‘Xwêfiroş’ filmiyle Kürt kadınların hikayesi festivalde

  • 09:02 14 Aralık 2025
  • Kültür Sanat
 
Rabia Önver
 
AMED - 3. Amed Uluslararası Film Festivali'nde gösterilen ‘Xwêfiroş’ (Tuz Satıcısı) filmi ile festivalde yer alan yönetmen Maryam Samadi, sinemanın kadınların ve halkların hakikatlerini görünür kılmanın en güçlü yollarından biri olduğunu vurgulayarak, Kürt sinemasının kadınların emeğiyle büyüdüğünü söylüyor. 
 
Amed Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Orta Doğu Sinema Akademisi ve Sinebîr’in örgütlediği “Dinya bi çîrokan tê bi hev / Dünya hikâyelerle bir arada” şiarıyla düzenlenen 3. Amed Uluslararası Film Festivali, halkın yoğun ilgisiyle devam ediyor. Bu yıl 84 filmi bir araya getiren festival, yalnızca sinemayı değil, halkların hafızasını, direnişini ve özgürlük arayışını da perdeye taşıyor. Farklı coğrafyalardan kadınların, ezilenlerin ve direnenlerin sözünü filmlere taşıyan festivalde, film gösterimlerinin yanı sıra politik içerikli atölyeler ve toplumsal gerçekliği görünür kılan resim ve fotoğraf sergileri de yer alıyor. Festival, kültürel üretimin üzerindeki tüm baskılara rağmen Amed’in sanatla direnen ruhunu bir kez daha büyütüyor.
 
Festivalde yer alan filmlerden biri de Maryam Samadi’nin ‘Xwêfiroş’ (Tuz Satıcısı) isimli kısa filmi.
 
1988 yılında Hoy’un Ghotor kentinde doğan Maryam Samadi, kariyerine 2009 yılında İran Genç Sinema Derneği'nde sinema öğrencisi olarak başlar. Yaptığı birçok kısa film, çok sayıda festivalde yer alırken aynı zamanda bu filmler ödüllere de aday gösterilir. Görsel hikâye anlatımıyla iletişim kurma konusunda tutkulu olan Maryam Samadi, film endüstrisinde yönetmen, yardımcı yönetmen, senaryo danışmanı ve yapım tasarımcısı gibi çeşitli işlerde çalışır.
 
Festivale ‘Xwêfiroş’ (Tuz Satıcısı) filmi ile katılan Maryam Samadi, filmin hikâyesini şu şekilde anlatıyor: “Urmiye Gölü kıyısında eşiyle birlikte tuz satarak geçinen hamile bir kadın, iklim değişikliği ve insan faaliyetleri nedeniyle oluşan tuz fırtınaları yüzünden düşük yapma riski ile karşı karşıya. Çift, mülklerini sattıktan sonra şehre taşınmayı planlıyor ve bu arada kadın, doğmamış çocuğunu çevresel tehlikelerden korumaya çalışıyor.”
 
Spesifik hikâyesi ile festivalde yer alan Maryam Samadi, bir yandan festivalle ilişkin hislerini paylaşırken bir yandan da filmin hikayesini dile getiriyor. 
 
‘Kürt sineması daha da büyüyor’
 
15 yıldır sinema çalışmaları yürüttüğünü söyleyen Maryam Samadi, hayalini gerçekleştirmek için sadece sinema odaklı çalışmalarda yer aldığını belirtiyor. Maryam Samadi, “Şu an Amed festivalinde olmaktan mutluyum. Daha önce Amed’e gelmiştim ama festival yapılmadığı için gelemiyordum. Şu an burada, Amed’de yaşadığım hisleri dünyanın başka hiçbir yerinde hissetmiyorum. Bu festival sayesinde hem hikayelerimiz hem de filmlerimiz bizi bir araya getiriyor. Kürtlerin, Kürt kadınlarının dünyanın her yerinde yürüttüğü çalışmaları bir araya getiriyor ve bu sayede Kürt sineması daha da büyüyor, bu festival bunun için var” ifadelerini kullanıyor. 
 
‘Sinema hakikatlerimizi dile getirmek için çok güzel bir yol’
 
Kısa filminin Urmiye Gölü üzerine çekildiğini dile getiren Maryam Samadi, filmin içeriğinde insan ve tabiattan söz ediyor. Maryam Samadi, “Filmde, bir kadın ve bir erkeğin gözünden Urmiye Gölü’nün kuruduğunu, suyunun bittiğini ve doğadaki insan, hayvan ve canlıların, doğumun bittiğini anlatıyor. Böyle bir konu üzerine yoğunlaştık. Dünyanın birçok yerinde gösterimler yaptık. Amed’de de gösterim yapmaktan da büyük mutluluk duyuyoruz. Film gösteriminden sonra beni en çok etkileyen şey, filmi izleyen izleyicilerin film bittikten sonra yaptığı 'filmdeki Kürtçe ne kadar duru ve saf' yorumu oldu. Bu yorum aşırı mutlu etti. Sinema benim hayatım, hayatım devam edecek. Sinemayı maddi bir kar elde etmek için seçmedim, hakikatlerimiz, özellikle kadınlar hakkında hakikatlerimiz var ve bunlar hiç dile getirilmedi, sinema bu hakikatlerimizi dile getirmek için çok güzel bir yol. Yapmak istediğim, anlatmak istediğim birçok konu var, bu yüzden saçım beyazlayana kadar sinema yapmaya devam edeceğim” diyor. 
 
‘Rojhilatlı kadınlar dünyanın birçok yerinde sinema yapıyor’
 
Kürt sineması deyince sadece kavga, savaş, göç ve acı konularının öne çıktığına dikkat çeken Maryam Samadi, “İstediğim şey, farklı konularda farklı filmler de yapmak, bunu da görmek istiyorum. Dünyanın birçok yerine gittim ve birçok yerde Rojhilatlı kadınların bambaşka alanlarda çalışmalar yaptığını gördüm. Aslında kadınların önü çok da kapalı değil, kadınların önünü biraz kapatan şey baskı rejimi ve dini sınırlamalardır. Rojhilatlı kadınların sinema yapmasına aileleri destek oluyor, benim ailem bana çok destek verdi. Artık eskisi gibi değil, birçok şey değişti. Söylemek istediğim şey bu, bir isteğin, arzun, amacın varsa bu kolay yoldan edilmiyor. Her şey için zorlamak ve çalışmak gerekiyor. Dünyanın her yerinde, en özgür yerde bile bu böyledir. 6 filmim var, 6 filmimi de çoğu zaman zorluklar içinde çektim” diye belirtiyor.