
KJAR: Tutsakların sesi olalım
- 17:27 27 Eylül 2025
- Güncel
HABER MERKEZİ –KJAR, İran cezaevlerinde tedavi hakları engellenen kadın tutsakların ölümlerini “kasıtlı ve planlı cinayet” olarak nitelendirdi, “Tutsakların sesi olalım” çağrısında bulundu.
İran cezaevlerinde Somaye Reşidi ve Sudabe Asadi, tedavi haklarının engellenmesi nedeniyle yaşamını yitirdi. Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR), yaşanan ölümlere dair açıklama yaptı.
‘İran rejiminin baskı politikalarını kınıyoruz’
“İran cezaevlerinde kadın siyasi tutsakların ölümü kasıtlı, planlı ve devam eden bir cinayettir” denilen açıklamada, “Karçek Cezaevi’nde Somaye Reşidi’nin ölümü, yalnızca kadın tutsaklar arasında değil, insan hakları savunucuları ve toplum genelinde de büyük yankı uyandırdı. Reşidi, İran’daki halk ayaklanmaları sonrası birçok kez tutuklanmış, ağır sağlık sorunlarına rağmen Evin ve Karçek cezaevlerinde tedavi hakkı sistematik biçimde engellenmişti. Bizler İran rejiminin baskı politikalarını kınıyoruz” diye belirtildi.
‘Kadın tutsaklar işkenceye maruz bırakıldı’
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “İran yetkilileri yıllardır tutsakların sesini kısmak için her yolu denedi. Kadın tutsaklar yıllarca işkenceye maruz bırakıldı. İran rejimi ise çelişkili açıklamalar ve yalanlarla gerçekleri örtmeye çalışıyor. Ancak gerçek, kadınların cezaevlerindeki direnişinde saklıdır. Halk ayaklanmaları yalnızca kadınların ölümüyle değil, yaşamın kendisiyle var olduğunu kanıtlamıştır. Zincirlere vurulan her yaşam, kaybedilen her can, sloganlarla, şarkılarla ve direnişle karşılandı. Bu, İran rejiminin asla bastıramayacağı bir kültürdür.”
Karçek’ten Yezd’e kadar kadın tutsakların tedavi hakkının engellendiğine dikkat çekilen açıklamada, “Zeyneb Celalian mide rahatsızlığı, epilepsi, görme kaybı ve diş enfeksiyonları yaşamasına rağmen tedavi hakkından mahrum bırakılıyor” denildi.
‘Tutsakların sesi olalım’
Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Somaye Reşidi ve onun gibi yaşamını yitiren kadınların ölümleri sıradan bir kayıp olarak görülmemeli. İran rejiminin uygulamaları açık, kasıtlı ve devam eden bir cinayettir. Bu durum, rejimin iç ve dış politikada umutsuzluğunu ve çaresizliğini ortaya koymaktadır. Kadın tutsakların direnişi, yaşama dair umudu güçlendirmektedir. Bizler, özgür bir yaşam uğruna kendini feda eden tüm kadın tutsakların sesi olmalıyız.”