Sanat, tarih ve anlam: Bir atölyenin hikâyesi
- 09:04 8 Ocak 2025
- Yaşam
Neslihan Kardaş- Öznur Değer
WAN - Hasret İpek İlçin, açtığı mum atölyesinde hem üretim yapıyor hem de bilgilerini başkalarına öğretiyor. “Ben kendimi mum ile tanımlayabilirim,” diyen Hasret İpek İlçin, atölyesinin tamamen kendine ait bir dünya olduğunu söylüyor. Tarihçi olması ve bir kadın olarak bakış açısı nedeniyle özellikle mitolojik figürler ve kadın temalarına yöneldiğini belirtiyor. Kullandığı her figürün ise kendine özgü anlamlar taşıdığını dile getiriyor.
Kadınlar bulundukları her yeri yeni bir yaşam alanı haline dönüştürürken, geliştirdikleri yetenekleri ile yeni alanlar açıyor. Yaşamı renkli kılan kadınlar erkek aklın dayattığı yaşam karşısında yeni kapılar aralayarak, ruhlarına hitap eden işlere sıkıca sarılıyorlar. Wan’da yaşayan 38 yaşındaki Hasret İpek İlçin de dayatılan yaşama karşı alternatif yaşam kapısı aralayarak kendi dünyasını yaratanlardan.
Tarih mezunu olan ve yıllardır üniversitede yüksek lisans, doktora yapan Hasret İpek İlçin, iki yıl önce bitirdiği doktora tezinden sonra akademik hayatına ara vererek, mum dökmeye başlıyor. Hasret İpek İlçin, yaklaşık 10 yıldır mum ile ilgileniyor. Hobi olarak mum dökmeye başlayan Hasret İpek İlçin, zamanla bunu bir meslek haline getiriyor. İki aydır Wan’da bir “Mûmê” adında mum atölyesi açan Hasret İpek İlçin, yaptığı mumların yanı sıra aynı zamanda mum yapımını öğrenmek isteyenlere atölyede dersler de veriyor.
Hasret İpek İlçin’in mum atölyesinden içeri girerken, kadın eliyle adeta sanata dönüşen mumlar insanı hayran bırakıyor. Mumlarda yer alan mitolojik figürler, kadın figürleri ise gözden kaçmıyor. Direnişçi kadın, savaşçı kadın ve kölelik zincirlerini kırmaya çalışan kadın figürleri ise en dikkat çekenlerden.
Hasret İpek İlçin, yaptığı işi ve işe başlama hikayesini anlattı.
10 yıldır mum döküyor
Hasret İpek İlçin, mum dökmenin zihni boşaltmak ve rahatlatmak için en iyi yollardan biri olduğunu belirterek, mum dökerken o iş dışında başka hiçbir şey düşünmediğini ifade etti. Hasret İpek İlçin, mum yapmanın bu yönünün kendisini çok rahatlattığını söyleyerek, “Yüksek lisans ve doktora süreçlerinde çok stresli dönemlerim oluyordu. İnternette gezinirken, mum yapmanın başlangıç setini gördüm, satın aldım ve ilk mumumu döktüğüm zaman verdiği rahatlığı ve stres azalttığını fark ettiğimde, yapmaya devam ettim. Yaklaşık 10 yıldır mum döküyorum ve bu süre boyunca hep hobi olarak yapıyordum” dedi.
'İnsanlar burayı gördüklerinde çok sevdiler’
Hasret İpek İlçin, bu işi ticarete dökmek gibi bir fikrinin olmadığını, daha çok evde kendisi ve çevresindeki insanlar için mum döktüğünü söyledi. Bunu bir iş olarak yapma fikrinin ise bu sene arkadaşları ile otururken oluştuğunu belirten Hasret İpek İlçin, “Arkadaşlarımın desteği ve cesaretlendirmesi ile başladım. Çünkü Van’da bu işin nereye gideceğini çok kestiremedim. Riskli bir ticaretti. Bende riski göze alarak bu şekilde başladım. Atölyemi açalı iki ay oldu. Bu işe başladıktan sonra Van’da çok fazla mum seven insanın olduğunu fark ettim. İnsanlar şimdiye kadar internet üzerinden çok daha pahalı mumlara erişmek için çaba göstermiş. Ya da hiçbir emeğin olmadığı, sadece cam kavanozlara dökülen mumlara insanlar maruz kalınca burayı gördüklerinde çok sevdiler. Özellikle jel tasarımlarımız çok ilgi gördü. İnsanlar farklı bir şeyler görmek istiyormuş. Ama daha çok yeni olduğumuz için pek tanındığımızı da düşünmüyorum. Ona rağmen ilgiden memnunum” sözlerini kaydetti.
Mum yapımında kullanılan hammaddeler
Mumları yaparken üç çeşit ham madde kullandığını, bu hammaddelerin ise parafin, soya wax ve jel olduğunu ifade eden Hasret İpek İlçin, “Soya, soya fasulyesinden elde edilen bitkisel bir hammadde olduğu için solunmasında herhangi bir sıkıntı oluşmuyor. Parafin, bir petrokimyadır. Jel de kimyasaldır ama petrokimya değildir. Benim gibi sürekli mum yakan, akşamları biraz dinlenmek isteyen, mum ışığında kahvesini yudumlayan insanlar genelde parafin tercih ederler. Çünkü parafin, daha uzun süreli kullanılabilen bir hammadde. Soya wax, daha çabuk tükendiği için da daha çok dekor olarak kullanmak isteyen insanların ya da ara sıra yakan insanların tercih ettiği bir hammadde” şeklinde konuştu.
‘Kadınlar mum ışığı ile içindeki savaşı durdurmaya çalışıyor’
Mumlara işlediği figürlere değinen Hasret İpek İlçin, mum yaparken daha çok kendi beğenilerini insanlara sunduğuna işaret ederek, “Mesela kullandığım esanslarda kendi sevdiğim esansları kullanıyorum. Aslında şu an kendi beğenilerimi müşterilerime sunuyorum. Ben tarihçi olduğum için ve tarihe ilgim olduğu için, aynı zamanda bir kadın olduğum için daha çok mitolojik figürlere ve kadın figürlerine yöneldim. Kullandığım her figürün farklı farklı anlamları var. Bu sebepten kadınlara yönelik olması beni mutlu ediyor. Elbette erkek müşterilerimizin daha çok tercih ettiği modellerimiz de var ama yüzde seksen kadınlara yönelik modellerimiz var. Kadınlar mumu daha çok tercih ediyor. Çünkü kadınlar çok daha fazla savaş veriyor. Bence bu sebepten kadınlar mum ışığı ile içindeki savaşı durdurmaya çalışıyor” dedi.
‘Kendimi mum ile tanımlayabilirim’
“Ben kendimi mum ile tanımlayabilirim” diyen Hasret İpek İlçin, “Ben sabah burayı açtıktan sonra müşterin gelip gelmemesi ile ilgilenmiyorum. Çünkü kendi dünyama giriyorum burada. Bu sebepten diğer esnaflar gibi müşteri beklemiyorum. Ben sadece çalışıyorum. Gelen müşteri olursa alışverişini yapıyor, olmazsa da dükkanımı kapatıp gidiyorum. Burası tamamen benim dünyam” ifadelerini kaydetti.
Mum yapmayı öğrenmek isteyenler için atölyeler veriyor
Mum dökmenin yanı sıra mum dökmeyi de öğreten Hasret İpek İlçin, buna ilişkin atölyeler verdiğini belirtti. Hasret İpek İlçin, atölyeyi ilk açtığında mum öğrenmek isteyenlerden çok talep gördüğünü söyleyerek, “Bireysel ya da üç kişiye kadar atölyeleri burada veriyoruz. Mum nasıl yapılır, koku nasıl seçilir, hangi hammadde hangi kokuyu ne kadar tutar, tasarım nasıl yapılır? Bunun gibi mumun bütün ince detaylarını öğretiyorum. Ama sayı üç kişiden fazla olunca atölyemiz küçük olduğu için daha uygun bir mekanda 10 kişiye kadar öğrenci alabiliyorum. Şu an devam eden sekiz öğrencim var ama önceki süreçlerde öğrenip bırakanlar da oldu. Toplamda 20-25 kişiye mum yapmayı öğrettim diyebilirim” dedi.
‘Kadınlar ürettiklerini topluma kazandırmalı’
Ülkenin şartlarının çok zor olduğunu dile getiren Hasret İpek İlçin, bu şartların kadınlar için ekstra zor olduğuna dikkat çekti. Kadınların bir yerden başlaması gerektiğini söyleyen Hasret İpek İlçin, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Beklemek, ertelemek tamamen bize zarar veriyor. Evet, hepimizin maddi kaygıları var. Ama kadınlar üretebiliyorlarsa, bu ürettiklerini topluma kazandırmaları gerekiyor. Aslında bu bir sorumluluk aynı zamanda. Yani kadınlar durmasınlar, bir yerden başlasınlar ve kendi yaptıklarını topluma kazandırsınlar. Çünkü toplumun buna ihtiyacı var.”