
HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş: Bizler milyonlarız!
- 16:38 14 Mart 2025
- Güncel
İSTANBUL - İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri açıklamasında konuşan HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, HDK’nin milyonlar olduğunu altını çizerek, “Siz HDK’den bir suç örgütü çıkaramazsınız. Biz her yerde mücadeleye devam edeceğiz. Bizler parçalayıp, ayrıştıramayacaksınız” dedi.
İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik operasyonlara ve Kent Uzlaşısı'nın kriminalize edilmesini ilişkin, "Milyonlarız mahkum olmayız" şiarıyla Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya HDK Eş Sözcüleri Meral Danış Beştaş, Ali Kenanoğlu ile çok sayıda siyasi parti, sendika, kurum, kuruluş temsilcileri katıldı. “Milyonlarız mahkum olmayız” pankartının taşındığı açıklamada, ”Saray iktidarı yenilecek”, “İş, ekmek, özgürlük”, “Baskılar bizi yıldıramaz” yazılı dövizler taşındı. Açıklamada, “Yasaklar sizin, mücadele bizim”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Milyonlarız mahkum olmayız”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı.
Açıklamada ilk olarak konuşan HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, operasyonun 15 yıl sonra yapıldığını anımsatarak, HDK’ye yönelik saldırıların aynı zamanda emekçilerin, kadınların, Kürtlerin mücadelesine yönelik bir saldırı olduğunu vurguladı. “Zaman ayarlı” bir operasyon olduğunun altını çizen Meral Danış Beştaş, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na soruyorum. Sizden önceki savcılar ne yaptılar? Eğer bir suç var ise 15 yıl neden beklediniz, siz de bu suça ortak mı oldunuz, yardım yataklık mı yaptınız? Tabi ki suç olmadığını siz de iyi biliyorsunuz. Demokrasi, insanca mücadele talebi dünyanın hiçbir yerinde soruşturma meselesi olamaz” dedi.
Bin 640 kişilik listenin bilerek basına servis edildiğini ifade eden Meral Danış Beştaş, dosyanın “emir ve talimat” ile açıldığının itiraf edildiğini söyledi. İktidarın sözünü eleştiren, insanca yaşamı savunan herkesin “suçlu” olarak yaftalandığını vurgulayan Meral Danış Beştaş, şu ifadelere yer verdi: “Biz bugün dilekçelerle geldik. Sabaha karşı insanları yüz üstü yatırarak, evlatların kafasına silah dayayarak, operasyon süsü verdiğinizi iyi biliyoruz. Siz arkadaşlarımız hakkında tutuklama kararı sonrası gidip arkadaşlarımıza çıplak aramada yaptınız. Sevgili Pınar Aydınlar da olduğu gibi kendisinin kafasına silah dayadınız. Çünkü servis etmek istediğiniz görüntüler bunlar. Topluma korku ve gözdağı salmak istiyorsunuz. Çıplak arama, silah dayama en büyük suçlardır. Bu suçların peşini bırakmayacağız.
Kime oy vereceğimizi iktidara mı soracağız
Kent Uzlaşısı sebebiyle de HDK’yi de katarak operasyon çıkardınız. Belediye Meclis üyelerini tutuklattınız. Yani insanların oy verme iradesine tutuklama kararı çıkardınız. İttifakı size mi soracağız, kime oy vereceğimizi iktidara mı soracağız? Böyle bir şey olabilir mi? Ve sevgili Fırat Epözdemir, İstanbul Barosu hedeflenerek, tutuklandı. Oraya da HDK yazıldı. Önce hangi kesime, kuruma göz dağı verelim kararını veriyorlar, sonra operasyonun altına imza atıyorlar. Türkiye’de demokrasiden, haktan, insanca yaşamdan yolu geçen herkesin yolu HDK’den geçmiştir. Öyle saçma şeyler var ki, ‘Zoom toplantısına katıldınız’, ‘Listelerde isminiz’ var vesaire. Listeleri karıştırmayın hepimiz buradayız ve siz büyük yanılıyorsunuz. Biz bin 640 kişi değil, biz milyonlarız. 40’ı aşkın bileşenimizle, partilerle, derneklerle, federasyonlarla, vakıflarla HDK’liyiz. Siz HDK’den bir suç örgütü çıkaramazsınız. Biz her yerde mücadeleye devam edeceğiz. Bizi parçalayıp, ayrıştıramayacaksınız.
‘Hodri meydan’
27 Şubat’ta Sayın Öcalan’ın ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı Türkiye’de çözümden yana azıcıkta olsa bir umut belirmişken, siz ne yapmaya çalışıyorsunuz. Barış ve demokrasiyi ayıramazsınız, Kürtlerin hak ve özgürlüklerinin tesisi demokratikleşmeden geçer. Demokratikleşmede Kürt meselesinin çözümünden geçer. Biz size rağmen barış ve demokrasi mücadelesini kar topu misali mücadelesini büyüteceğiz. Arkadaşlarımızın ellerinde dilekçeleri var. Savcılar evlere gitmesin gelin buradayız. Hodri meydan. Gelin hangi ifadeyi alacaksınız. Ne soracaksanız sorun.
Alevi katliamı
Suriye’de bir Alevi katliamı yaşanıyor. Bu da bize birlikte yan yana mücadeleyi dayatıyor bize. Bu katliamı da en sert şekilde kınıyorum. HDK olarak herkesin sesi, soluğu olmaya devam edeceğiz. Bu sesi susturamayacaksınız.”
‘Kazanacağız’
Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel ise yargılamaların siyasal olduğunu ve bunlara son verilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Barış kazanacak, demokrasi kazanacak. Özgürlük için yürüyen halklar kazanacak” belirtti.
Mücadele vurgusu
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Yardımcısı Ali Ekber Cömert ise ülkenin bu operasyonlarla zarar gördüğünü ifade ederek, “Gerçek gündemler unutulmaya çalışılıyor. Adeta kendi iktidarlarını sürdürmek için bütün uygulamaların devreye konduğu her yolun mubah sayıldığı bir süreci yaşıyoruz. Bu baskılar, saldırılar bizi yıldıramaz. Hep birlikte herkesin huzur içinde yaşayacağı günleri başarana kadar mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.
‘Elimizden gelen her şeyi yapacağız’
Akademisyen Fatma Gök de, “Esas tehdit olarak görülen bu düzenin değişmesini hak mücadelesinin yenilgiye uğramasını isteyen kişilere karşı ortak bir mücadelenin yargılanmasıdır bu. Bu çok haksız. Arkadaşlarımızın bir an önce normal hayatlarına dönmesi lazım. Biz dışarıda olanlar elimizden gelen her şeyi yapmaya azimliyiz” ifadelerini kullandı.
Sahiplenme vurgusu
Ardından ortak basın metnini HDK Genel Merkez üyesi Yağmur Yurtsever okudu. Yağmur Yurtsever Orta Doğu’da sömürü ve baskının arttığını ifade ederek, Türkiye’de ise çatışmasızlıktan söz edilirken, savaş ve barışın birbirine karıştırıldığını söyledi. Yağmur Yurtsever, “Abdullah Öcalan’ın ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın açıklanmasından birkaç gün önce, barışa, onurlu, eşit, özgür koşullarda birlikte yaşamaya bir kapı açılması olanaklarından söz edilmeye başlanmışken, siyasal düzenin yıllardır kullanılan araçları arasında yer alan yargı operasyonlarına biri daha eklendi. Avukat görüşü kısıtlamalarının, gizlilik kararlarının da eksik olmadığı uzatılmış bir gözaltı süresinden sonra 30 arkadaşımız tutuklandı. Tutuklanan arkadaşlarımızın emek, barış ve demokrasi mücadelesine şahidiz, arkadaşlarımızı sahipleniyoruz. Tutukluların ve ev hapsi ya da adli kontrolle serbest bırakılanların yanı sıra binlerce kişinin yer aldığı soruşturma dosyalarından söz ediliyor” diye belirtti.
‘Mücadeleye devam’
HDK’yi savunmaya devam edeceklerini vurgulayan Yağmur Yurtsever, HDK’nin çalışmalarının kamuoyuna açık bir şekilde yapıldığını anımsattı. Yağmur Yurtsever, iktidarın ya da muhalefetin hiçbir şeyden bahsedilmemesi için operasyonlarına devam ettiğinin altını çizerek, “Tam da burada siyaseti toplumsallaştırmaya, toplumsal olanın siyasetini yapmaya ihtiyacımız olduğu için, hangi örgütten, hangi mücadele alanından, hangi çatıdan olursak olalım, bugün ‘HDK biziz! Milyonlarız, Tutsak Olmayız!!’ diyoruz. Bu hukuksuzluğa karşı Gezi davasının, Kobanê davasının, tüm diğer kumpas davalarının tutsaklarıyla birlikte HDK’yle ve HDK’li olduğu için tutuklanan arkadaşlarımızla dayanışmamızı dile getiriyor, emperyalizme, sömürgeciliğe, yayılmacılığa ve işgallere karşı halkların barışı ve emeğin, ezilenlerin siyasal gücünün arttığı bir demokrasi için birlikte mücadeleye devam edeceğimizi bildiriyoruz” dedi.
Listede isimleri bulunan kişiler savcılığa giderek, dilekçe ile ifade verme talebinde bulundu.