Alevilere yönelik saldırılara tepki
- 14:18 3 Ocak 2025
- Güncel
DÊRSIM - Ders’im Emek ve Demokrasi Platformu Suriye’deki Alevilere yönelik saldırılara ilişkin basın açıklaması ve yürüyüş gerçekleştirdi.
Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, Suriye’deki Alevilere yönelik saldırıları protesto etmek amacıyla basın açıklaması ve yürüyüş gerçekleştirdi. Kitle Dersîm Sanat Sokağı'ndan Seyit Rıza Meydanı'na kadar yürüdükten sonra açıklama yaptı. Açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dersîm Milletvekili Ayten Kordu’nun yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada, “Suriye’de katliamlara, emperyalist ve Siyonist saldırılara hayır” pankartı açılırken, “Katil İŞİD Ortadoğu’da defol” sloganları sık sık atıldı.
‘Birçok Alevi vatandaştan haber alınamıyor’
Açıklamada ilk olarak konuşan Emek Partisi (EMEP) İl Başkanı Ergin Tekin konuştu. Ergin Tekin, “Suriye'de 8 Aralıktan bu yana başını HTŞ’nin çektiği cihatçı gruplar yönetimi ele aldı. O günden bu yana azınlık haklara yönelik saldırılar da artmış durumda. Bölgede bulunan halkların kaygıları giderek büyümekte. Özellikle Alevi halka karşı birçok saldırı ve baskı politikaları ile karşı karşıyayız. Evlerinden alınan birçok Alevi vatandaştan şu an haber alınamıyor. Bu süre içerisinde iktidarda olana HTŞ’nin lideri halklara karşı daha hoşgörülü olacaklarını belirtmelerine rağmen saldırılar devam ediyor. 2011’den bu yana gerçekleşen saldırılar hala hafızamızda. Aynı şekilde Rojava’da demokratik bir yönetim kurma çabasında olan yönetime karşı baskı politikaları artmış durumda. Biz de bu katliamlara hayır demek için bir araya geldik” dedi.
‘Projenin istikrar yerine daha fazla kaos ve çatışma yaratıyor’
Ardından Emek ve Demokrasi Platformu adına basın metnini Pir Sultan Abdal Derneği (PSAKD) Dersîm Şube Başkanı Ali Ekber Kaya okudu. Ali Ekber Kaya, “ABD, İsrail ve işbirlikçi devletlerin desteğiyle şekillenen Büyük Ortadoğu Projesi, başlangıçta bölgesel istikrarı sağlamak, ekonomik işbirliğini güçlendirmek ve siyasi entegrasyonu teşvik etmek iddiasıyla ortaya atılmıştır. Ancak geçmişte Afganistan, Irak ve Libya müdahaleleriyle somutlaşan bu proje, bölge halklarına yalnızca yıkım, göç dalgaları ve insan hakları ihlalleri getirmiştir. Bugün Suriye’de yaşananlar, bu projenin somut bir uygulaması olarak karşımıza çıkmakta; Filistin ve Lübnan’da derinleşen insani krizlerle birlikte, söz konusu projenin istikrar yerine daha fazla kaos ve çatışma yarattığı açıkça görülmektedir” diye belirtti.
'İnsanlık onuruna vurulmuş en ağır darbe'
Ali Ekber Kaya, Türkiye hükümeti yetkililerinin HTŞ liderleriyle yaptığı görüşmeler ve “Emevi Camii'nde namaz kılma” söylemlerinin, yaşanan krizdeki sorumluluğu gözler önüne serdiğine dikkat çekti. Ali Ekber Kaya, “Suriye’de iktidarı ele geçiren ve Türkiye’nin de desteklediği radikal dinci gruplar, farklı inanç ve kimliklere karşı acımasız baskı ve şiddet uygulamakta; Aleviler, Kürtler, Hristiyanlar, Dürziler ve şeriata dayalı bir yaşam tarzını benimsemeyen herkes sistematik zulme, ağır baskılara, işkencelere ve ölümlere maruz bırakılmaktadır. Bu insanlar, herhangi bir suç işledikleri için değil; kimlikleri, inançları veya etnik kökenleri nedeniyle hedef hâline gelmektedir. Benzer nefret politikalarının yol açtığı katliamlar, daha önce Dersim’de, Maraş’ta, Çorum’da ve Sivas’ta da yaşanmıştır. O dönem de insanlar, eylemlerinden ötürü değil; salt doğdukları kimlik ve inançla var oldukları için katledilmiştir. Bir insanın en temel varoluşunun 'suç' olarak görülmesi, insanlık onuruna vurulmuş en ağır darbedir. Bugün Suriye’de yaşananlar, bu tarihsel acıların tekrarı niteliğindedir. Herhangi bir hukuki gerekçe veya somut bir suç isnadı olmaksızın, topluluklar sistematik biçimde baskı, ayrımcılık ve şiddete maruz kalmaktadır. Kimlikleri nedeniyle zulme uğrayan, susturulan ve katledilen insanların acısı hepimizin ortak bilincinde derin izler bırakmaktadır” sözlerini kullandı.
‘Suriye’de yaşananlar insan haklarına saldırıdır’
Açıklamada son olarak şu ifadeler yer aldı: “Tüm bu gerçekler karşısında, Suriye’de yaşananlar temel insan haklarına, evrensel hukuka ve ortak vicdana yönelik ağır bir saldırı niteliğindedir. Aleviler başta olmak üzere tüm farklı inanç gruplarının güvenliğini sağlamak ve onurlarını korumak, yalnızca bölgesel bir mesele değil; insan hakları ve adalet adına evrensel bir sorumluluktur. Dersim Emek ve Demokrasi Platformu olarak bizler, barış, özgürlük ve eşitlik temelinde birlikte yaşamanın mümkün olduğuna inanıyoruz. İnanç ve halkların haklarının, bölgede kalıcı barışın ve ortak yaşamın temelini oluşturduğunu ifade ediyor, yeni felaketlerin, katliamların ve toplumsal parçalanmaların önüne geçmek için uluslararası kamuoyunu ve insan hakları savunucularını, yaşam hakkı gasp edilen topluluklara etkin biçimde destek olmaya çağırıyoruz.”
‘Rojava’yı korumaya devam edeceğiz’
Son olarak konuşan DEM Parti Milletvekili Ayten Kordu ise Orta Doğu'da yeniden dizayn savaşlarının yürütüldüğünden bahsederek, “Önce şimdi Suruç'ta, Nusaybin'de bir yürüyüş gerçekleşiyor. Burada günlerdir sınırda nöbette olanları saygıyla selamlıyorum. Her yerde Rojava halkı için direnmeye devam edeceğiz. Rojava’da kadın öncülüğünde gerçekleşen devrim halkların umududur. Oradaki paradigma bizlere umut kaynağıdır. Sonuna kadar Rojava’yı korumaya devam edeceğiz. Bugün Suriye'de Alevilerin katledilmesi ve yaşam alanı bulamaması faşist zihniyetin kendisidir. Biz bu topraklardan bu kirli zihniyeti burada da yaşadık ve buradan konuşuyoruz. Sadece Dersim değil bu coğrafya nice katliamlar gördü dolayısıyla bu ırkçı zihniyetin farklılıklara tahammülü yoktur. Bu yüzden bu coğrafyada başta Kürtler ve Aleviler olmak üzere çok büyük emekler ve mücadeleler verdik ve bu mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
‘Birleşmemiz ve örgütlenmemiz gerekiyor’
Rojava’daki çetelerin günlerdir dijital medyada Alevi düşmanlığı yaptığını vurgulayan Ayten Kordu, “Biz bu emevi saltanatına diz çökmedik, bundan sonra da diz çökmeyeceğiz. Onun için Kürt ve Alevi halkı olarak farklı kimliklere yaşam hakkı tanımayan bu zihniyete karşı herkes mücadele etmek zorunda. Her şeye anında soruşturma açan savcılar, Alevilere ilişkin saldırılar için tek bir soruşturma başlatmadı. Bu sebepten bizim her yerde birleşmemiz ve örgütlenmemiz gerekiyor. Özgür bir yaşamı hep beraber inşa edeceğiz” sözlerini kullandı.
‘Barış mücadelesi hepimizin omuzlarındadır’
Ayten Kordu son olarak PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeyi hatırlatarak, “Sayın Öcalan ile yapılan görüşmede verilen mesaj barış, bütün toplumsal kesimlerin omuzlarındadır sadece mecliste değil. ‘Barış mücadelesi hepimizin omuzlarındadır’ diyor bu yüzden çok daha fazla kenetlenecegiz ve her yerde eşit adil ve onurlu bir yaşam ve barışı hep beraber sağlayacağız. Bunun için bütün herkesi sorumluluğa davet ediyoruz” dedi.