'Amed'de barış buluşmaları'nda Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü talep edildi

  • 21:16 28 Eylül 2025
  • Güncel
AMED – “Amed Barış Buluşmaları”na katılan yurttaşlar, barış sürecini başlatan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini vurguladı.
 
Amed Büyükşehir Belediyesi, 7 ay sürecek "Amed Barış Buluşmaları"nın ilkini, Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği'nin (GÖÇ-DER) desteğiyle, "Göç, Dönüş ve Barış" temalı panelle gerçekleştirdi. Cemil Paşa Konağı’nda gerçekleştirilen panele, çok sayıda siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
 
Amed Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler ve Diplomasi Birimi Sorumlusu Özlem Dilmaç’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelin açılış konuşmasını Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak yaptı. Yaklaşık bir yıldır başlayan süreç bağlamında herkesin kendi cephesinden çalışmalar yürüttüğünü dile getiren Serra Bucak, “Yerel yönetimler olarak, yerelden demokrasiyi savunan ve bu barışın ancak yerelden demokrasiyle, yerelin tartışmalarıyla gelişebileceğine inanan bir yerden bu buluşmaları yapmayı önümüze koyduk. 7 ay boyunca farkı temalarla kentin dinamikleriyle barışı ortaklaşacağız, konuşacağız. Toplumsal barışı ve özgürleşmeyi hep birlikte gerçekleştireceğiz” dedi.   
 
'Sayın Öcalan’ın insanlarımıza topraklara dönme çağrısı önemlidir'
 
Ardından söz alan GÖÇ-DER Eşbaşkanı Medya Alkan, göçlerde farklı halklar ve inançların ağır acılar yaşadığını belirterek, Ermenilerin, Alevilerin, Süryanilerin, Êzidîlerin,  katliama ve sürgüne maruz kaldığını hatırlattı. Kürdistan’ın tarihine de Kürtlerin Şak İslahat Planı’yla zorla yerinden edildiğini sözlerine ekleyen Medya Alkan, “1990’lı yıllarda Kürdistan da binlerce köy yakılıp, yıkıldı, milyonlarca insan zorla yerinden edildi. Bu sırada katliamlar, işkenceler, ciddi travmalar yaşanmıştır. Halklar, kültürlerine, dillerine dönük baskılara maruz kalmışlardır. Bugün hala köylerine dönmek isteyenler için ciddi engeller var. Bu tarihsel acıların tanınması ve yüzleşme sürecinin başlatılması büyük önem taşımaktadır. Bu adımların atılması sürece geniş destek sağlayacak. Sayın Öcalan’ın Maxmur’daki halkımıza, diasporadaki insanlarımıza topraklara dönme çağrısı önemlidir. Gerçek barışın inşası kadim topraklara dönmekle anlam bulacaktır” şeklinde konuştu.  
 
Ardından Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik ile Bağımsız Araştırmacı ve Sosyal Hizmet Uzmanı Berxwedan Koca’nın konuşmacı olduğu birinci oturuma geçildi. Ayşe Betül Çelik, kadın, barış ve göç üzerine yaptığı çalışmalara ve çalışmalar sonucunda ortaya çıkan sonuçlara dair konuştu. Berxwedan Koca ise göçlerin kişiler üzerinde yarattığı travmalara dair aktarımlarda bulundu.
 
'Barış istiyorlarsa önce sözlerini düzeltecekler'
 
Ardından soru-cevap kısmına geçildi. Burada söz alan yurttaşlar, 1990’lı yıllarda yaşanan göç ettirme politikalarını, köy yakmaları, baskıları hatırlatarak, tepkilerini dile getirdi. Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığını ve bu süreçte fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini vurgulayan yurttaşlar, “Terörsüz Türkiye” söylemlerine tepki göstererek, “Kürtler uyandı, bu sözlere kanmazlar. Barış istiyorlarsa önce sözlerini düzeltecekler. Meclis’te kalkıp ‘Terörsüz Türkiye’ söylemini kullanmayacak” dedi. 
 
‘Göç toplumlar arasında bir soykırım maddesidir’
 
GÖÇ-DER yöneticisi Mehmet Vecih Aydoğan’ın moderatörlüğündeki ikinci oturuma geçildi. Bu oturumda ilk olarak söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Göç ve Mülteciler Komisyonu Eş Sözcüsü Murat Mıhçı, başta Ermeniler olmak üzere Kürtler ve diğer azınlık halkların yaşadığı göçleri ve sıkıntıları hatırlatıp, kendi yaşamından örnekler verdi. Göçlerin genellikle olumlu olmadığına vurgu yapan Murat Mıhçı, “Zorunlu güç kavramını, tehciri yumuşatma olarak görüyorum. Göç aslında toplumlar arasında bir soykırım maddesidir. 2009-14‘te Ermenilerin özellikle bu bölgede göç ettiği yer Deyrizor bölgesidir. Ne acıdır ki bugünlerde Deyrizor’da sizin komşularınız gittikten sonra Kürtler de orada acı yaşıyor. Bu anlamda tarihsel yüzleşmenin varlığını ve göçün aslında toplumlar arasındaki sıkıntılarını iyi anlamak lazım” diye belirtti. Son olarak sol siyasi partilerin göç ve mültecilik kavramını çok es geçtiği eleştirisinde bulunan Mıhçı, “Göç her yanıyla büyük acılardır” dedi.
 
Ardından söz alan Sûr Belediye Eşbaşkanı Adnan Orhan,  son 50 yılda ülkede çok ciddi acılar, faili meçhuller, göçler yaşandığına dikkat çekerek, “Buna rağmen biz Kürtler her zaman barış istedik. Çünkü acılardan, zulümden en çok etkilenen biz Kürtler ama en çok barışı isteyenlerde bizleriz” dedi.
 
Panel soru-cevap kısmının ardından son buldu.