
‘Hem barış deniliyor hem de çocuklarımız hücreye konuluyor’
- 09:06 24 Ağustos 2025
- Güncel
Şehriban Aslan
DÎLOK - Hasta tutsak Şaban Kaygusuz’un hücreye konulmasına dair konuşan annesi Duriye Kaygusuz, “Bir yandan barış deniliyor bir yandan da çocuklarımız hücreye gönderiliyor. Ben bu barıştan bir şey anlamadım. Artık bu tür şeylerin olmasını istemiyoruz” dedi.
Şirnex’te 2018’de yaşanan bir çatışmada sağ elini ve sağ bacağını kaybeden Şaban Kaygusuz (27), gözaltına alınıp tutuklandı. Siirt Cezaevi’nden Diyarbakır D Tipi Cezaevi’ne sevk edilen Şaban Kaygusuz’a, Siirt 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 31 yıl hapis cezası verildi. Şaban Kaygusuz son olarak 20 Ekim 2021’de Kayseri Bünyan 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi.
Hasta tutsak Şaban Kaygusuz’a dair daha önce “Tek başına cezaevinde kalamaz” kararı veren ATK kararını mahkeme uygulamazken, ATK ikinci kararında ise durumunun hayatı için “Kesin bir tehlike” arz etmediğini belirterek tahliyesine gerek olmadığını savundu.
Şaban Kaygusuz’un annesi Duriye Kaygusuz da oğlunun cezaevinde yaşadığı zorlukları anlattı.
‘Dilekçesi kabul edilmedi’
Bir yandan barış denildiğini, bir yandan umudun var olduğunu söyleyen Duriye Kaygusuz, bir yandan da çocuklarının üzerinde var olan tecridin hala devam ettiğini belirtti. Duriye Kaygusuz, “Oğlum Kayseri Cezaevinde kalıyor ve oradaki merdiven yüksek. İnip çıkmakta çok zorlanıyor. Arkadaşları ona yardım etmek zorunda kalıyor. Çoğu zaman merdivenden düştüğü bile oluyor ama bize hiçbir zaman bu durumdan bahsetmedi. Arkadaşlarından sağlığının iyi olmadığını öğrendik. Oğlum cezaevinde yaşamını sürdüremiyor. Şaban biraz daha rahat edebileceği bir cezaevi için dilekçe verdi fakat kabul edilmedi” dedi.
‘Dostlar mı düşmanlar mı bilmek istiyoruz’
Aynı cezaevinde olan Aziz Baytekin’in yakınlarına Şaban Kaygusuz ile hücrede olduğu haberini verdiğini kaydeden Duriye Kaygusuz, “Neden hücrede olduklarını da bilmiyoruz. Ne sorun var neler yaşanıyor onu da bilmiyoruz. Şaban’ın kolu ve ayağı yok. Neden bu zulüm yapılıyor ona? Bir yandan barış deniliyor bir yandan da çocuklarımız hücreye gönderiliyor. Ben bu barıştan bir şey anlamadım. Artık bu tür şeylerin olmasını istemiyoruz. Şaban’ın ve diğer çocuklarımızın cezaevinden çıkmasını istiyoruz. Bu var olan hukuka göre de gereklidir. Hukuk varsa hem hasta tutsakların hem de siyasi tutsakların cezaevinden tahliye edilmesi gerekir. Biz bu süreçten ne anlayacağımızı bilmiyoruz. Dostlar mı düşmanlar mı bilmek istiyoruz. Evet, bunlar dostumuz ve bunlarla birlik olacağız demek istiyoruz. Biz gerçek ve dürüst bir barış istiyoruz” şeklinde belirtti.
'Barış deniliyor ama savaş devam ettiriliyor’
Kürdistan’da 50 yıldır devam eden bir savaşın olduğuna dikkat çeken Duriye Kaygusuz, iki taraftan gençlerin yaşamını yitirdiğini ifade etti. Bu savaşın artık bitmesi gerektiğine vurgu yapan Duriye Kaygusuz, “Artık yeni bir geleceğin inşa edilmesi gerekiyor. Her dakika, her saniye gözümüz televizyonlarda yeni bir haber gelecek diye. Barışa dair güzel bir söz duyacağız diye bekliyoruz. Devlet tarafından bu kirli savaşın artık durması gerekiyor. Mesela Türk Devleti Başur’da savaşa ve kimyasal silah kullanımını hala devam ettiriyor. Madem bir barış sürecinden bahsediyorsunuz barışın gerekliliklerini yerine getirin. Dağda olanlar da evlerine dönsün. Savaş istemiyoruz, barış ve kardeşlik istiyoruz. Kan dökülsün istemiyoruz. Annelerin yüreği artık yanmasın. Devlet nezdinde barış için adımlar atılsın” sözlerine yer verdi.
'Önderliğimizi görmek istiyoruz'
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısının kendileri için tarihi olduğunu belirten Duriye Kaygusuz, son olarak şu ifadeleri kullandı: “Önderliğin çağrısına çok sevindik. Önderlik bugün Orta Doğu halkları için bu adımı attı. Bizde anneler, şehit ve gazi anneleri olarak Önderliğimizi görmek istiyoruz. Önderliğimizin dediklerini, bize anlatmak istediklerini anlamak istiyoruz. Savaş her ne kadar yıllardır devam etse de Önderlik daima barışı istedi. Yıllardır tecritte olmasına rağmen yine barış dedi. Hem Kürtlerin hem de Türklerin çocuklarını düşünerek barış dedi. Eğer Önderlik barış dediği zaman devlet onu dinleseydi bu kadar insan kaybetmezdik. Bende kurulan komisyona katılmak istiyorum ve bir anne olarak Önderliği görmek istiyorum. Onu görmek bizim açımızdan çok kutsal ve önemlidir.”