
‘Demokratik toplum çocukları toplumsal çürümeden koruyacak’
- 09:09 26 Eylül 2025
- Güncel
AMED – Savaşın ve yoksulluğun yükünü en ağır şekilde taşıyan çocukların demokratik toplumla korunabileceğini vurgulayan Beritan Güneş Altın, “Çocukların haklarına kavuştuğu bir gelecek için Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı yol göstericidir” dedi.
Kürdistan’da kadınlar ve çocuklar, savaşın, yoksulluğun ve toplumsal çürümenin tehdidi altında yaşamlarını sürdürüyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısı ise bu koşullarda büyüyen çocuklar için yeni bir yaşamın inşasını işaret ediyor. Derinleşen yoksulluk, eğitim sistemindeki tekçi-milliyetçi yaklaşımlar ve cezasızlık politikaları çocukların hayatını kuşatan temel sorun başlıkları olarak öne çıkarken, “demokratik toplum” bu sorunların çözümünde güçlü bir alternatif sunuyor.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü Beritan Güneş Altın da toplumsal çürüme kıskacında çocukların konumunu değerlendirerek komisyonun mevcut süreçte ortaya koyacağı çalışmaları JINNEWS’e anlattı.
‘Savaşın izleri silinmeli’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının toplumun bütün kesimlerinde büyük bir heyecan yarattığını söyleyen Beritan Güneş Altın, çağrının herkes için yeni bir yaşamın kapılarını açtığını belirtti. Beritan Güneş Altın, “Toplumun her kesimine hitap eden, çocukları da dışında bırakmayan ve çocukların hem şu anını hem de geleceğini düzenleyen bir çağrı olduğundan bahsedebiliriz. Savaşın mağdur ettiği en önemli gruplardan birinin de çocuklar olduğu aşikâr. Çünkü çocukluk dönemi bütün hayatı anlamlandırma sürecinde ve kimlik inşasında çok önemli bir yaş dilimidir. Çocukken savaşı yaşayanlarla yetişkinken savaşı yaşayanlar arasında ciddi fark olduğunu literatür bize söylüyor.
Dolayısıyla savaşa tanıklık etmiş olmak ve kendi dilini konuşamamak gibi pek çok sebepten dolayı bir çocuğun savaştan etkilenmiş olmasının çarpan etkisinin çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Barış süreçleri dünyada da yürütülürken bir motto söylenir; çocuklar için barış içinde bir gelecek bırakmak… Bu gerçekten çok önemli. Barışı tesis etmek ve geleceği şu anda inşa eden çocuklar için hem bedenlerinden hem de zihinlerinden savaşın izlerini silmek çok önemli” dedi.
‘Komisyon çocukları görmeli’
DEM Parti Çocuk Komisyonu olarak bu süreçte çocukların ihtiyaçlarını, geleceği ve şu anı nasıl örgütleyebilecekleri ile ilgili tartışma yürüttüklerini aktaran Beritan Güneş Altın, bu hususta Haziran ayında Amed’de gerçekleştirdikleri “Çatışma ve Çözüm Süreçlerinde Çocuk” başlıklı çalıştayı hatırlattı. Beritan Güneş, çalıştayda tanıklıkları, akademiyi ve sivil toplum kuruluşlarını dinlediklerini ifade ederek, “Gelecekte bu sürecin çocuklara ne getirebileceğini konuştuğumuz bir konferans gerçekleştirdik. Burada öne çıkan en önemli konulardan biri de çocukların kendi ana dillerinde eğitim alabilmeleriydi. Çünkü bir çocuk kendi anadilinde eğitim almadığında savaşın en somut göstergesiyle o anda karşılaşmış oluyor. Eğer bir çocuk anadilinde eğitim alamıyorsa o gün ayrımcılık başlamış oluyor ve öteki olduğunu hissediyor. Orada yaşamış olduğu duygusal kayıp ve geride kalma hali bütün hayatını domine eden bir duygu olarak kalıyor.
Bu sebeple şu anda meclis bünyesinde çalışan ve barışı tesis edecek yasaları tesis etmesini beklediğimiz komisyonun çocukları da gözetmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu sürecin çocukların şu anına ve geleceğine olumlu bir katkı sunacağını düşünüyoruz. Çocukların bu mekanizmaya katılmasının siyaseten yol ve yöntemlerini tartışıyoruz” sözlerine yer verdi.
Çözümün yolu ‘demokratik toplum’
Beritan Güneş Altın, çocukların yalnızca savaşla değil, aynı zamanda yoksulluk ve cezasızlık politikalarıyla da karşı karşıya bırakıldığını belirterek, onları pek çok yönden etkileyen ciddi toplumsal sorunların bulunduğunu söyledi. Çocuklarla ilgili suçların yaşandığı durumlarda toplumsal çürümenin en görünür biçimiyle ortaya çıktığını vurgulayan Beritan Güneş Altın, “Çocukların çok yönlü bir kuşatma altında olduğunu söyleyebiliriz. Bütün bunların çözümünün demokratik toplumdan geçtiğini düşünüyoruz. Sayın Abdullah Öcalan ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısını yaparken ve toplumsal çürümeden bahsederken Narin Güran gerçekliğine değindi. Çocuğu koruyamayan ve çocuğa yönelik suç üreten bir toplumun çürüdüğünden ve bu toplumun demokratik toplum ile bir çözüme kavuşabileceğinden bahsetti. Dolayısıyla çocukların adil, eşit, mutlu ve haklarına kavuştuğu bir geleceği oluşturmanın yolu Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısından geçmektedir” ifadelerini kullandı.
‘Çürüme, çocukların hapsedilmesi ile engellenemez’
Çocukların suç kavramıyla yan yana getirilmesine değinen Beritan Güneş, “Çocuğun neden suç işlediğine yönelmeyen, doğrudan sonuçla çocuğu yargılamaya çalışan bir akılla karşı karşıyayız” diyerek eleştirilerini dile getirdi. Bugün Ankara’da gerçekleştirecekleri “suç ve çocuk” konulu çalıştayı da hatırlatan Beritan Güneş Altın, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Bizler hem komisyonda hem de ilgili süreçlerin bütününde çocuğu suça iten meselelerin çözülmesi gerektiğini çok kez ifade ettik. Eğer uyuşturucu ve yoksullukla mücadele edilmezse, adil bir sosyal hizmet mekanizması kurulmazsa ve çocuk koruma mekanizmaları aktifleştirilmezse bütün bunlar toplumda bir çürümeye sebep olur. Toplumsal çürüme en çarpıcı sonuçlarını çocukların üzerinde verirken, çocukların suç işliyor olması kendi kendine ortaya çıkmış bir mesele olamaz.
Dolayısıyla bütün bu mekanizmaları çözmeyen akıl, çocuğu hapsederek bu çürümenin önüne geçebileceğini düşünüyor. Oysa biz biliyoruz ki, bir çocuk ceza infaz sistemi içerisinde çok fazla vakit geçirdiğinde oradan rehabilite olmuş şekilde değil, daha fazla o ağın içine bulaşmış şekilde çıkıyor. Bu saiklerle Ankara’da bir çalıştay düzenliyoruz. Pek çok ilden çocuk kurumlarını, adalet sistemi içerisinde çocuk çalışan uzmanları ve sivil toplum kuruluşlarını davet ettiğimiz bir çalıştay yapıyoruz. Bu çalıştayda çocuk ve suç bağlantısını, bu faktörlerin nasıl geliştiğini çoklu boyutlarda konuşacağız. Çalıştay sonuçlandığında bir deklarasyonumuz da olacak.”