4 yılın sonunda tekrar söylüyoruz, ‘Gülistan Doku nerede’ diye sormaktan vazgeçmeyeceğiz. Gülistan’ın akıbetini sormaktan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
‘Neyi saklıyorsunuz?’
DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu da şunları söyledi: “ Özel güvenlik adı altında aldığınız tedbirler neden halkın kadınlarına uygulanmıyor. Bu ülkede bir kadın kaybediliyor ve siz 4 Ocak’ta çalışan kameraya 5 Ocak’ta çalışmıyor diyorsunuz. Bu ülkenin hakim, savcılarına söylüyoruz; bir çocuk bile inanmaz söylediklerinize. Bir annenin ‘ben çocuğumu süt satarak okuttum, bu üniversiteye gönderdim’ dediğinde sizin duyacak vicdanlarınız var mı? Yoksul çocuklarına uygulamalarınız bu, kaybetmek, yok etmek… Kadınlara ve insanlara ilişkin umutsuzluğu yaymak ve korkuyu yaymaktır. Yoksa 4 yıldır bu kentte Gülistan Doku’ya ilişkin bir etkin soruşturma sürdürürdünüz. Bununla yetinmediniz, aileye idari para cezaları uyguladınız. Kentte Gülistan Doku nerede diyen kadınlara gözaltı yaptınız, soruşturma uyguladınız. Buradan soruyoruz, neyi saklıyorsunuz? Neyi örtmek istiyorsunuz?
‘Kentin bütün ilgili kişileri bundan sorumludur!’
Kamuoyunu aydınlatmak zorundasınız. Bizler bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız. Hem Mecliste hem sokakta hem ailemizin yanında olacağız. Gülistan Doku açığa çıkana kadar, sorumlular açığa çıkıp adil bir yargılanma yapılana kadar Gülistan Doku nerede demeye devam edeceğiz. Ülkeyi kayıplar ülkesi haline getirdiniz. 4 yıldır bir soruşturma yürütmemişsiniz, bu kentin bütün ilgili kişileri bundan sorumludur!”
‘Devlete emanet ettim kayboldu’
Açıklamada da konuşan Bedriye Doku, “Benim kızım benim yanımda, çevremde kaybolmadı. Benim kızım devlete emanet ettim kayboldu. Allah için kızımı bulun” diye yetkililere seslendi.
‘Bu davadan vazgeçmeyeceğiz’
Son olarak konuşan Aygül Doku, şunları söyledi: “Gülistan Doku nerede sorusu ülkenin sınırların aştı ama maalesef adaletin parmaklarında tıkanık kaldı. 4 yıldır Gülistan yok diyoruz. Başta Abarakov ve bu olayın arkasındaki tüm failler şunu iyi bilsin ki biz 4 yıldır hala buradaysak bu olayın üzerinden 40 yıl geçse de Gülistan’ı aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Biz bu süreçte 3 vali, emniyet müdürleri, savcılar değiştirdik. Hangi olay olursa olsun hakikat en son varacağı yeri çok iyi bilir. Hakikat yanılmaz. Bana verilen cezalar bir yana bana burada milyon tane kurşun sıkılsa bile Gülistan’ı bulmadan, bunu yaşatanları adalet önüne getirmeden ben ve ailem bu davadan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
İstanbul
İstanbul’da Gülistan Doku İçin Adalet Komisyonları, “Gülistan Doku nerede demekten vazgeçmiyoruz” şiarıyla Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Gülistan Doku nerede?” pankartı açılırken, “Yaşasın kadın dayanışması”, “1461 gündür Gülistan Doku nerede?”, “Tesadüf değil kadın kırımı”, “Özel savaş politikalarına karşı mücadele edeceğiz”, “Gülistan lê kuye” dövizleri taşıyan onlarca kadınlar, aynı zaman da sık sık “Deliller ortada Gülistan nerede”, “Gülistan Doku nerede”, “Kadınlar birlikte birlikte güçlü”, “Gülistan Doku’yu bulacağız”, “Erkek adalet değil, gerçek adalet”, “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı. Açıklamaya, Kadın Zamanı Derneği, Tevgera Jinen Azad (TJA), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul il yönetimi ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu ile çok sayıda kadın katıldı. Açıklamada basın metnini Gülistan Doku İçin Adalet Komisyonları’ndan Leyla Can okudu.
‘Failler cezalandırılana kadar vazgeçmiyoruz’
Burada ilk olarak söz alan DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Gonca Yangöz, “Gülistan Doku nerede” demekten vazgeçmeyeceklerini belirtti. Erkek yargıyı çok iyi tanıdıklarını kaydeden Gonca, bütün delillere rağmen delillerin yok edildiğini vurguladı. Yargının erkek egemen sistemi koruduğuna değinen Gonca, “Hiçbir kadın faillinin cezalandırılmadın vazgeçmeyeceğiz. Hepimiz bu davanın takipçisiyiz. Jin jiyan azadî” dedi.
‘Gülistan’ın akıbetini sormaktan vazgeçmiyoruz’
Ardından basın metinin okuyan Leyla Can, Gülistan Doku’nun 4 yıl önce kaybolduğunu hatırlatarak, failin bulunmaması için “insanüstü” bir çabanın sergilendiğini söyledi. Leyla, “Gülistan’ın son görüştüğü kişi ve baş şüpheli olan Zaynal Abakarov gözaltına dahi alınmazken polis olan üvey babası Engin Yücel, Zaynal üzerinde ki şüpheleri Gülistan’ın intihar ettiğini söyleyerek kaldırmak istedi” dedi. Doku için etkin bir soruşturmanın yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Leyla, “Var olan somut deliler incelenerek Gülistan’a ne olduğunun açığa çıkarılabileceğini biliyorduk, etkin bir soruşturma yürütülmesi için mücadele ettik fakat erkek yargı- devlet bu konuda hiçbir adım atmadı, atmıyor Gülistan’ı bulamak istemediklerini apaçık gösteriyorlar. Çünkü fail bir polisin oğlu çünkü gülistan Kürt bir genç kadın. Devletin kadınlara, Kürt kadınlarına uyguladığı özel savaş politikasının sonucudur bu yaşananlar. Gülistan’ı arıyormuş gibi yaparak herkesi kandırmaya çalışıyorlar, buna izin vermeyeceğimizi göstermek için Gülistan’ın akıbetini sormaktan vazgeçmiyoruz” diye vurguladı.
‘Erkek yargının kimin için çalıştığını yine görmüş olduk’
Zayanl Abarakov’un üvey babası olan polis Engin Yücel’in delilleri kararttığını değinen Leyla, kadın örgütlerinin ve Gülistan’ın ailesinin bunu engellediğini ifade etti. Çabalar sonucu Engin Yücel’in görevinden alındığını anımsatan Leyla, “Fakat delilleri karartmasına başından itibaren izin verildi. Evinden taşınarak yine delilleri karartmak istedi buna engel olmak isteyen Gülistan’ın ablası Aygül Doku hakkında yaşanan arbede sırasında elektrik süpürgesini kırdığı için dava açılarak para cezası verildi. Gülistan’ın kaybedilmesinin ardından etkin soruşturma yürütmeyenler, Gülistan’ı bulmak isteyenlere ışık hızında soruşturmalar açıp, cezalar verdiler. Erkek yargının kimin için çalıştığını yine bir kez daha bu süreç içerisinde de görmüş olduk” sözlerine yer verdi.
‘Gülistan Doku nerede?’
“Gülistan Doku nerede” diyenlere soruşturmalar açıldığının altını çizen Leyla, Adalet Bakanlığı önüne giden Gülistan’ın ailesinin polisler tarafından darp edildiğini kaydetti. Gülistan’ın ailesinin yanında olacaklarını ifade eden Leyla, “Biz kadınlar gerçek adalet mücadelemizden de Gülistan’dan da vazgeçmeyeceğiz. Her geçen gün artan erkek-devlet şiddetine karşı bir arada olmaya, adalet için sokaklarda mücadele etmeye devam edeceğiz. Erkek-devlet, erkek yargı tek tek fail erkekleri koruyarak kadına yönelik işlenmiş bütün suçları cezasızlıkla ödüllendireceğini duyuruyor, gösteriyor herkese. Buradan bir kez daha söylemek istiyoruz ki haklarımıza hayatlarımıza dönük saldırılarında karşısında yine hep birlikte durmayı sürdüreceğiz. Yaşam tarzımıza, haklarımıza, bir birimize sahip çıkacağız” şeklinde konuştu.
Kadınlar sık sık “Gülistan Doku’yu bulacağız” sloganlarını atan kadınlar alkış ve zılgıtlarla eylemlerine son verdi.
Kampüs Cadıları’ndan da açıklama
Kampüs Cadıları da İstanbul’da bulunan Çağlayan Adliyesi önünde bir araya geldi. Çok sayıda kadının katıldığı basın açıklamasına, “Gülistan Yok, Adalet Yok! Kız kardeşimiz Gülistan Doku 4 Yıldır Nerede?” pankartı açılırken sık sık sloganlar yükseldi. Basın metnini ise kadınlar adına İrem Kumcağız okudu.
Erkek devlet şiddeti
Gülistan bulunana dek kampüslerde, sokaklarda, adliye önlerinde Gülistan’ın sesi olacaklarını söyleyen İrem, kadınların kaybolduğu zamanlarda veya katledildikleri zaman, olaylara erkek devlet şiddetinin “intihar” olarak verildiğini belirtti. İrem, “Gülistan’ın da intihar ettiğine dair araştırmalar şüpheli Abarakov’un ifadesinin alınmasından daha hızlı bir şekilde ilerliyordu. Yapılan görüntü incelemelerinde ise intiharın söz konusu olmadığı tespit edildi. Delillerin ortaya çıkmasıyla birlikte Abarakov’un polis babası Engin Yücer olaydan yakaşık 1 yıl sonra meslekten ihraç ediliyor ve hakkında yakalama kararı çıkartılıyor fakat aynı baş şüpheli Abarakov’un gözlatına alınıp adli kontrolle serbest bırakılması gibi bu yaptırımlar takip edilmiyor. Hatta Engin Yücer valinin koruma ekibine alınarak bir kadının kaybolmasında payı olduğu için adeta ödüllendiriliyor” diyerek süreci hatırlattı.
‘Gülistan Doku nerede?’
“Yeniden soruyoruz, Gülistan Doku nerede” diyen İrem, “Tüm delillere, faillerin belli olmasına rağmen neden gerekli cezalar verilmiyor?Her gün kadınları katleden, kadınların korkuyla yaşamalarına neden olan, kadınlara kaybolursam failler ceza bile almazlar dedirten, failleri koruyan iktidardan alınan güç alındığını biliyoruz. Ve bu güç kaynağını kurutmak, bir kadının daha Gülistan’ın Pınar’ın yaşadıklarını yaşamaması için hesap soracağımızın, bu düzeni değiştireceğimizin sözünü veriyoruz” dedi.
‘Gülistan bulunana kadar sokaklardayız’
Gülistan’ın kaybolduğu günden bu yana her yıl olduğu gibi ülkenin farklı yerlerinde Gülistan için kadınların sokaklarda olduğunu dile getiren İrem, “Kampüs Cadıları olarak bugün Çağlayan Adliyesi önünde olmamızın bir sebebi de yıllardır Zaynal Abarakov’a ve Engin Yücer’e ceza vermekten imtina eden erkek adaletin karşısında olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak içindir. Gülistan için adalet yerini bulana kadar kampüsleri, sokakları, meydanları öfkemizle, erkek adaleti yerle bir edecek gücü toplayarak donatacağız” diye konuştu
İzmir
İzmir’de Kampüs Cadıları, Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde, Gülistan Doku için yürüdü. Düzenlenen yürüyüşte kadınlar, “Gülistan Doku isyanımızdır”, “Koruma aklama yargıla”, “Fail Zaynal Abarakov yargılansın” yazılı dövizler taşırken sık sık “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Gülistan Doku isyanımızdır” sloganlarını attı. Kadınlar, ardından basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı kadınlar adına Sena Tekin okudu.
‘Erkek yargı, Gülistan’ın dosyasının üstünü örtmeye çalışıyor’
5 Ocak 2020 yılında kaybettirilen Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku'dan 4 yıldır haber alınamadığını hatırlatan Sena, “Gülistan, kaybedildiği günden yalnızca 1 gün önce Zaynal tarafından zorla araca bindirilmeye çalışıldı. Fakat katilin polis babası ve emniyet tarafından bu kaçırılma girişiminin üstü kapatıldı. 5 Ocak günü planlı bir şekilde Zaynal ve ailesi tarafından kaybedilen Gülistan'ın katilleri tüm delillere rağmen yargılanmadı. Soruyoruz, tüm delillere rağmen Gülistan’ı kaybeden Zaynal, nasıl elini kolunu sallayarak yurtdışına çıkabiliyor? Soruyoruz, tüm delilerin tek bir kişiyi gösterdiği bir dosyadan şüpheliyi nasıl adli kontrol şartıyla serbest bıraktınız. Kadın katillerine cezasızlık politikalarıyla güç veren erkek yargı, Gülistan’ın dosyasının üstünü örtmeye çalışıyor. Munzur çayında göstermelik arama yapanlar, fail Türkiye'de değil diyerek olayın üstünü kapatmaya çalışıyor” dedi.
’40 yıl geçse de suça ortak olanları teşhir edeceğiz’
4 yıldır kadınların “Gülistan Doku nerede” diye sorduğunu ve bunun karşısında devletin Gülistan’ı soran kadınlara saldırdığını, soruşturmalar açtığını ifade eden Sena, “4 yıldır Gülistanın ablası, annesi 80 bin nüfusu olan, küçük bir kentte karış karış Gülistanı arıyor. Üniversiteli sıra arkadaşımız kızkardeşimiz gülistan doku 4 yıldır kayıp ve onu bulmaya yönelik hiçbir devlet mekanizması çalışmıyor. Bizler buradan bir kez daha sesleniyoruz. Gülistan’ı kaybedenleri tanıyoruz; gülistanı kaybedenler İstanbul sözleşmesini bir gecede fes edenlerdi. Gülistanı kaybedenler kadın üniversitesi açtırmaya çalışanlardır. Gülistan'ı kaybedenler katillere değil kadınlara barikat kuranlardır. Gülistan’ın hesabını kampüs kampüs, sokak sokak, meydan meydan sormaya, onun katilleri ve bu suça ortak olanlar yargılanana dek Gülistan’ın sesi olmaya devam edeceğiz. Değil 4 yıl, 40 yıl da geçse Gülistan'ın nerede olduğunu sormaya, bu suça ortak olanları teşhir etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
.