Gençlerden demokrasi çıkışı: Bu hayat bizim!

  • 09:03 15 Nisan 2025
  • Güncel
Melike Aydın 
 
İZMİR - Ekonomik kriz, kayyımlar, geleceksizlik ve “aile yılı” ilanı... Gençler tüm bu baskılara karşı özgürlük ve demokrasi talepleriyle sokağa çıktı. “Bu hayat bizim” diyerek meydanları dolduran gençler, üniversitelerde iç demokrasi ve eşit yaşam hakkı istiyor.
 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve ilçe belediyelerine yönelik soruşturmalar sonucunda İBB  Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun  da aralarında olduğu çok sayıda kişinin gözaltına alındığı 19 Mart gününden itibaren sokaklar, hem kayyımlara hem de antidemokratik uygulamalara karşı yurttaşların protestolarına sahne oluyor. Ezici çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu eylemciler, sokağa çıkma gerekçelerinin başında geleceksizlik, ekonomik kriz, hükümetin aile yılı ilanı gibi nedenleri sıralarken, asıl neden olarak demokratik bir toplum isteğine dikkat çekiyor.
 
‘Öğrenciler diplomalarının bir gecede iptal edilebileceğini gördü’
 
Halkın biriken öfkesinin sokağa yansıdığını ifade eden Kampüs Cadıları’ndan Sena Tekin, “İlk günlerde öğrencilerin çoğu, okurken çalışmak zorunda oldukları okulların diplomasının bir gecede iptal edilebildiğini gördüklerini söylediler. Daha somut şekle boykotla büründü. Öğrencilerin doğrudan temsilcileriyle rektörlük tarafından muhatap alınması istendi. Aslında bir yapı oluşturma ve bu yapının özne olarak muhatap alınma talebiyle birleşti. Şu an tutsak öğrencilerle birlikte üniversite tarafından sınavlara yönelik bir çözümün bulunmasına dair talepler söz konusu” diye belirtti.
 
‘Aile yılı ilanına tepki’
 
Bu yılın aile yılı ilan edilmesinin, kadınların hayatına yönelik baskıların özgürlüğe ket vuran bir noktada bulunmasının da genç kadınların sokağa çıkmasında etkili olduğunu ifade eden Sena Tekin, “Gözaltında taciz edilen kadınların, devletin ne kadar erkek devlet olduğu ile de tanışması açısından önemliydi” dedi.
 
‘Özgürlük dürtüsü ve demokrasi talebiyle sokağa çıkıldı’
 
Aslında öğrencilerin bir özgürlük dürtüsüyle sokağa çıktığını ifade eden Sena Tekin, “Bu baskılar ve hayatın nereye gittiği kaygısının canlara tak ettiği noktada kitleselleşti. Özgür, demokratik bir üniversite ve demokrasiyle buluşan bir hayatın talebi söz konusuydu. Kitlesel eylem olduğu için çok farklı çevrelerden insanlar geldi ama temel istek demokrasiydi. 18-19 yaşında AKP ile büyümüş gençler, sistemin en büyük zorluğunu onlar yaşamış. Dolayısıyla kendini açığa çıkaran bir demokrasi talebi kendini dayatıyor. Demokrasi, ekmek su gibi yaşamsal bir noktada duruyor” sözlerini kullandı. 
 
‘Üniversite içi demokrasi talebi’
 
Sistemin ya yandaş olmayı ya da zincirin ezilen halkasında yer almayı dayattığını kaydeden Sena Tekin, “Toplumun kesimleri kalmadı, ikiye bölündü. Ya iktidarın parçası ya da tam karşısında bulunmak zorundasın. Başlarda eylemler soyutken, sonrasında talepler boykot komitelerinden çıktı. Gençler neden yürüdüğünü bile bilmiyordu. Genel olarak üniversitede söz sahibi olma, rektörler tarafından muhatap alınma, kayyım rektörlerinin gitmesi talep edildi. Yani yine üniversite içi bir demokrasi talebi vardı aslında” diye belirtti. 
 
‘Asıl neden ekonomi’
 
Üniversite öğrencisi Rüya Zeynep Altıkızlar, panik atak hastası olmasına rağmen eylemlere katıldığını dile getirdi. Rüya Zeynep Altıkızlar, “Bence çoğumuzun buraya çıkmasının temel sebebi ekonomik sıkıntılar. Öğrenciydim, geçen yıl okulu bıraktım. Geçinecek bir durumumuz olmadığı için” şeklinde konuştu. 
 
‘Kadınlar güvende değil’
 
Kadın katliamlarının da yüksek olduğunu belirten Rüya Zeynep Altıkızlar, “Kendimizi güvende hissetmiyoruz. Bu konuda dayanışabileceğimiz insanları buldukça bu fırsatı da değerlendirmek istedik” diye kaydetti. 
 
‘Hukuksuzluğa karşı dışarıdayız’
 
Ortada bir hukuksuzluk bulunduğunu ve herkesin eşit şartlarda yargılandığı, adaletin herkese eşit uygulandığı bir hukuk sistemini destekledikleri için dışarıda olduklarını ifade eden TİP üyesi Pınar Alp şöyle konuştu: “Seçilmiş Hatay Milletvekilimiz de hukuksuz şekilde içeride. Buradaki topluluklar belirli partilere ait değil. Herkese, iktidara ve ana muhalefet partisi CHP’ye sesleniyoruz: Halk olarak bu adaletsizliğe ve hukuksuzluğa dur demek istiyoruz. Kendi haklarımıza kendimiz sahip çıkıyoruz. Onun için tüm siyasilere çağrımız, buna yönelik hareket etmeleridir. Boykotlar ise birlikte olduğumuzda ne kadar güçlü olduğumuzu; hangi siyasetten gelirsek gelelim adalet ve hukuk karşısında birlikte olabildiğimizi gösteriyor.”
 
‘Kayyımlara karşı sokaktayız’
 
Üniversite öğrencileri olarak tüm halkın hakkını savunmak için sokakta olduklarını belirten üniversite öğrencisi Roni Ceylan, “Burada bütün halkın hakkını savunmak için buradayız. Gerek ekonomik boykotla gerek eylemlerle ayakta olacağız. Hakkımızı savunacağız. Belediyelere atanan kayyımlara da, üniversitelere atanan kayyımlara da hayır diyoruz. İlk eyleme memleketimin başkanı Gülistan Sönük’ün pankartıyla çıktım. Herhangi bir belediyenin hakkını savunmak için burada olacağız” ifadelerine yer verdi. 
 
Göztepe’de Kürtler ve kadınlara yönelik nefret söylemleri
 
Eyleme sarı, kırmızı ve yeşil dövizlerle çıktığını ve dövizlerin çok beğenilip paylaşıldığını dile getiren Roni Ceylan, “Fakat Göztepe’de yaptığımız eylemde ‘Kürtler de burada direniyor’ stickerlarımız sistematik olarak söküldü ve bize kötü bakışlar atıldı. Bunların hepsi bölücülük; kadınları, queerleri, Kürtleri alandan uzaklaştırmak için azınlıklara karşı uygulanan bir bölücülük. Çok fazla bölücü, kadınları ve Kürtleri aşağı çeken slogan atıldı” diye ekledi.