ŞIRNEX- Katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın cenazelerini almak üzere Güney Kürdistan’a gitmeleri keyfi bir şekilde engellenen heyet adına açıklama yapan DEM Partili Kamuran Tanhan, “Önümüze hangi gerekçe ve sorunlarla gelirlerse gelsinler bizi yolumuzdan döndüremezler” dedi.

 

Kuzey ve Doğu Suriye’de 19 Aralık’ta SİHA ile katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın cenazelerini almak üzere Federe Kürdistan Bölgesi’ne doğru yola çıkan heyet, saat 16.00’dan bu yana Habur Sınır Kapısı’nda bekletiliyor. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mêrdîn Milletvekili Kamuran Tanhan, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ile sivil toplum örgütü temsilcileri ve ailelerin olduğu heyetin sınırdan geçmesi “sistem yok” denilerek engelleniyor. Pasaportları mühürlenmeyen heyet üyeleri 16 saati aşkın süredir sınır kapısındaki bekleyişlerini sürdürüyor.

 

‘Bizi buradan çıkarmak istediler’

 

Sınır kapısında dün akşamdan beri yaşanan sürece dair açıklama yapan heyet adına konuşan DEM Parti Milletvekili Kamuran Tanhan şunları söyledi: “Bu aşamadan sonra artık konuşmak olmuyor. Çünkü öyle bir süreç işlettiler ki dün akşam 16.00’dan bu yana burada keyfi bir şekilde bekletiliyoruz. Bu da işkencedir. Biz Güney Kürdistan’a geçmeyelim diye geçmek isteyen herkesi keyfi bir şekilde durdurma hakkını kendilerinde bulmuşlar. Sadece bizi değil buradaki herkesi mağdur ediyorlar. Öyle görünüyor ki alınan kararla Güney Kürdistan’a geçmek isteyen tüm vatandaşları cezalandırıyorlar. Bu keyfi bir tutumdur. Hiçbir zaman böyle bir şeyle karşılaşmadık. Dünden bu yana çeşitli gerekçelerle bizi durdurdular. Önce arabada sorun aradılar o çözüldükten sonra bizi yine beklettiler. Ve şimdi de bizim dışımızda bekleyen kimse yok. Bu tutum bizim heyetimize yönelik bir tutumdur. O nedenle de kabul edilemez. 

 

Dünden beri bakanlıklardan tüm yetkililere kadar herkese ulaştık. Bize ‘Bir sorun yok geçeceksiniz hemen onlara ulaşıyoruz, arıyoruz’ dediler ancak yalan çıktı. Dün gece 03.00 sıralarında görevli biri ‘İsterseniz sizi şehre kadar götürebiliriz’ dediler. Bizi buradan çıkararak sistemi çalıştırıp geri kalanları geçirmek ve bize de sabah gelince aynı muameleyi yapmak istediklerini düşünüyorum. Biz de burayı terk etmeyeceğimizi söyledik. Önümüze hangi gerekçe ve sorunlarla gelirlerse gelsinler bizi yolumuzdan döndüremezler. Bunu iyi bilsinler. Bugün ne olursa olsun Güney Kürdistan’a geçerek gerekli başvurularımızı yapacağız ve amacımıza ulaşacağız.”