‘Festivalde önce kendimizi inşa etmeliyiz’
- 19:34 11 Ağustos 2024
- Kültür Sanat
XARPÊT - Dep Doğa ve Kütür Festivali’nde düzenlenen “Kültürel Soykırım” panelinde, “Bizler festivalde önce kendimizi inşa etmeliyiz, inancımıza, anadilimize sahip çıkmalıyız” denildi.
Xarpêt’in Dep (Karakoçan) ilçesinde düzenlenen 1’inci Dep Doğa ve Kültür Festivali ikinci gününde devam ediyor. Dep Belediyesi, Sanatça Organizasyon, Kiğı-Karakoçan-Adaklı-Yayladere-Yedisu İlçeleri Sosyal Yardımlaşma, Kalkındırma ve Kültür Derneği (KAYY-DER) ile Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) öncülüğünde düzenlenen festival Belediye Konferans Salonu’nda yapılan “Kültürel Soykırım” paneliyle devam etti. Tiyatro oyuncusu Özcan Ateş ve DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan’ın konuşmacı olarak katıldığı panelin moderatörlüğünü Musa Şanak yaptı.
‘Kayyımın ilk hedefi kültür alanları oldu’
Geçmişten bugüne Kürt kimliğine karşı saldırıların olduğunu ancak Amed Cezaevi’nde Kürt kişiliğinin bitirilmeye çalışıldığını söyleyen Özcan Ateş, buna karşı büyük bir direnişin ortaya çıktığını ve yapılanlara “dur” denildiğini ifade etti. 2000’lerden sonra belediyelerin kazanılmasıyla kaybedilen kültürel değerlerin, alınan yer isimlerinin verilmesiyle yeni bir döneme girildiğini hatırlatan Özcan, Ulus Devlet anlayışının AKP-MHP iktidarı ile Kürtlerin kazanımlarına bir kez daha saldırdığını aktardı. Bugün devletin tekrardan Kürtçeye saldırdığını söyleyen Özcan, “15 yıl içerisinde var edilen bütün kazanımlar kayyımların atanması ile yok edilmeye çalışıldı. Bu yüzden kayyımların ilk hedefi kültür alanları oldu. Çocuklar ve kadınlar için yapılan çalışmalar yasaklandı, sona erdirildi. Farklı düşüncelerin adı altında yok edilmeye çalışıldı. Bütün bunlara karşı direnişte devam etti. Ama bugün yürütülen politikaların sonucunda büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Son 20 yılda zorla Türkçe öğrenen bizlerin çocukları bugün Kürtçe konuşamıyor. Bu yüzden de daha derin düşünmeliyiz. Yaşamın her alanında kültüre ve dile sahip çıkmalıyız” dedi.
‘Festivalde önce kendimizi inşa etmeliyiz’
DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, inanç asimilasyonu üzerine konuştu. Kadriye, “Festival denince bir kutlama ya da bir bayram algılarız. Ancak bizler festivalde önce kendimizi inşa etmeliyiz, inancımıza, anadilimize sahip çıkmalıyız. Kimliğimizle onurlu yaşamı elde ettikten sonra festivali kendi anlamıyla yaşatabilir, coşarak kutlama yapabiliriz” dedi.
1921 Anayasası vurgusu
1921 Anayasası’nda hem Alevilerin hem Kürtlerin kendisini yeni Cumhuriyette ifade edeceğinin, Alevilere de inançlarını özgürce yaşayacakları bir vaatte bulunulduğunu söyleyen Kadriye, fakat 1924 Anayasası’yla Türkiye’de ki vatandaşların “Türklük” ve “İslam” üzerinden tanımlandığını söyledi. Kadriye, “Yani bu ülkede vatandaş olarak Türk olacaksın ve Müslüman olacaksın ya da bu tanımların dışında olan vatandaşın payına soykırım, katliam ve yoğun bir asimilasyon düşüyor” diye ifade etti.
‘Alevileri İslam içinde eritmek istediler’
Dêrsim ve Qoçgiri katliamlarını hatırlatan Kadriye, “Hakları ve inançları yok edilmek istenen Kürtler, Aleviler tarihte hep devlet eliyle, derin devlet diyeceğimiz kirli politikalarla yok edilmek istendiler. En büyük örneği Mereş katliamıydı. Yine Kürtler ve Aleviler ‘artık özgür ve eşit yaşamak istiyoruz’ dediklerinde yine 1980 darbesiyle yüz yüzde kaldı. 12 Eylül darbesiyle yaratılmak istenen kindar ve dindar bir nesil yetiştirilmek istendi. Şuan AKP-MHP iktidarı 12 Eylül’ün yetiştirmek istediği kindar ve dindar neslin ürünüdür. 12 Eylül Kürtler ve Aleviler üzerinden deyim yerindeyse buldozer gibi geçti. Burada kendini ayakta tutabilen Kürtler, bu anlayışa karşı mücadele ederek kendilerini koruyarak bugüne getirebildiler. Ama Aleviler üzerine planlanan çok ağır bir proje vardı. 1980 sonrası Demirel iktidarı, Cem Vakfı ve Fethullah Gülen üzerinden Cemevi ve cami birlikte projesi hayata geçirilmek istendi. Bu projeyle Aleviliği İslam içinde eritmek istediler” diye konuştu.
Panel soru cevapla son buldu.