
Seçim mi atama mı? Şam hükümetinin kararı tartışılıyor
- 09:02 3 Eylül 2025
- Güncel
Derya Ren
HABER MERKEZİ - TEV-DEM Eşbaşkanı Remziye Mihemed, seçimden sonra yapılacak atamaların Suriye halklarını temsil etmeyeceğini belirterek, kararın demokratik olmadığını söyledi.
Baas rejiminin düşmesi sonucunda kurulan geçici Şam hükümeti, Suriye’de yaşanan çatışma ve kaosa dair herhangi bir adım atmazken, Aleviler ve Dürzilere yönelik birçok katliamda geçici Şam hükümetine ait üniformalı askerlerin ve DAİŞ amblemli kişilerin olduğu kamuoyuna yansımıştı. Ülkede tüm bunlar yaşanırken, bunların aydınlatılması yerine geçici Şam hükümeti 15-20 Eylül 2025 tarihleri arasında parlamento seçimlerini düzenleyeceğini duyurdu. Gerçekleşecek olan seçimlere, Özerk Yönetim bölgeleri ve Dürzilerin çoğunlukta yaşadığı Şüveyda kentinde “güvenlik sorunları” nedeniyle seçimlerin yapılmayacağı açıklandı. Alınan kararda, seçimlerin yapılamayacağı bölgelere seçimden sonra atamaların yapılacağı belirtildi.
Alınan bu karara uluslararası güçler sessizliğini korurken, Özerk Yönetim ve Şüveyda halkı seçimlerin demokrasiye aykırı olduğunu ifade ederek, uluslararası güçlerin duruma müdahale etmesi gerektiği çağrısında bulunuyor.
Konuya dair Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Eşbaşkanı Remziye Mihemed JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.
Baas rejiminin yıkılmasından sonra Şam geçici hükümetinin oluştuğunu hatırlatan Remziye Mihemed, Şam geçici hükümetinin kendisine kalıcı gözle baktığını ancak pratikte öyle olmadığını belirtti. Remziye Mihemed, “Şam geçici hükümeti şu an seçim hazırlıkları yapıyor ama farklılıkların bu seçime katılımını engelliyor. Hükümet bu farklılıklara farklı bakıyor ve her gün yeni bir katliamla yüz yüze kalıyoruz. Şu an Suriye’de normal bir yaşam kuruldu diyemeyiz. Kurulan geçici hükümet, kendisine kalıcı gözüyle bakıyor ve bunun için de çalışmalarını başlatmış durumda” diye kaydetti.
‘Suriye halklarını temsil etmiyor’
Remziye Mihemed, geçici hükümetin devreye koymuş olduğu yok sayma politikalarının çelişkiler yarattığını ifade ederek şunları söyledi: “Bu tutum Suriye halklarını ne kadar içerisinde barındıracak? Hükümet halkın yaşamış olduğu acılara ne kadar derman olacak? Şu an katliam yaşayan, göç eden, saldırı altında olan halklar mevcut ve bu insanlar bu kaosun içerisinde yaşıyorlar. Seçim kararının alınması ve devamında tüm halkların seçime dahil edilmemesi, halkların değerleriyle alay etmektir. Şam geçici hükümetinin almış olduğu seçim kararları Suriye halkını hiçbir şekilde temsil etmemektedir.”
‘Karar halkları temsil etmeyecektir’
Kuzey ve Doğu Suriye’nin devrimden bu yana demokratik bir şekilde yönetildiğinin altını çizen Remziye Mihemed, “Halklar oluşturulan bu sistem içerisinde kendilerini temsil edebilecekleri bir yapı var. Bu sistem içerisinde kadınlar ve gençler öncülük ediyor ve yönetiyor. Kurulan Özerk Yönetim sisteminde tüm farklılıklar yer alıyor ve kendi temsiliyetini ortaya koyuyor. Özerk Yönetim’in denetiminde bulunan yerlerde demokratik sistem bu denli kurulmuşken, Şam geçici hükümetinin almış olduğu karar halklara hitap etmeyecek ve demokratik olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Seçim sonrası yüzde 70 atama
Alınan seçim kararlarının birçok bölgeyi dışında tuttuğunu hatırlatan Remziye Mihemed, tüm Suriye halklarının dahil olmadığı bir seçimin halklara demokrasi ve özgürlük getirmeyeceğini söyledi. Remziye Mihemed, “Seçimlerden sonra seçime dahil edilmeyen yerlere yüzde 70 atama yapılacak. Bu atamalar Suriye halklarının temsiliyetini yapamaz. Bundan kaynaklı atanacak kişiler de Şam geçici hükümetinin zihniyetinde olanlar olacaktır” dedi.
‘HTŞ, Türkiye’siz herhangi bir adım atmıyor’
Remziye Mihemed, Türkiye’nin Serêkaniye, Cerablus, Girê Spî, Efrîn, Minbic ve Azez gibi yerlerin işgal edilmesinde Baas rejiminin herhangi bir tepki göstermediğini ve sonrasında kurulan geçici Şam hükümeti sürecinde de aynı sessizliğin devam ettiğini hatırlattı. Remziye Mihemed, geçici Şam hükümeti ile Türkiye arasında yapılan görüşme ve anlaşmalara dikkat çekerek, “Türkiye’nin Suriye hükümeti üzerinde kurmak istediği hâkimiyet gözle görülür bir şekilde. Her önemli bir görüşme öncesi Türkiye, geçici Şam hükümeti ile görüşmeler yapmakta. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz: HTŞ, Türkiye’siz herhangi bir adım atmıyor” diye kaydetti.
10 Mart Anlaşması vurgusu
Geçici Şam hükümetinin almış olduğu kararlara karşı uluslararası demokratik kitle örgütlerinin tepki göstermesi gerektiğini sözlerine ekleyen Remziye Mihemed, son olarak şunları söyledi: “Suriye halkları büyük bir mücadele yürütüyor. Kuzey ve Doğu Suriye’ye baktığımızda demokratik bir yapı oluştuğunu söyleyebiliriz. Bundan kaynaklı Şüveyda halkı da kendi örgütlenmesini gerçekleştirdi. Öte yandan 10 Mart’ta QSD ve geçici Şam hükümeti arasında imzalanan anlaşma henüz yürürlüğe girmiş değil. Bu gecikme her geçen gün farklı krizlere neden oluyor. Bundan kaynaklı uluslararası güçlerin geçici Şam hükümetine anlaşmayı uygulaması için baskı uygulaması gerekiyor.”