
MKG ve DFG: Gerçeğin izini sürmeye devam edeceğiz
- 09:59 22 Nisan 2025
- Güncel
HABER MERKEZİ - MKG ve DFG, 22 Nisan Kürt Gazeteciler Günü’ne ilişkin yaptığı ortak açıklamada, "Gerçeğin izini sürmeye devam edeceğiz" dedi.
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), 22 Nisan Kürt Gazeteciler Günü dolayısıyla ortak bir yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada, Kürt gazeteciliğinin 127 yıllık tarihine ve direniş geleneğine dikkat çekilirken, özellikle kadın gazetecilerin mücadelesinin altı çizildi.
Uluslararası kamuoyuna da çağrı yapılarak, “Kürt gazeteciliğine yönelik baskılara sessiz kalmayın” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“127 yıl önce atılan ilk adım, bugün hâlâ karanlığa karşı yanan bir meşaledir. Kürt halkının tarihsel hakikatini yazmak uğruna baskıya, sürgüne ve ölüme göğüs geren basın emekçilerini selamlıyoruz. 22 Nisan Kürt Gazeteciler Günü vesilesiyle, hakikatin sesi olmayı sürdüren tüm meslektaşlarımızı yürekten kutluyor, yaşamını yitiren tüm gazetecilerin önünde saygıyla eğiliyoruz.
Sürgünde doğan bir basın geleneği
Kürt gazeteciliği, 22 Nisan 1898’de Miktad Midhat Bedirhan tarafından Kahire’de çıkarılan “Kürdistan” gazetesiyle tarih sahnesine çıktı. Ancak bu ilk yayın bile kendi yurdunda değil, sürgünde doğmak zorunda kaldı. Osmanlı’nın baskıları nedeniyle gazete Kahire’den Cenevre’ye, oradan da Londra’ya taşındı. 1902’ye kadar toplam 31 sayı yayımlanan bu gazete, yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda Kürt halkının kendi sesiyle tarih sahnesine çıkma iradesinin bir ifadesiydi.
Sansür, sürgün ve katliamların gölgesinde gazetecilik
Bu gazete, Kürt basınının kaderini de şekillendirdi: Sansür, sürgün, kapatma, tutuklama ve katliamlar… Bugüne kadar dört parça Kürdistan’da yüzlerce Kürt gazeteci tutuklandı, ağır cezalara çarptırıldı, onlarcası faili meçhul bir şekilde katledildi. Gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklamalar hala devam ediyor. Bu durum, Kürt basınına yönelik baskıların ne denli temelsiz ve keyfi olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Baskılar sistematik susturma politikasıdır
Bu tablo bir tesadüf değil, sistematik bir susturma politikasının ürünüdür. Kürt gazeteciliği, devlet politikalarının gözünde bir 'tehdit' olarak görülmeye devam ediyor çünkü hakikatin kendisi, baskıcı rejimler için daima rahatsız edicidir. Ancak tüm baskılara rağmen Kürt basını, halkın gerçeklerini yazma ısrarından asla vazgeçmedi. İşte bu nedenle bugün, bu gelenek sadece 'Kürt gazeteciliği' olarak değil, aynı zamanda 'özgür basın' olarak da anılıyor.
Kadın gazetecilerin direnişi
Özellikle kadın gazeteciler, bu mücadelenin en ön safında yer almakta, hem kadın kimlikleriyle hem gazeteci kimlikleriyle çifte baskıya maruz kalmaktadır. Bu mücadeleyi daha da büyütmekte, kadınların özgür sözünü her alanda görünür kılmak için çabamızı sürdürmekteyiz.
Dijital baskılar sürüyor
Basın özgürlüğüne yönelik baskılar dijital medyada da sürmektedir. Dijital medya yasakları, erişim engelleri ve dijital takip araçlarıyla gazetecilerin sesi kısılmaya çalışılmaktadır. Ancak bizler biliyoruz ki, bu halkın gerçeğe susamışlığı tüm yasaklardan daha güçlüdür. Genç gazetecilere de buradan sesleniyoruz: Bu onurlu mücadele sizin omuzlarınızda yükselecek. Sizler, özgür basın geleneğinin yeni kuşağısınız. Kaleminiz özgür, sesiniz gür, cesaretiniz tarihle yoldaş olsun!”
Uluslararası kamuoyuna çağrı
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği olarak; 127 yıllık bu onurlu direnişin mirasçılarıyız. Bu vesileyle yaşamını basın özgürlüğü uğruna yitiren tüm gazetecileri saygıyla anıyor, dört parça Kürdistan’da ve diasporada hakikat mücadelesini sürdüren tüm basın emekçilerinin yanında olduğumuzu bir kez daha kamuoyuna ilan ediyoruz.
Son olarak, uluslararası basın örgütlerine, insan hakları kuruluşlarına ve vicdan sahibi tüm çevrelere çağrımızdır: Kürt gazeteciliğine yönelik baskılara sessiz kalmayın. Gerçekleri yazmak, halkın doğru bilgiye ulaşma hakkını savunmaktır. Bu mücadele yalnızca gazetecilerin değil, toplumun vicdanıdır. Biz susmayacağız. Gerçeğin izini sürmeye devam edeceğiz.”