Akademisyen Yıldız Önen: Kürt halkı Ortadoğu’da da direnişin simgesi

  • 09:03 11 Aralık 2025
  • Güncel
Devrim Fındık
 
İSTANBUL - Barış Akademisyeni Yıldız Önen, İran’daki  ‘jin jiyan azadî’ eylemine Kürt halkının öncülük ettiğini belirterek, “Kürt halkı, Ortadoğu’da da direnişin simgesidir” dedi.
 
Türkiye’de Barış Akademisyenleri tarafından 2016’da yayımlanan barış bildirisi, yalnızca akademik özgürlüklere yönelik müdahaleleri değil, devletin şiddet politikalarının eleştirilmesini hedef tahtasına yerleştiren geniş kapsamlı baskı rejimini görünür kıldı. Açıklamanın ardından yüzlerce akademisyenin ihraç edilmesi, pasaportlarının iptal edilmesi ve sistematik soruşturmalarla karşı karşıya bırakılması, Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğünün daralma hızını gösteren en çarpıcı örneklerden biri oldu. 
 
Bu süreç, akademiyi iktidarın ideolojik aygıtı hâline getirmeye dönük politikaların bir uzantısı olarak değerlendirildi. Birçok akademisyen, hem yaşam güvencesini hem de mesleki varlığını koruyabilmek için ülkeyi terk etmek zorunda kaldı; sürgünde ise alternatif bilgi üretim ağları kurarak akademik dayanışmayı başka coğrafyalarda sürdürdü. 
 
Barış Akademisyeni Yıldız Önen Türkiye’de devam eden Barış ve Demokratik Toplum Süreci ve akademideki baskılar üzerine JINNEWS’e konuştu.  
 
‘Amacımız toplumsal barış ruhunu sağlayabilmek’
 
Barış Akademisyeni Yıldız Önen, Eleştirel Barış Ağı’nın temel amacının toplumsal olarak barış ruhunu güçlendirmek olduğunu ifade etti. Türkiye’de son 20-30 yılda, Kürtleri bir bütün olarak ele alan bir akademik çalışma ortamının oluşturulmaya çalışıldığına dikkat çeken Yıldız Önen, “Kürtlerin tarihini sömürgecilerin gözünden değil, direnen Kürt halkının gözünden yazmak; dilimize sahip çıkmak, varlığımızı anlatabilmek gibi önemli çalışmalar yıllardır yürütülüyor” dedi. Eleştirel Barış Ağı’nda pek çok barış akademisyeni ve KHK ile görevden ihraç edilen öğretim üyelerinin bulunduğunu belirten Yıldız Önen, “Bütün bu akademisyenlerle yapmaya çalıştığımız şey, sömürgecilerin yazdığı tarihi direnen Kürt halkının gözünden yeniden yazmaktı” diye konuştu.
 
‘Kürt halkı Ortadoğu’daki direnişin simgesi’
 
Ortadoğu’daki direnişin en güçlü temsilcisinin Kürt halkı olduğunu dile getiren Yıldız Önen, “İran’daki ‘Jin, Jiyan, Azadî’ isyanında görüldüğü gibi Kürt halkı Ortadoğu’da direnişin simgesidir. Akademinin en önemli görevlerinden birinin Kürt kadınlarının sesini duyurmak.Baskı ve otoriter rejimleri sürekli anlatmak, toplumda ezilen bir hissiyat yaratabiliyor. Oysa buna karşı çok ciddi direnişler var ve biz bu direnişlerin bir kısmını da görünür kılmak zorundayız. Geçmişten bugüne Kürtlerin kazanımlarını anlatan bir akademik performans sergilemek gerekiyor. Barış için Akademisyenler oluşumu da o dönem yaşananlara farklı bir ses çıkarabilmek içindi” diye belirtti.  
 
‘Kadın mücadelesi uluslararası yürütülmeli’
 
Kadınların mücadelesinin toplumları dönüştürme gücüne sahip olduğunu belirten Yıldız Önen, “Ortadoğu’da yıllardır kadınların yürüttüğü enternasyonal mücadelenin toplumu çok ciddi biçimde değiştirdiğini düşünüyorum. Ataerkiye karşı mücadele, hem kadınların kendilerini dönüştürdü hem de bu dönüşüm toplumları değiştirdi” dedi. Hâlâ ciddi sorunların yaşandığını vurgulayan Yıldız Önen, kadın mücadelesinin uluslararası bir düzlemde sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.
 
Akademideki siyasi baskı
 
Barış için Akademisyenler oluşumuna yönelik baskıların en çok üniversite öğrencilerini etkilediğini belirten Yıldız Önen, “Bizler hayatımıza devam etmekte ve akademik çalışma yürütmekte zorlandık. Daha da önemlisi, Türkiye’de yeni bir akademinin kurulmasının önü kesildi. Öğrenciler daha sağcı, militarist akademisyenlerle eğitim yapmak zorunda bırakıldı. Yine de Türkiye’de yeni bir akademi kurma fırsatlarının kullanılabileceğine dair umudumu koruyorum” diye konuştu.