
Hasta tutsak Fatma Özbay, 28 yıldır inatla direniyor
- 09:03 19 Nisan 2025
- Güncel
Nazlıcan Nujin Yıldız
İZMİR - Hayallerinde özgürlüğü barındıran ve bu hayali gerçekleştirmek adına mücadele eden Fatma Özbay, ağır sağlık sorunlarına rağmen 28 yıldır direnişinden geri adım atmaz. Fatma Özbay’ın mücadelesi ve yaşama bağlılığı, duvarları aşıyor.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından yapılan “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının ardından, halklar, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve kadın örgütleri bu çağrıya destek verdiklerini belirterek, çağrının tarihi bir nitelik taşıdığını ifade etti. Sadece Kürdistan ve Türkiye halkları değil, dünyanın gözü ve kulağı da Abdullah Öcalan’dan gelecek çağrıdaydı. Bu destek yalnızca Türkiye ve Kürdistan ile sınırlı kalmadı. Çağrının ardından, Kürt sorunu başta olmak üzere ülkede büyüyen krizlerin bu önemli çağrı ve halkların çağrıyı sahiplenerek onurlu ve kalıcı bir barışın sağlanmasıyla çözüleceği vurgulanırken, halklar devletten de bir adım atmasını bekliyor. Bu konudaki en büyük beklenti ise cezaevlerindeki durum.
Her ne kadar Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşülmüş olsa da, tecridin devam ettiği hem Abdullah Öcalan’ın açıklamaları hem de cezaevlerinde artan hak ihlalleriyle anlaşılıyor. Özellikle hasta tutsakların durumu önemini korurken, bu konuda adım atılması da bekleniyor. Tutsakların umut hakkı, sağlığa erişimi, iletişim hakları ihlal edilirken, İdare ve Gözlem Kurulları ise tutsaklar için bir işkence yöntemi olarak kullanılıyor. Öte yandan, İmralı Cezaevi başta olmak üzere yüksek güvenlikli cezaevlerinde ve kadın kapalı cezaevlerinde yaşanan ihlaller, dışarıya yansıyanlardan çok daha fazla. Kadın tutsakların ise ayrı bir muameleyle karşı karşıya oldukları bilinen bir gerçek.
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) en son 2022 yılında paylaştığı rapora göre, Türkiye ve Kürdistan’da bulunan cezaevlerinde 651’i ağır hasta olmak üzere toplam bin 517 hasta tutsak bulunuyor. Yine aynı rapora göre, kadın hasta tutsakların sayısı 165. Bu 165 hasta kadın tutsağın 33’ü Ege Bölgesi cezaevlerinde bulunuyor. Durumu ağır olan hasta tutsaklardan biri de Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan Fatma Özbay. 28 yıldır mücadeleden bir adım geri atmayan, yaşama olan bağlılığı ile bilinen tutsaklardan Fatma Özbay, ağır sağlık sorunlarına rağmen tahliye edilmiyor.
Her Kürt gibi çocukken devlet baskısına tanık olur
Fatma Özbay, Agirî’nin (Ağrı) Bazîd (Doğubayazıt) ilçesinde, 5 çocuklu bir ailenin 4’üncü çocuğu olarak dünyaya gelir. Çocuk yaşlardayken devletin Kürdistan’da Kürtler üzerinde kurduğu baskılara tanık olur. Bu baskılara karşı mücadele yürüten Fatma Özbay, Kürt hareketiyle de çocuk yaşta tanışır. Ailesinin mücadeleci karakteri sayesinde Fatma Özbay Kürt hareketine ilgi duymaya başlar.
1994: ‘Raperîn’ olur
Liseye kadar Bazîd’de okuyan Fatma Özbay, daha sonra Doğubayazıt Belediyesi’nde memur olarak çalışmaya başlar. Uzun bir süre memur olarak çalışan Fatma Özbay, sistemden kaynaklı yaşam içerisindeki çelişkileri kabul etmeyerek memurluğu bırakır. Halk ve özgürlük mücadelesine katılmak ister; ancak çeşitli sorunlarla karşılaşır. Sistem içindeki çelişkiler, Fatma Özbay’ın yönünü özgürlük mücadelesine çevirir. Baskı, imha ve inkâr politikalarının en yoğun yaşandığı 90’lı yıllarda Fatma Özbay, hayalini kurduğu devrim için ilk adımlarını atmaya başlar. Erkek kardeşini devletle yaşanan çatışmalarda yitiren Fatma Özbay’ın bir ablası da 1992 yılında PKK’ye katılır. 1994 yılında Fatma Özbay da PKK’ye katılır. Bu tarihten itibaren kendisini “Raperîn” olarak tanımlar. İsyan anlamına gelen bu isim, Fatma Özbay’ın baskılar karşısındaki duruşunu simgeler.
7 Mayıs 1997’de tutuklanır
Fatma Özbay, 7 Mayıs 1997 tarihinde Şirnex’te gözaltına alınan ve tutuklanarak Mardin Midyat M Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilir. Ablası Gülser Özbay da 1992 yılında gözaltına alınır ve tutuklanır. Her iki kardeş de “Devletin Birliğini ve Bütünlüğünü Bozmak” iddiasıyla yargılanarak müebbet hapis cezasına çarptırılır. Askeri mahkeme tarafından Fatma Özbay’a da ablası Gülser Özbay gibi müebbet hapis cezası verilir.
Erzurum Cezaevi Fatma Özbay için tecride dönüşür
Arkadaşları tarafından yaşama bağlılığıyla tanınan Fatma Özbay, cezaevinde bu yönüyle bilinir. Midyat Cezaevi’nde ablası Gülser Özbay ile birlikte uzun yıllar kalır. 2012 yılında Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edilirler. Bayburt’ ta birlikte kalan iki kardeşten Fatma Özbay, 2017’de siyasi kadın koğuşunun boşaltıldığı Erzurum E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilir. Burada tek başına kalmaya zorlanır. Aynı dönemde meme kanserine yakalanır. Ancak bulunduğu cezaevinde tedavi için gerekli koşullar sağlanmaz. Kemoterapi tedavisi gören Fatma Özbay, bu süreçte saçlarını tırnak makası ile kesmek zorunda kalır çünkü cezaevi idaresi ona makas vermez. Sevk talepleri reddedilir, ablasının yanına gönderilmez. Buna rağmen yüksek moralli tutumunu koruyarak tedavisine katkı sağlar.
Fatma Özbay’ın sağlık sorunları
Fatma Özbay, meme kanseri dışında pek çok sağlık sorunuyla mücadele ediyor. Kemoterapinin etkisiyle sol göz retinası yırtılır, lazer operasyon geçirir. Sağ gözünde ara sıra siyah lekeler görülür. Kemik erimesi ise kanser tedavisiyle daha da ilerler. Sağ boğazında nodül tespit edilir ve 6 aylık kontrol önerilir. Sürekli baş dönmesi yaşayan Fatma, retina ameliyatı nedeniyle bazı teşhis hareketlerini yapamaz. Akciğerinde ve karaciğerinde leke tespit edilir; bu lekelerin radyoterapi kaynaklı olabileceği belirtilir, ancak takibi yapılmaz. Fatma Özbay’ın ayrıca kronik migren rahatsızlığı da bulunur.
Fatma Özbay’ın meme kanseri nedeniyle bir memesi alınmıştır. Bu durumun karaciğer, kemik ve rahme metastaz yapma ihtimali vardır. Buna rağmen tedavisi defalarca aksatılır, sağlık hakkı engellenir, hatta hücre cezası ile karşılaşır. Devlet hastanelerinin verdiği raporlara rağmen, Adalet Bakanlığı, İl Sağlık Müdürlükleri ve Meclis’e gönderilen mektup ve dilekçeleri yanıtsız bırakılır.
‘Mirî Birîndar Nabin’ öyküsü kitapta yer aldı
Fatma Özbay, sağlık durumunun biraz iyileşmesiyle ablasının bulunduğu Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’ne sevk edilir. Hâlen burada bulunan Fatma Özbay’ın sağlık sorunları devam eder. 28 yıllık cezaevi yaşamında makaleler, şiirler ve öyküler kaleme alır. Bu eserler uzun süre yayımlanmasa da, yakın zamanda cezaevindeki 10 kadının öyküleri kitaplaştırılır. Aram Yayınları’ndan çıkan, 112 sayfalık Zindandaki Kadınların Öyküleri kitabında Fatma Özbay’ın “Mirî Birîndar Nabin” adlı öyküsü yer alır. Kitap, Kürt PEN Kadınlar Komitesi, MED-DER, Kürt Edebiyatçılar Derneği, Amed Kürt Enstitüsü ve Amed TUHAY-DER tarafından hazırlanır; gazeteci-yazar Roza Metîna tarafından derlenir.
4 Nisan Masalı
Fatma Özbay’ın daha önce ajansımızda da yayımlanan ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan’da kaleme aldığı “4 Nisan Masalı” adlı şiirinin bir bölümünü tekrar sizlerle paylaşıyoruz:
“Üçüncü doğuş, bir gafletin kanlı eteğinde oldu.
İsyancı gülüşlerin sığınağı bir adada
Denizinden uzak dönmüş misali kendi dağından uzak
Kalpleri donduran o bilindik yalnızlığıyla baş başa Ve
Bu bir masal, bu kendisi bir masal olanın doğuşu, acılı bir doğuş
Her bahar umut örüyoruz onunla
Kayıp Masal oluyor Masal ülkesi
Yarattı yoktan ve yaratan O, aydınlık olan O
Aydınlık kıvılcımı dökülüyor masal ülkesine.
Güneş huzmeleri gibi engel tanımadan doğuyor, ışığıyla kutsuyor 4 Nisan’ı...
Kutluyor tüm doğuşları...
Kutluyoruz doğuşunuzu, doğuşumuzu... Kutlu ve mutlu olsun 4 Nisan Masalı
Nice özgür doğuşlara...
Fatma Özbay (Raperîn)