Hayalleri özgürce yaşanabilecek bir ‘Kadın kenti’
- 09:07 10 Kasım 2025
- Güncel
Şehriban Aslan
AMED - Kadın kenti çalışmalarına ilişkin değerlendirme yapan Amed Kadın Akademisi Üyesi Müzeyyen Akıncı, kadınların her alanda özgürce yaşayabilecekleri, korkusuzca sokaklara çıkabilecekleri, her yerde erkeklerin de “Jin var” diyebileceği bir kadın kentinin hayalleri olduğunu söyledi.
Amed Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde önceki gün “Kadın kentlerine doğru” şiarıyla bir buluşma gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen buluşmada Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partili (DEM), belediye eşbaşkanları ve kentte bulunan çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Buluşmada söz alan katılımcılar bir kentin nasıl kadın kenti olması gerektiğini, kentteki eksiklileri ve kadınların taleplerini dile getirdi. Buluşmaya katılan kadınlardan biri de Amed Kadın Akademisi Üyesi Müzeyyen Akıncı’ydı…
Müzeyyen Akıncı, bir kadın kentinin oluşturabilmek için gerekli alt yapının hazır olması gerektiğini ve aslında kadın kenti oluşturmanın hiç de zor olmadığını anlattı.
Müzeyyen Akıncı, kadınların her alanda özgürce yaşayabilecekleri, korkusuzca sokaklara çıkabilecekleri, her yerde erkeklerin de “Jin var” diyebileceği bir kadın kentinin hayalleri olduğunu söyledi. Bunu oluşturmanın kolay bir iş olmadığını belirten Müzeyyen Akıncı, “Dünyanın en zor işlerinden biridir. Örneğin bizim bu konuda kentimizin çok güçlü deneyimleri ve çok güçlü geçmişi var. Kadın platformlarından, kadın partileşmesinden, parti çalışmalarından, kurumlardaki çalışmalardan gelen kadınlarız. Her şey denendi her şey yapıldı ama bunların devamlılığı ve sürekliliği çok önemlidir burada. Sürekliliğini sağlayabilmek için de belediyelere bağlı olarak sığınma evleri açıldı. Bu sığınma evlerini olduğu gibi bırakmaktan ziyade bu sığınma evlerindeki kadınları istihdam edebileceğimiz alanlar oluşturabilmek gerekir” dedi.
‘Kamboçya örneği var’
Kadının kendini şiddete mecbur görmemesi gerektiğine dikkat çeken Müzeyyen Akıncı, “Kadın, ‘ben eşimden şiddet görüyorum, eşimden şiddet gördüğüm için geldim, 3 ay 4 ay sığınma evinde kaldım, ondan sonra ben ne olacağım’ diye sormamalıdır. Bunun endişesini kadın kafasından silebilmelidir. Bunu silebilmek için de kadının ekonomik olarak ayakları üzerinden durabilmesi gerekiyor. Bu nerden geçer sığınma evlerine bakan belediyelerimizin, STK’lerin oluşturmuş olduğu istihdam alanlarının yani kadının kendi üretip kendi tüketebileceği alanlar olmalıdır. Örneğin bir kadın köyü hayalimiz var, kadın köyü hayalimizde bunun dünyada da örnekleri var. Kamboçya’da kadınlar bir araya gelmiş, kendilerine bir ev inşa etmiş, sonra da orada üretime dahil olmuşlar. Tarlalara sebze, meyve her türlü şey ekip biçmişler. Yani yiyeceklerini, içeceklerini, hayvansal ürünlerini… Kadınlar orda öyle bir dayanışmanın içine girmişler ki ve bu dayanışma onlara aynı zamanda kadınlarla komünal bir yaşama zorlamış. Komünal yaşamda da birliktelik gelişmiş birliktelik gelişen yerde ne olur? Sevgi olur birbirlerine tutunma olur, birbirlerinin sorunları ile gerçekten konuşabilmek bir şeyleri üretebilmek kadına haz verir, mutluluk verir. İşte özgür kadının tablosu budur yani bunu oluşturabilmemiz gerekiyor” sözlerine yer verdi.
‘Kadın kenti oluşturmak çok zor değil’
Kadın kentinin Amed’de ya da başka bir kentte oluşturulmasının tam olarak istendiğinde gerçekleştirilebileceğine de vurgu yapan Müzeyyen Akıncı, “Ben sloganvari söylemlere karşıyım işte ‘kadına şiddete hayır’ sloganı gibi. Tamam, güzel ama bunun altını nasıl doldurabiliriz, bir kadına nasıl ulaşabiliriz, o kadına ulaştığımız zaman bunu devamlılığını getirebiliyor muyuz? Yoksa bunu görev olarak mı görüyoruz yani bütün bunlarda samimi bir tavır sergileyebilmemiz gerekiyor. Ben bunları vurgulamak istiyorum bir de ben komünleri çok önemsiyorum. Örneğin komünlerde nasıl olabilmeli belediyeler bünyesinde bu mahallelerde olur, parklarda olur, köylerde komünler oluşabilir veya sitelerde oluşabilir. Komünler dediğimizde kadınların kendi ihtiyaçları temelinde şekillendirilmelidir. Bir kadının üretime ihtiyacı vardır, paraya ihtiyacı vardır, sağlığa, eğitime bunların hepsini kadınlar kendi aralarında yapmalı ve bu komünü örgütleyen belediye ise onlara rehberlik yapabilmelidir” şeklinde konuştu.
‘Sitedeki kadınlara da dokunmamız gerekiyor’
Saydıklarının çok önemli çalışmalar olduğuna vurgu yapan Müzeyyen Akıncı, “Bunların altına imza atmak gerekiyor. Örneğin kadın buluşmasında içerde de belirtildi; bizim çok lüks sitelerimiz var. 75’inci Yol ve 50’inci Yol’da apartmanlar büyük lüks içindeler. Devasa apartmanlarda yaşayanların hiç mi sorunu yok. Örneğin biz kadın kenti oluşturduğumuz zaman oradaki yaşayan kadınları görmemezlikten mi geleceğiz? Onlara da dokunmamız gerekiyor, bir noktada çocuklarına, çocuk eğitimine, spora, sağlığa da dokunmalıyız. Her noktada onlara da dokunmamız gerekiyor. Bu mücadele uzun vadeli bir mücadeledir. Her yaptığımız çalışmadan sonra iyi şeyleri doğurabilecek, iyi şeyleri getirebilecek bizim artılarını görebildiğimiz pozitif dönüşlerini kadın örgütlüğünü yaratabilmek için; kadınların sadece söylemde değil pratikte oluşturacağı çok önemli çalışmalar yapması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.







