Cenazeleri almak isteyen heyetin bekletilmesi protesto edildi
- 18:28 9 Ocak 2025
- Güncel
WAN - Wan’da katledilen gazetecilerin cenazelerini almak için giden heyetin günlerce Habur Sınır Kapısı’nda keyfi olarak bekletilmesi protesto edildi.
Wan’da, Kuzey ve Doğu Suriye'de haber takibi yaptığı sırada Türkiye’nin Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) ile katlettiği gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın cenazelerini almak için 6 Ocak tarihinde Habur Sınır Kapısı’na giden heyetin geçişlerinin engellenmelerine ilişkin Perihan AVM önünde açıklama düzenlendi. Açıklamada, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), DEM Parti Wan Milletvekili Zülküf Uçar, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Tewgera Jinen Azad (TJA), Barış Anneleri Meclisi, DEM Parti gençlik meclisi, sivil toplum örgütleri (STÖ) ve çok sayıda yurttaş katıldı. Yapılan açıklamada sık sık “Şehit namırın”, “Jin jiyan azadi” ve “Özgür basın susturulamaz” sloganları atıldı.
‘Ölünün defin hakkı engelleniyor’
Paris'te 9 Ocak’ta katledilen 3 kadın siyasetçiyi anarak konuşmasına başlayan DEM Parti Wan milletvekili Zülküf Uçar, “Bütün uluslararası hukukta yasaklanmış olmasına rağmen Rojava’da bütün yaşam alanları haftalarca, aylarca ve yıllarca bombalandı. En son atılan bombalarda Nazım Daştan ve Cihan Bilgin yoldaşlarımız katledildi. Aileleri haftalarca cenazelerin gelmesini beklerken, günlerdir de Habur sınır kapısında cenazeleri almak için bekletiliyor. Günlerdir cenazelerin sınır kapısından geçişine izin verilmiyor. Ölünün defin hakkı, ailelerin yas hakkı engellendi” dedi.
‘Cenazelerin ailelerine teslim edilmesi zorunluluktur’
Rojava’da defnedilecek gazetecilerin Türkiye sınırına getirilmemesinin insan hakkı ve hak ihlalinin olduğunu dile getiren Zülküf Uçar, “Nasıl ki geçmişte Kürt halkının köyleri boşaltıldıysa, asit kuyularında katledildiyse ve Amed zindanlarında bin bir türlü işkenceye zulme maruz bırakıldıysa bugünde cenazeler bombalandıktan sonra cenazelerin ailelere teslimi ve usulünce defni engellenmektedir. Nazım Daştan ve Cihan Bilgin cenazelerinin ailelerine teslimi ve kendi topraklarında yas hakkının da sağlanması bir zorunluluktur” dedi.
Açıklama, ‘özgür basın susturulamaz’ sloganıyla son buldu.