'Sıra devlette demek yetmez, sorumluluğu paylaşmalıyız'

  • 09:06 26 Mayıs 2025
  • Güncel
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL - Gelişen yeni süreçte barışın toplumsallaşması için atılması gereken adımlara dair konuşan “Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi”nden Berfin Atlı, “PKK her şeyi yaptı sıra devlette demek yerine barış inşasında rol alacağımız sorumlulukları içselleştirmek ve bu sorumluluğun bilinciyle hareket etmek gerekir” dedi.
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının ardından, PKK 1 Mart’ta ateşkes ilan etti. Son olarak 12. Kongresi’ni topladığını açıklayan PKK, fesih kararı aldığını duyurdu. Kararın ardından barışa dair atılacak somut adımlar toplum kesimleri tarafından tartışılıyor. Barışın kurucu öznesi olan kadınlar tarafında da barışın toplumsallaşması için mücadele yürütülüyor. “Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi”nden (BİV) Berfin Atlı, son yaşanan sürece ve barışın toplumsallaşması için atılması gereken adımlara dair konuştu.
 
‘Somut pratik adımlar yönünden beklentilerimizin var’
 
Muhalif her kesime yöneltilen “terör” söyleminin artık boşa düşürüldüğünü söyleyen Berfin Atlı, yıllardır yürütülen savaş politikalarının amalarından birinin kadınları yok sayma üzerine olduğunu bundan dolayı yeni süreçle beraber kadınlar için yeni alanlar açıldığını belirtti. Berfin Atlı, “Kadınların sadece acılı anne figürüne indirgenmemesi örneğin tanıklıklarından da yararlanılması gerekiyor. Örneğin; geçmişin yüzleşme mekanizmaları kurulurken kadınların buna aktif olarak dahil edilmesi gerekiyor. Kadınların yaşam hakkını, ifade özgürlüğünü yeniden barış meselesi etrafında örgütlemek gerekiyor. Şimdi bu bizim için yeni bir mücadele alanı. Bir takım somut pratik adımlar yönünden beklentilerimiz var. Başta kadın siyasi tutsaklar olmak üzere işte bütün siyasi tutsakların bırakılması, kayyumların geri çekilmesi ve belediyelerin kadınlara geri bırakılması ve bununla beraber geçmişle yüzleşme hesaplaşma ve onarıcı adalet tartışmalarının biraz kadın eksenli yapılması gerekiyor. 
 
Aynı zamanda bir anayasa meselesi var. Sadece işte Kürt kimliğinin tanınması değil, toplumsal cinsiyet eşitliğinin anayasal olarak güvence altına alınması, LGBT+’ların hayatın her alanında maruz kaldıkları şiddetin görünü kılınması gerekiyor. TMK üzerinde çalışmalar yapılacaktır bu çalışmalara doğrudan dahil olmak gerekiyor. Sürecin destekçisi ya da dayanışmayı kurgulayan bir yerden değil politik özne olarak barışın kurucuları, inşacıları olma niyetindeyiz. Bu anlamda da BİV olarak farklı çalışmaları yapacağız” dedi.  
 
‘Hepimize rol ve görev düşüyor’
 
“Her şeyi yaptık şimdi sıra devlette gibi bir söylemden ziyade bütün sorumluluğu toplumsal alanda paylaşarak ve barışın inşasındaki sorumluluğu içselleştirerek, ‘yapacaklarımız bitmedi’ diyerek devam etmek gerekiyor” diyen Berfin Atlı, “Kadınlar olarak barıştan anladığımız şey sadece silahların susması değil aktif olarak eşitlik mücadelesinin, demokrasinin inşa edilmeye devam etmesi. Ancak böyle bir perspektif bunu erkekler arasında yapılan bir ateşkes olmaktan çıkarır. Dolayısıyla PKK her şeyi yaptı sıra devlette demek yerine barış inşasında rol alacağımız sorumlukları içselleştirmek ve bu sorumluluğun bilinciyle hareket etmek gerekir. Cezasızlık politikaları son bulacak mı? Kadınların 50 yılda yaşadıkları ağır hak ihlalleri açığa çıkarılacak mı? Failler yargılanacak mı ? Geçmişle yüzleşme mekanizmaları kurulurken kadın eksenli politikalar izlenecek mi? Feminist barışın ne demek olduğu tekrar sorgulanmaya açılacak mı? Toplumsal cinsiyet eşitliği de aynı ölçüde güvence altına alınacak mı? Dolayısıyla devletin atması gereken çok fazla adım var ancak bu barışın toplumsallaştırılması meselesinde hepimize bir rol ve görev düşüyor” diye belirtti. 
 
‘Dahiliyetimizde ısrarcı olacağız’
 
Barışın toplumsallaşması, tüm sürecin erkeklerin kendi aralarında yürüttüğü bir süreç olmaktan çıkarmanın önemli olacağına vurgu yapan Berfin Atlı, barışın tahayyülünün tekrardan oluşması gerektiğini dile getirerek, “BİV her ne kadar yeni kurulmuş olsa da aslında kadınların barışı toplumsallaştırmak için verdikleri mücadelenin kuşaklararası deneyimlerini içeriyor. Barışın anlamı bizim için Kürt sorunun demokratik çözümünü içerdiği kadar toplumsal cinsiyet eşitliğinin güvenceye alınması, erkek şiddetinin son bulması, LGBTİ+’ların kriminalize edilmemesini de içeriyor. Biz öncelikle barıştan ne anladığımızı iyi şekilde ifade etmek istiyoruz. Erkek şiddetiyle militarizm arasındaki bağı da görünür kılmaya çalışacağız. Bunun pek çok yöntemi olabilir. Toplumun farklı bütün kesimlerine konuşmak derdimizi anlatmak bundan sonra yapacağımız şeylerden biri olacak. Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi olarak bu sorumluluğu hissediyoruz bu yüzden kurulduk. Barışın inşası sürecinden rolümüz var. Kadınların yaşadıkları hak kayıplarını teşhir edeceğiz. Barışın bizler için ne anlama geldiğini, kadınlar için ne anlama geldiğini neden elzem olduğunu toplumun farklı kesimlerine anlatmaya çalışacağız. Kürt sorununun eşitlikçi ve demokratik yollarla çözümü için elimizde geleni yapacağız, savaşın kadınlara 50 yılda ne kaybettirdiğini teşhir etmeye çalışacağız. Israrla bizim bu süreçteki aidiyetimizi yalnızca destekçi bir konumdan değil barış kavramının kendisini de sorgulamaya açarak dahiliyetimizde ısrarcı olacağız” sözlerini kullandı.  
 
‘Barışın neden önemli olduğunu anlatmak gerekiyor’
 
Berfin Atlı, son olarak şunları söyledi: “Topluma düşen aslında bunu bir siyasi uzlaşma ve güvenlik meselesi olarak da görmemek. Bunu toplumsal eşitliğin yeniden kuruluş imkanı olarak görmek gerekiyor. Toplumsal muhalefetin örülmesinde de önemli olanaklar sağlayabileceğini düşünmek ve yanımızda ki insana barışın neden önemli olduğunu anlatmak gerekiyor. Bu kişinin barışa dahil bir tahayyülü olmasa da, hiç barışı görmemiş bir gençte olsa ya da buna çok uzak şerhleri olan korkan, endişe duyan, kaygı duyan insanlarda olsa süreci idealize etmeden eleştirel yaklaşarak ama yani gerekliliğini de vurgulayarak yaklaşmak sorumluluğumuz.”