Serhad'da 9 Ekim protestoları: Direniş komployu boşa çıkardı

  • 15:45 9 Ekim 2025
  • Güncel
HABER MERKEZİ - Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun yıldönümü dolayısıyla yapılan açıklamada, “Önder Apo’nun tarih sahnesine çıkışı, yok sayılma zincirine vurulan bir halkın ‘varız’ mührüdür. Kürt halkının, 52 yıllık özgürlük mücadelesiyle ulaştığı tarihsel aşama, artık hiçbir gücün ‘Kürt yoktur’ diyemeyeceği bir dönemi yaratmıştır” denildi. 
 
Demokratik Kurumlar Platformu (DEKUP) öncülüğünde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun 27’nci yılı dolayısıyla Serhad bölgesinin birçok kentinde basın açıklaması gerçekleştirildi. 
 
Bedlîs 
 
Bedlîs Ulu Camii önünde gerçekleşen açıklamaya, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Bedlîs il ve ilçe örgütü temsilcileri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe temsilcileri, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER) yöneticileri, DEM Parti Bêdlis Milletvekili Hüseyin Olan ile çok sayıda kişi katıldı. 
 
Açıklamada “Bi Rêbertiya azad ber bi civaka azad ve” (Özgür Önderlikle özgür topluma) yazılı pankart açıldı.  
 
Açıklama metnini DEM Parti İl Eşbaşkanı Fikret Birlik okudu.
 
‘Önder Apo’nun direnişi komplonun hedefini boşa çıkarmıştır’
 
9 Ekim’in Kürdistan ve Orta Doğu halklarının barış umutlarına yönelik kapsamlı bir saldırının miladı olduğunun belirtildiği açıklamada, “Önder Apo’nun geliştirdiği düşünce ve paradigma, halkların karşı karşıya kaldığı savaş, sömürü ve tahakküm düzenine karşı, özgür Kürdistan ve demokratik Orta Doğu perspektifiyle bir barış çıkışıydı. Kapitalist Modernitenin merkezleri bu fikri teslim almak, halkların özgür iradesini tutsak kılmak istedi. Ancak, İmralı’da 26 yıldır sürdürülen ağır tecrit koşullarına rağmen Önder Apo’nun direnişi, tarihsel ölçekte bir düşünsel ve politik karşı duruş olarak komplonun hedefini boşa çıkarmıştır” denildi. 
 
Mûş 
 
DEM Parti Mûş İl Binası önünde yapılan açıklamaya Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Bêdlis il ve ilçe örgütü temsilcileri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe temsilcileri ile çok sayıda kişi katıldı. “Bi Rêbertiya azad ber bi civaka azad ve” (Özgür Önderlikle özgür topluma) yazılı pankartın açıldığı açıklamada, basın metnini DEM Parti İl Eşbaşkanı Çiçek Tutuş okudu.   
 
‘Hiçbir gücün ‘Kürt yoktur’ diyemeyeceği bir dönemi yarattı’
 
Kürt halkının yüzyılı aşkın bir süredir inkar ve imha politikalarına karşı direndiğinin altını çizen Çiçek Tutuş, “ ‘Kürtler yoktur’ anlayışı, dört ulus-devletin ortak kurucu ideolojisi haline getirilmiş, her hak arayışı şiddetle bastırılmıştır. Ancak bu toprakların direniş geleneği, her seferinde bu karanlığı yarmıştır. Önder Apo’nun tarih sahnesine çıkışı, bu yok sayılma zincirine vurulan bir halkın ‘varız’ mührüdür. Kürt halkının, 52 yıllık özgürlük mücadelesiyle ulaştığı tarihsel aşama, artık hiçbir gücün ‘Kürt yoktur’ diyemeyeceği bir dönemi yaratmıştır. Bugün halkımızın iradesi, düşüncesi ve örgütlülüğü bu gerçeğin en somut ifadesidir” dedi. 
 
Açıklama, alkışlarla son buldu. 
 
Colemêrg
 
DEM Parti Colemêrg İl binası önünde yapılan açıklamaya Barış Anneleri Meclisi üyeleri, DEM Parti ve DBP il ve ilçe örgütü temsilcileri, DEM Parti Colemêrg milletvekilleri Öznur Bartın ve Onur Düşünmez ile çok sayıda kişi katıldı.
 
"Komploya hayır Sayın Öcalan'a özgürlük" yazılı pankartın açıldığı açıklamada, basın metnini  DEM Parti Colemêrg İl Eşbaşkanı Behçet Kanat okudu. 
 
'Önderliği tutsak olan bir halkın özgürlüğü de eksik kalır'
 
"Önderliği tutsak olan bir halkın özgürlüğü de eksik kalır" ifadelerinin yer aldığı açıklamada, "Önder Apo’nun yıllardır İmralı’da maruz bırakıldığı ağır tecrit, sadece bir kişiye değil, bir halkın barış umuduna yöneltilmiş bir saldırıdır. Bu nedenle, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü, Kürt halkının ve tüm Türkiye toplumunun demokratik geleceği açısından vazgeçilmez bir gerekliliktir. Bugün Kürt halkı meydanlarda, 'Bê Serok jiyan nabe' diyerek bu hakikati haykırmaktadır. Bu söz, bir slogan değil; halkın özgür yaşamla özgür önderlik arasındaki diyalektik bağı en yalın haliyle ifade eden bir irade beyanıdır" denildi. 
 
Açıklama, "Biji Serok Apu" sloganı ile son buldu. 
 
Wan
 
Wan AVM önünde yapılan açıklamaya TJA aktivistleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, DEM Parti ve DBP il ve ilçe örgütü yöneticileri, DEM Parti Wan Milletvekili Mahmut Dündar, belediye eşbaşkanları, demokratik kitle örgütleri ile çok sayıda insan katıldı. Wan AVM önünde yapılmak istenen yürüyüşe polisin müdahale etmesi ve kitleyi ablukaya alması sonucu kitle sloganlar eşliğinde oturma eylemi gerçekleştirdi. Açıklamada, "Özgür önderlikle özgür topluma" yazılı pankart açıldı. 
 
Ardından yapılan basın açıklamasında açıklama metnini DBP il yöneticisi Emin Kutas okudu. 
 
'Özgürlüğün ve barışın sesini de hep birlikte büyütelim'
 
9 Ekim komplosunun hatırlatıldığı açıklamada, "25 Ekim ayında ikinci yılını dolduran Küresel Özgürlük Kampanyası, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlama, komplonun yarattığı karanlığı dağıtma ve Ortadoğu halklarını barışın ufkuna taşıma hedefiyle büyümektedir. Bizler de bu tarihsel kampanyanın parçası olarak, Kürt halkının ve tüm demokrasi güçlerinin mücadelesini büyütme kararlılığındayız. Kapitalist Modernite’nin Önder Apo’nun yaktığı özgürlük ateşini söndürme çabaları boşa düşmüş, aksine bu ateş her geçen gün daha da gürleşmiş ve bugün Kürt halkı başta olmak üzere bütün Ortadoğu halklarının özgürlük yolunu aydınlatan bir meşaleye dönüşmüştür. Şimdi bizlere düşen, bu meşaleyi elden ele, dünyanın dört bir yanında gezdirip Önder Apo’nun özgürlüğünün yolunu açmaktır. Önder Apo’nun özgürlüğü, halkların barışı ve demokratik geleceği için en somut adım olacaktır. Komploya karşı sesimizi yükseltirken, özgürlüğün ve barışın sesini de hep birlikte büyütelim" denildi. 
 
Açıklama "Bîji Serok Apo" sloganları ile son buldu.  
 
Agirî
 
Agirî kmerkezinde yapılan açıklamaya ilçelerden de siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Demokratik Platformlar Kurumu tarafından yapılan basın açıklamasında,“Bi rêbertîya azad ber bi ciwaka azad ve” pankartı açılırken, “Gayet tabi kudretlidir durumumuz”, “Komploya karşı direniş, direniş ile barış” ve “Bijî berxwedana Îmrali” dövizleri taşındı.
 
Yürüyüşle basın açıklaması yapmak isteyen kitleyi engellemeye çalışan polisle kitle arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Polis, valilik kararını göstererek yürüyüşü engellemek istedi. Buna tepki gösteren kitle, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Direne direne kazanacağız”, “Bijî berxwedana Îmraliyê” sloganlarıyla cevap verdi. Gerginliğin ardından basın açıklamasını DBP İl Eşbaşkanı Sebih Kaya okudu.
 
Basın açıklamasının ardından polis ablukasını yarıp yürüyüşe geçen kitle, “Bijî Serop Apo”, “Bê Serok jiyan nabe”, “Jin jiyan azadi azad bike Rêbertî” sloganları attı. Alkış ve sloganlarla Tahir Elçi Caddesi üzerinden yürüyüşe geçen kitle, DBP İl binası önünde yürüyüşünü tamamladı.
 
Erzirom
 
Erzirom’un Qere Şivan (Karaçoban) ilçesinde de 9 Ekim Uluslararası komplo protesto edildi. Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde yapılan basın açıklamasına çok sayıda kişi katıldı. “Özgür Önderlikle özgür topluma” pankartının açıldığı açıklamada, basın metnini DBP İl Eşbaşkanı Ramazan Karakaş okudu.
 
Îdir
 
Îdir’da da komploya karşı basın açıklaması yapıldı. Demokratik Platformlar Kurumu tarafından yapılan basın açıklamasına DBP, DEM Parti Îdir İl ve ilçe örgütlerinin yanı sıra çok kişi katıldı. DEM Parti il binası önünde yapılan basın açıklamasında, komplo kınanırken, Demokratik Toplum ve Barış çağrısı sahiplenildi.
 
Komplonun Kürt halkının özgürlük iradesine, Ortadoğu’da demokratik dönüşümün öncülüğünü yapabilecek bir düşünceye karşı planlanmış uluslararası bir operasyon olduğu belirtilen açıklamalarda, “Çünkü Sayın Öcalan’ın geliştirdiği düşünce ve paradigma, halkların karşı karşıya kaldığı savaş, sömürü ve tahakküm düzenine karşı, halkların ve inançların bir arada eşit ve özgür bir şekilde yaşayabileceğine ilişkin sunduğu çözüm perspektifiydi. Kapitalist ulus devletler bu fikri teslim almak, halkların özgür iradesini tutsak kılmak istedi. Ancak, İmralı’da 26 yıldır sürdürülen ağır tecrit koşullarına rağmen Sayın Öcalan’ın direnişi, tarihsel ölçekte bir düşünsel ve politik karşı duruş olarak komplonun hedefini boşa çıkarmıştır. Kürt halkı yüzyılı aşkın bir süredir inkâr ve imha politikalarına karşı direniyor. ‘Kürtler yoktur’ anlayışı, dört ulus-devletin ortak kurucu ideolojisi haline getirilmiş, her hak arayışı şiddetle bastırılmıştır. Ancak bu toprakların direniş geleneği, her seferinde bu karanlığı yarmıştır. Sayın Öcalan’ın tarih sahnesine çıkışı, bu yok sayılma zincirine vurulan bir halkın “varız” mührüdür. Kürt halkının, 52 yıllık özgürlük mücadelesiyle ulaştığı tarihsel aşama, artık hiçbir gücün ‘Kürt yoktur’ diyemeyeceği bir dönemi yaratmıştır” denildi.  
 
'Sayın Öcalan’ın yaktığı özgürlük ateşini söndürme çabaları boşa düştü'
 
Tecridin sadece bir kişiye değil, halkların barış umuduna yöneltilmiş bir saldırı olduğu vurgulanan açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: ifadelere yer verildi: “Bu nedenle, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü, tüm Türkiye halklarının, kadınların, gençlerin, işçilerin, emekçilerin demokratik bugünü ve geleceği açısından vazgeçilmez bir gerekliliktir. 
 
Kürt halkı ve dostları tarafından başlatılan ve 2025 Ekim ayında ikinci yılını dolduran Küresel Özgürlük Kampanyası, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü sağlama, komplonun yarattığı karanlığı dağıtma, Ortadoğu halklarını barışın ufkuna taşıma hedefiyle büyümektedir. Bizler de bu tarihsel kampanyanın parçası olarak, tüm Türkiye halklarının ve tüm demokrasi güçlerinin mücadelesini büyütme kararlılığındayız.
 
Kapitalist ulus devletlerin, Sayın Öcalan’ın yaktığı özgürlük ateşini söndürme çabaları boşa düşmüş, aksine bu ateş her geçen gün daha da gürleşmiş ve bugün Kürt halkı başta olmak üzere bütün Ortadoğu halklarının özgürlük yolunu aydınlatan bir meşaleye dönüşmüştür. 
 
Şimdi bizlere düşen, bu meşaleyi elden ele, dünyanın dört bir yanında gezdirip Sayın Öcalan’ın özgürlüğünün yolunu açmaktır. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü, halkların barışı, demokratik bugünü ve geleceği için en somut adım olacaktır. Komploya karşı sesimizi yükseltirken, özgürlüğün ve barışın sesini de hep birlikte büyütelim.”