Fatma Uyar’ın ardından: O sadece benim değil Kurdistan’ın kızı
- 09:01 2 Ocak 2024
- Güncel
Öznur Değer
ŞIRNEX - 4 Ocak 2016’da iki arkadaşıyla Sîlopiya’da katledilen Fatma Uyar’ın annesi Hatice Uyar, “Yaşadığım müddetçe bu davanın takipçisi olacağım. Fatma, her yaşta insanın arkadaşıydı. Çok değerli biriydi. O sadece benim değil tüm Kurdistan’ın kızı. Onlar asla unutulmasın. Herkesin el ele vererek akan kanı durdurması gerekiyor” dedi.
Şirnex’in (Şırnak) Cizîr (Cizre) ve Sîlopiya (Silopi) ilçelerinde 14 Aralık 2015’te ilan edilen ve 2 Mart 2016’da son bulan sokağa çıkma yasaklarında katledilen yüzlerce insan, aradan yıllar geçse de ne hafızalardan siliniyor ne de sokaklardan. Halk, aradan geçen 8 yıla rağmen bırakılan mücadele mirasına sahip çıkarken, yitirdikleri canları ve tanıklıklarını unutmuyor ve unutturmuyor.
Silopiya’da 4 Ocak 2016’da katledilen 3 Kürt kadın siyasetçi Sêvê Demir, Fatma Uyar ve Pakize Nayır'ın cenazeleri, 5 Ocak 2016'da ailesi tarafından teşhis edildi. Pakize, Sêvê ve Fatma, tıpkı 9 Ocak 2012’de Fransa’nın başkenti Paris’te katledilen 3 Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylamez gibi kadınlara direnişi miras bıraktı.
Katledilen kadın siyasetçilerden biri Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Kongreya Jinên Azad (KJA) aktivisti Fatma Uyar...
Fatma yurtseverlik duygusunu Kurdistan halkına bir kez daha aşılayanlardan
Duruşu, bakışı, sözü, yaşam felsefesi mücadeleyle yoğrulan ve direnişle geçen Fatma, Kurdistan’ın direnişçi kadınlarından biri olarak tarihe not düşer. 3 kurşun ve 5 mermi çekirdeği parçası ile katledilen Fatma, devletin saldırıları karşısında toprağını terk etmeyerek yurtseverlik duygusunu Kurdistan halkına bir kez daha gösterenlerden.
3 aylık bebekken tanışır devletle
27 yaşında katledilen Fatma, yaşama gözlerini 28 Ağustos 1988 yılında, Gabar dağı eteklerinde bulunan Şirnex’e bağlı Dihok köyünde 7 çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak açar. Henüz 3 aylık bir bebekken devletin şiddet ve katliamcı zihniyetine maruz kalır Fatma. Devletin Dihok’u boşaltması üzerine gördüğü baskılara karşı Fatma’nın ailesi Milga Şantiyê köyüne gitmek zorunda kalır. 2 yıl bu köyde yaşam süren Fatma ve ailesi, durmayan baskılar nedeniyle bir kez daha göç yolunu tutarak bu defa Şirnex merkeze taşınır.
5 yıl cezaevinde kalır
Ardından Şirnex’te okula başlayan Fatma 5 yıllık eğitimin ardından okulu bırakır. 2000’li yılların başında genç bir kadınken mücadele hayatına gençlik çalışmalarıyla başlar. Sonrasında ise 2009 yılında 21 yaşında tutuklanır. “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 5 yıl cezaevinde kalan Fatma, önce Mardin ardından ise Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulur ve 2014 yılında cezaevinden çıkar. Fatma’nın tutuklanmasından bir yıl sonra babası Reşit Uyar da tutuklanır ve müebbet hapis cezası alır.
Kadın mücadelesine dahil olur
Tahliyesinin ardından mücadeleyi bıraktığı yerden sürdüren Fatma, bu kez kadın çalışmalarında yer alır. Kadın bilinci ve hassasiyeti ile tanınan Fatma, ev ev gezerek kadınları örgütlemeye başlar. Ve katledilene kadar da KJA bünyesinde çalışmalarına devam eder. Bu bilinçle 14 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasakları sürecinde toprağına bağlılığın bir göstergesi olarak toprağını ve arkadaşlarını terk etmeyen Fatma, sürecin öncü isimlerinden olur. Yaşamını yitirmeden önce yaşanacakları önceden sezmişçesine çocukluk arkadaşı Felek Çakar’a “İçimde bir şey var, sanki şehit olacağım” der.
Fatma’nın ardından ailesi hedef alındı
Fatma’nın katledilişinin ardından önce cenaze törenine katılan abisi hakkında soruşturma açılır, annesi Hatice Uyar (50) ise “örgüt üyeliği” iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklanır. 2 ay 10 gün cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılan Hatice, kızı Fatma’nın bıraktığı mücadele mirasını kaldığı yerden sürdürüyor.
Katledilişinin 8’inci yılında Fatma’yı annesi ve mücadele arkadaşı Hatice Uyar anlatıyor.
‘Davasına bağlı biriydi’
Yılların hiçbir şeyi değiştirmediğinin altını çizen Hatice, yıllar geçmesine rağmen faillerin hala açığa çıkmadığına değiniyor. Yaşadığı müddetçe Fatma’nın mücadelesine sahip çıkacağını vurgulayan Hatice, “Fatma çok değerli bir kadın, bir arkadaştı. Davasına çok bağlı biriydi. Bir gün Fatma’ya ‘Kızım sen bu işleri yapamazsın’ dedim. O da bana ‘Hayır anne sen anlamıyorsun bu tam da benim işim’ dedi” ifadelerine yer veriyor.
‘Çocuk yaşında çalışmalara başladı’
Fatma’nın dürüst ve bilgili biri olduğuna dikkat çeken Hatice, Fatma’nın henüz çocuk yaşında çalışmalara başladığını kaydediyor. Hatice, “Kızım birkaç yıl çalıştıktan sonra cezaevine girdi. 9 yıl hapis cezası aldı. 5 yıl 3 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi. Sürekli sokaktaydı, dışarıdaydı, çalışıyordu. Sokağa çıkma yasakları sırasında Şırnak’taydı. Ardından Silopiya’ya gitti. Ve iki arkadaşıyla birlikte şehit düştü” şeklinde konuşuyor.
‘O sadece benim değil tüm Kurdistan’ın kızı’
“Biz anneyiz ve acımız çok büyük, yaramız çok derin” diyen Hatice, şunları ekliyor: “Yaşadığım müddetçe bu davanın takipçisi olacağım. Sadece onun değil tüm arkadaşlarının davasının takipçisi olacağım. Biz hepsinin annesiyiz. Hepsi bizim yüreğimiz. Fatma, her yaşta insanın arkadaşıydı. Çok değerli biriydi. O sadece benim değil tüm Kurdistan’ın kızı. Onlar asla unutulmasın. Herkesin el ele vererek akan kanı durdurması gerekiyor. Annelerin gözyaşı dökülmesin artık. Benim gözyaşım durmadı hiç.”