Katledilen kadınlar için yürüdüler: Mücadeleden vazgeçmiyoruz!
- 19:14 25 Haziran 2025
- Güncel
AMED - Artan kadın katliamlarına karşı yapılan yürüyüş sonrası gerçekleştirilen açıklamada, fail Remzi Kayaalp tarafında katledilen Gülizar Yıldız’a dikkat çekilerek, katliamlara karşı mücadelenin süreceği vurgulandı.
Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) ile Şiddetle Mücadele Ağı, “Kadın cinayetlerine karşı isyandayız” şiarıyla kadın katliamlarına karşı yürüyüş gerçekleştirdi. Amed Büyükşehir Belediyesi önünde başlayan yürüyüş Şex Seîd (Dağkapı) Meydanı’na kadar sürdü. Yürüyüşe, kadın kurumları ve çok sayıda kadın katıldı. Kadınlar, “Emê feraseta ku jiyane dikije bişkînîn”, “Li hembere tundiye bedeng nemine”, “Öfkeliyiz isyandayız”, “Jin, jiyan, azadi” yazılı dövizler taşırken, açıklamada “Kadın cinayetlerine karşı isyandayız” pankartı açtı.
Burada ilk olarak kısa bir konuşma gerçekleştiren Rosa Kadın Derneği Başkanı Suzan İşbilen, Şirnex’in Silopiya (Silopi) ilçesinde katledilen Gülizar Yıldız’ın katledilme sebebinin eril zihniyetin kadınların özgürlüğüne olan tahammülsüzlüğünden kaynaklandığını belirtti. Suzan İşbilen, tüm katliamlara karşı mücadele etmeye devam edeceklerinin altını çizdi.
‘Kadınların boğazında düğümlenen bir feryat’
Ardından konuşan Arzu Koç, Türkiye'de kadın katliamlarının artış göstermesine dikkat çekti. Arzu Koç, devamında Gülizar Yıldız'ın (29) fail Remzi Kayaalp tarafından katledilmesine dikkat çekerek, "Her gün yeni bir can alarak içimizi dağlıyor. Şırnak'ın Silopi ilçesinde, gencecik bir hayat daha söndü: 29 yaşındaki Gülizar Yıldız. Çalıştığı lokantada, iş arkadaşı Remzi Kayaalp'in bıçak darbeleriyle hayata veda ettiğinde, sadece bir can değil, aynı zamanda binlerce kadının yüreğindeki umut da bir kez daha kırıldı. Bu sadece bir cinayet değil; bu, eril zihniyetin ve cezasızlık kültürünün acımasız bir teşviki, biz kadınların boğazında düğümlenen bir feryat" dedi.
‘Şiddet vakaları görmezden geliniyor’
Gülizar Yıldız'ın katledilme sebebinin cezasızlık politikalarından kaynaklandığını belirten Arzu Koç, "Gülizar'ın sessiz çığlığı, iktidarın yıllardır görmezden geldiği, toplumun iliklerine işlemiş eril zihniyetin trajik bir yansıması. Göz göre göre canımızdan can gidiyor, çünkü kadınların ve çocukların yaşam hakları, 'Toplumsal Cinsiyet' eşitsizliği adı altında eziliyor. Bu kelime, artık bir suç haline gelmişken, bizler sessizce ölüyoruz. Cezasızlık, bu cinayetleri besleyen en zehirli yaklaşımdır. 2021'de İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesi ve 6284 sayılı yasanın uygulanmasındaki ihmaller, kadınları eril zihniyetin insafına terk ediyor adeta. Kadınların feryatları sağır kulaklara çarpıyor, şiddet vakaları görmezden geliniyor. Ne acıdır ki, karakol kapılarında medet uman kadınlara uzanmayan eller, cinayetleri 'geliyorum' diyen bir felakete dönüştürüyor" ifadelerini kullandı.
‘Kadın mücadelesi ve dayanışması oldukça umut bitmeyecek’
Kadın katliamlarının politik olduğunun vurgulayan Arzu Koç, "Gülizar Yıldız'ın hikayesi, bu sistematik zulmün kişisel bir yansıması olsa da, çok daha fazlasını fısıldıyor. 29 yaşında, garsonluk yaparak hayatını kazanmaya çalışan ama aynı zamanda, eril zihniyet mücadelesine omuz verirken erkek devlet şiddetinin sonucu olarak cezaevlerinde bedel ödemiş bir emekçiydi. Onun ölümü, sadece bir canın kaybı değil, aynı zamanda kadınların özgürlük mücadelesine vurulan bir darbedir. İktidarın asıl hedeflediği kadınların mücadelesini boşa çıkarma ve umutsuzluğu aşılamadır. Oysa ki biz kadınlar biliyoruz ki; Kadın mücadelesi ve dayanışması var oldukça umut hiç bitmeyecek" diye belirtti.
‘Kadınların sesine kulak verilmediği sürece kayıplar devam edecek’
Arzu Koç, kadın katliamlarına karşı mücadelelerini sürdüreceklerinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Kadın cinayetlerine karşı mücadeledir. Amacımız sadece katilleri cezalandırmakla sınırlı değildir. Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet sonucu oluşan toplumsal yaranın sarılması için toplumun her zerresinde cinsiyet eşitliğini sağlayacak politikalara, eğitim sisteminde köklü bir dönüşüme, yargı ve kolluk kuvvetlerinde kadın odaklı bir yaklaşıma acilen ihtiyacımız var ama önce, kadın düşmanı söylemlerden ve politikalardan vazgeçilmeli. Bu mücadele, sadece faillerin cezalandırılması değil, aynı zamanda kadınların korunma taleplerinin ciddiye alındığı, şiddetin en başından engellendiği bir sistem demek. Kadınların sesine kulak verilmediği sürece, bu acılar, bu kayıplar maalesef devam edecek.”
‘Yaşamın mümkün olduğunu biliyoruz’
Arzu Koç, "Bizler , kadın dayanışması ve örgütlü mücadele, bu eril düzeni değiştirip dönüştürmede en büyük gücümüz olduğunu biliyor. Köklü mirasımızdan aldığımız güç ile Onurlu , özgür ,adil bir yaşam ,için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğimizi yineliyoruz. Çünkü Jın Jiyan Azadi felsefesine inanan biz kadınlar ölmek ve öldürmek değil yaşamak ve yaşatmanın mümkün olduğu bir yaşamın olduğunu biliyoruz" diye konuştu.
Açıklama, "Jin, Jiyan, azadî" sloganları ve yapılan oturma eylemi ile sona erdi.