Mücadele ‘etki ajanlığına’ geri adım attırıyor

  • 09:03 26 Kasım 2024
  • Siyaset
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL - İktidarın “etki ajanlığı” düzenlemesi ile toplumun ifade özgürlüğünün ve bilgi alma hakkını hedef alınmasına karşı geliştirilen mücadele ile iktidarın düzenlemedeki ısrarını boşa düşürüyor.
 
Kendi varlığını sürdürmek için iktidar yıllardır toplumu susturmaya çalışıyor. Son olarak ifade özgürlüğünü hedef alarak toplumu fişleyen bir düzenleme olan “etki ajanlığı” ile bu amaca uygun olarak adım atıldı. İktidarın amaçlarına karşı yürütülen mücadele ile iktidara geri adım attırıldı. Düzenlemenin gündeme geldiğinden bu yana gelişen süreci derledik.  
 
‘Etki ajanlığı’ düzenlemesi süreci
 
Etki ajanlığı düzenlemesine dair şunlar yaşandı:
 
*Etki ajanlığı düzenlemesi ilk olarak geçtiğimiz mayıs ayında gündeme geldi.  Kamuoyunda oluşan tepkilerin ardından 7 Temmuz’da AKP-MHP, Meclis’e sunduğu 9’uncu Yargı Paketi’nden “Etki ajanlığı”, “casusluk” ve 6284 sayılı yasaya dair düzenlemeleri çıkararak, teklifi Meclis’e sundu.
 
*AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, Grup Başkanvekilleri Bahadır Yenişehirlioğlu ve Leyla Şahin Usta ile kamuoyunda “etki ajanlığı düzenlemesi” olarak bilinen maddenin de yer aldığı 23 maddeden oluşan “Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni” 18 Ekim’de tekrardan Meclis Başkanlığı'na sundu.
 
*AKP’nin Meclis’e sunduğu "casusluk" ile ilgili düzenlemenin de yer aldığı, “Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” Adalet Komisyonu'ndan 23 Ekim’de AKP ve MHP'nin kabulü ile geçti. İki gün süren görüşmelerde toplam 23 maddeden oluşan kanun teklifi komisyonda kabul edildi.
 
*AKP ve MHP’nin ortak imzası ile Meclis Başkanlığı’na sunulan ve kamuoyunda “etki ajanlığı” olarak bilinen düzenlemeyi de kapsayan madde, 13 Kasım’da kanun teklifinden çıkarıldı. AKP, MHP, İYİ Parti ve CHP, maddenin revize edilmesi gerektiğini ifade etti. DEM Parti, maddenin tamamen çıkarılması gerektiğini belirterek, revizeye karşı çıktı. AKP-MHP, geri adım atarak, "etki ajanlığı"nı düzenleyen maddenin kanun teklifinden tamamen çıkarılmasını kabul etti.
 
*Muhalefetin itirazları sonucu “Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nden çıkarılan “etki ajanlığı” maddesi Meclis’te 20 Kasım’da yeniden gündem oldu. AKP’nin talebi üzerine Meclis'te grubu bulunan altı partinin grup başkanvekilleri bu konuda dair bir araya geldi.
 
İktidarın ısrar ettiği ‘Etki ajanlığı’ nedir?
 
Meclis'te görüşüldüğü şekliyle, "Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" teklifi, 23 maddelik bir 'torba kanun' niteliğindeydi ve 12 farklı kanunda değişiklik veya düzenleme yapılmasını içeriyordu. Bu maddelerde biride “etki ajanlığıydı”. “Etki ajanlığı” devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge ve bilgilerin yok edilmesi, tahrip edilmesi, temin edilmesi veya açıklanmasının suç olarak" yaptırıma bağlandığı, yine bu eylemlerin "siyasal veya askeri casusluk maksadıyla yapılmasının da" suç olarak düzenlendiği belirtilirken, "belge ve bilgi temini veya açıklanması dışında devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine olacak şekilde gerçekleştirilen diğer faaliyetlerin" suç kapsamında değerlendirileceği "Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenlerin üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağı" bunun "casusluk faaliyetleriyle daha etkin mücadele edilmesinin" sağlanması için yapılacağı ifade ediliyordu.
 
Rusya ve Gürcistan’da ‘etki ajanlığının’ örnekleri
 
Rusya'daki 'yabancı ajan' düzenlemesiyle aynı içerikte. Rusya'da, 2012'de, "siyasi faaliyet yürüten sivil toplum örgütlerinin Rusya dışından destek alması halinde 'yabancı ajan' olarak kayıt altına alınacağını öngören yasal düzenleme" onaylanmıştı. Rusya merkezli OVD Info'nun verilerine göre, 2012-2024 yıllarında, 855 kuruluş ve kişi yabancı ajan olarak nitelendirildi. Diğer bir örnekte Gürcistan. Medya kuruluşları ve STK'ların fonlarının en az yüzde 20'sini yurt dışından almaları halinde "yabancı ajan" olarak kayıt yaptırmalarını gerekiyor ve buna uymayanlara ağır para cezaları kesiliyor. Gürcistan'ın yönetim yetkilileri "Şeffaflık Yasası" olarak adlandırdıkları yeni önlemin, iç siyaseti etkilemeye yönelik yabancı girişimleri engelleyeceğini iddia ediyor. Ancak eleştirmenler bu yasanın ifade özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlayabileceği ve Gürcistan'ın AB üyeliği başvurusunu sabote edebileceği uyarısında bulunuyor.
 
Düzenlemenin geri çekilmesini sağlayan kamuoyu tepkileri
 
*Basın Konseyi, DİSK/Basın-İş, Diploması Muhabirleri Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası yayımladıkları ortak açıklamada düzenlemenin "basın özgürlüğü için ciddi bir tehdit" olduğu uyarısında bulundu.
 
*42 sivil toplum örgütü, “Türk Ceza Kanununda değişiklik öngören ve sivil toplumu tehdit eden aşırı geniş ve muğlak yeni yasa teklifi reddedilmelidir” başlıklı ortak açıklama yayınladı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Yasa teklifi, devlet veya devlet dışı aktörler tarafından işlenen insan hakları ihlallerini belgelemek gibi meşru faaliyetleri suç kapsamına alma riski taşımakta ve uzun süreli hapis dahil ağır cezalar öngörmektedir. Yeterince açık tanımlanmamış veya aşırı geniş kapsamlı yasalar keyfi uygulamaya veya suiistimale yol açabilir ve bu nedenle devlet yetkilileri tarafından muhalif olarak görülen kişileri hedef almak veya ülkedeki insan hakları ihlallerini belgeleyen örgütler gibi sivil toplum örgütlerini kriminalize etmek için araçsallaştırılabilir. Sivil toplum örgütleri, gazeteciler, insan hakları savunucuları da dahil olmak üzere herkesin bilgi talep etme ve edinme hakkını da içeren ifade özgürlüğü hakkı ihlal edilme riski altına girecektir.”
 
*Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK)  bağlı Basın Yayın İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası (Haber-Sen), “Eleştiren ve sorgulayan herkes tutuklanabilir”
 
*Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), muhalefet parti ve milletvekillerine Meclis’e gelecek Noterlik Kanunu ve 9’uncu yargı Paketi oylamalarına katılmama çağrısı yaparak, “Yasama adı altında işlenmekte olan suçlara ortak olmayın” dedi. Sadece muhalefeti değil, tüm bir toplumu susturmaya ve örgütsüzleştirmeye yönelik etki ajanlığı gibi kritik maddeler var” dedi.  
 
*Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), açıkladığı Mayıs ayı raporunda 9’uncu yargı paketinde yer alan “Etki ajanlığı” maddesiyle gazeteciliğin kıskaca alınmaya çalışıldığını ve çekilmesi gerektiğini vurguladı. “Yasa ile birlikte demokrasinin olmadığı bir ülkede gazeteciler başta olmak üzere toplumun tüm muhalif sesleri kısılmış olacak. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği olarak böylesi bir yasayı kabul etmiyoruz. Tasarının da geri çekilmesini talep ediyoruz” denildi. 
 
*DİSK/Basın-İş, Diplomasi Muhabirleri Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası etki ajanlığı düzenlemesine ilişkin ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Gazetecilik sadece bir meslek değil, aynı zamanda toplumun bilgilenmesini sağlama görevidir. İktidarın bu tür yasalarla toplumu sindirmeye çalışması, gazetecilik mesleğinin onuruna ve varlığına yapılmış açık bir saldırıdır."
 
*Türkiye Barolar Birliği (TBB), “Demokratik bir hukuk devletinde, kişi özgürlüğü ve güvenliği ile ifade özgürlüğü hakkını yakından ilgilendiren ceza hukuku alanında belirsiz, muğlak, müphem, ne şekilde yorumlanacağı öngörülebilir olmayan ifadelere yer verilmesini kabul etmek mümkün değildir. Etki ajanlığı düzenlemesi hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri yönünden demokratik hukuk devleti ilkesine aykırıdır.”
 
*Medya Dayanışma Platformu: “Demokratik toplumu sarsacak bu teklif geri çekilmeli” dedi.
 
Kolektif tepkiler kanun teklifine yol vermiyor
 
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, kanun teklifiyle ilgili olarak, "Casusluk eylemleriyle daha etkin mücadele edilmesini öngörmektedir" diyerek teklifi meşrulaştırmaya çalışsa da basın kurumları başta olmak üzere kamuoyunda gelen tepkilere karşı teklif Meclis’ten geçirilmiyor. Yaşanan süreç kolektif gelişen tepkinin yarattığı olumlu etkiyi gözler önüne seriyor.